Vance Joy - Georgia
—
Bunu yapmamalıydı. Bir insan sayesinde, bu kadar iyi hissetmeyi kaldıramazdı. Kollarının doluluğuna alışırsa pişman olacaktı. Bunun bilinciyle göğüsünün üzeri yanarken, umursamamaya çalışarak daha sıkı sardı onu.Gözleri sıkıca yumulmuştu. Kollarının arasında anında uyuyakalan Jimin'e hayret etmiş, ilk defa ondan erken uyumadığı için bir yandan şanslı hissetmişti. Bunu ona teklif eden kendisiydi, ama bu hisleri yaşayacağını bilseydi emindi ki böyle bir şeyi teklif etmeye asla cesaret edemezdi.
Aslında çok güzeldi. Sıcaktı. Belki ona işkence çektiren adamın oğluydu, ama Jimin bir katil olamayacak kadar sıcacıktı. Elleri yumuşacıktı, saçları huzur gibiydi, ve kolları bir anne şefkati gibi narince sarmalıyordu seni. O kötü biri olsa bile, Yoongi'yi tuzağına dahil edip bir gün öldürecek olsa bile yıllar sonra ona tattırdığı her şey değeri ödenemeyecek şeylerdi. O karanlık ve soğuk zeminlerde kıvranırken uyuyamadığı gecelerde en çok ihtiyaç duyduğu şey bir beden sıcaklığı olmuştu. Bilemezdi Jimin'e bu kadar iyi gelebileceğini. O yalnızca varsayımları üzerine ona bu teklifi yöneltmişti. Yine de görüleceği üzere Jimin şu an Yoongi'nin kolları arasında bu teklifin doğurduğu sonuç olarak uyumaktaydı.
Gülümsedi Yoongi. Bu durum anormal görünmemeliydi gözüne. Bir yatakta bir adama sarılmış bir şekilde uyumak ne kadar anormal olabilirdi ki.
"Jimin," fısıldadı ve tavana odaklamış olduğu gözlerini kapattı. "Bana bilmediğim hisleri hissettirme, korkuyorum."
**
Bir iş günü daha sonlanmaya yüz tutmuş, ve keyiflice sona ermişti. Jimin bu sabah keyifli uyanmanın verdiği neşelilik ile sürekli espriler yapıp Yoongi'yi neşelendiriyordu.
Ara sıra Seokjin'i arayıp onunla olan bitenlerden konuşuyor ve bilgi alıyorlardı. Jimin temkinli olmakta kararlıydı. Başlarına kötü bir olay gelmeden, bu işi tamamen sonlandırmalıydı.
Yoongi son kez mailindeki çevirileri kontrol etti, ayaklanarak Jimin'in masanının yanında durdu ve yazdığı metni seyretti. "Ne zaman eve gideceğiz?"
Jimin yaptığı işten başını ona doğru çevirirken parmaklarını durdurdu. "Evi çok seviyorsun sanırım, ayrı kalamıyorsun hiç." Sırıtmış ve yarım kalan metnine geri dönmüştü.
"Güvenli orası Jimin, anlasana işte." Gözlerini devirerek Jimin'in masasının arka kısmındaki camın yanına gitti. Perdeyi parmağına dolarken dışarıyı seyrediyordu. "Her ne kadar senin yanındayken güvende olsam da, ev gibisi yok."
Jimin kaşlarını çattı hafifçe. "Benim planlarım vardı ama."
Yoongi tekrar Jimin'in yanına döndü ve kalçasını masaya yasladı. "Plan mı?"
Jimin sandalyesini Yoongi'ye doğru döndürdü. "İşim biti sayılır, hazırlan da yavaştan çıkalım."
Bu cevapla tatmin olduğunu sanmıyordu. Buna rağmen yaslandığı yerden kalktı ve askılıktan ceketlerini aldı. Birini Jimin'in masasına bırakmış, diğerini de kendisi giyinmişti. Jimin'in planlarına karışmak istemediği için ağzını bağlı tutmuş, soru sormamıştı. Böylesi iyiydi, Jimin'in bir bildiği olmalıydı.
Bir süre sonra, ikisi de bürodan çıktı ve Jimin'in arabasına bindiler. Yoongi hâlâ merağını susturmakla cebelleşiyor, Jimin'in ağzından ufak bir laf alamıyordu. Kısa bir yolculuk değildi, uzun da değildi. Bir süre sonra Jimin gözüne kestirdiği bir yere arabasını park etti, ve arabadan inerek Yoongi'nin yanına gelmesini bekledi.
Yoongi arabadan iner inmez, sert rüzgarın saçlarını savurmasıyla önüne gelen tutamları arkaya doğru yatırmıştı. Yoldan geçmeyen arabalarla birlikte, burası ıssız bir yer gibi görünüyordu. Issızlığıyla verdiği huzur Yoongi'yi gülümsetirken, Jimin'e bakmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
algofobi | yoonmin
FanfictionBabasının kirli ellerinden kurtardı onu. -Fobi serisi 2. Kitap -Birinci kitapla alakası yoktur. Serinin birinci kitabı Sosyofobi | Yoonmin'i, @nwalkalone wattpad hesabında bulabilirsiniz.