Jimin gözlerini aralamadı. Yorgun hissediyordu, bitkindi. "Normal değil sanırım."Yoongi endişelenmişti. Elinin tersini Jimin'in alnına koydu. "Peki bu ne demek oluyor?"
Jimin omuzlarını silkti. Konuşmak değil de, sadece uyumak istiyordu. "Önemli değil. Hem sen de uyumadın, dinlenmelisin."
Yoongi başını iki yana salladı. İyi görünmüyordu, ve önemli olmalıydı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. "Emin misin?"
Jimin başını sallayarak onu onayladı. Isınan vücudu tümüyle uyuşurken kılını dahi kımıldatmak istemiyor ve örtülerin arasında eriyene dek kalmayı düşlüyordu. Yoongi'nin üzerine diktiği gözlerini güçlükle hissederken mırıldandı. "Hadi Yoongi."
Yoongi içine çekmiş olduğu nefesi bıkkınlıkla verirken ne yapacağını bilmeden oturduğu yerden bacaklarını sallıyordu. "Uyu hadi, uyumak iyi gelir belki."
Burada yatması ne kadar doğruydu bilmiyordu. "Odana gitmene yardım etmemi ister misin?"
Ses alamadığını fark etti. Tüm gücüyle üzerine serilmiş battaniyesine sarılıyordu. Jimin'in gözlerinin önüne düşmüş saç tutamlarını yavaşça arkaya doğru yatırdı. İçine giren soğuğu eritmek için büyük bir savaş veriyor gibiydi..
Yoongi bile, ağzı metalik kokan soğuk odasının üşüttüğü bedeninden hâlâ kurtulamamıştı. Soğuk kanına karışmış, vücudunda dolaşmaya bıkmadan devam ediyordu.
"Zamanla iyi olacaksın."
Sesli düşündüğünü fark etmeden ayaklandı ve vakit geçirecek bir şeyler aramaya başladı. Sönmüş şöminenin sol tarafında duran cennetlik görüntüye ilerleyerek elini kitaplık raflarında dolaştırdı.
Gözleri hayranlıkla kitaplıkta dolanırken, deri kapaklı kalın bir kitap çekti ilgisini. Kitabı yerinden çıkararak, hâlâ sıcaklığını koruyan az önce oturduğu yerine geri döndü.
Elinde tuttuğu ganimetinin kalın kapağını araladığında, onun bir şiir kitabı olduğunu anladı. Hissettiği zerafet taşıyan bu duyguyu sevmişti. Peş peşe yazılan kelimelerin bir araya getirdiği anlam topluluğunu hayranlıkla okudu. Hatırlamadığı kelimelerin üzerinde durmuyor, ve bir gün hatırlayacak olma umuduyla bir sonraki satıra geçiyordu.
Ara sıra Jimin'i kontrol ediyor ve dikkat çeken kötü bir durum var mı diye yokluyordu.
Kelimelerin yoğunluğu gözlerini acıtmaya başlarken, kitaptan başını kaldırmadı ve kapıldığı akıntıya teslim olarak satırların kendisini sürüklemesine izin verdi.
Bir süre sonra gözlerinin üzerine çullanan ağırlığın kurbanı oldu ve yanında uyuyan Jimin'e eşlik etmeye başladı.
**
"Yoongi,"
Jimin yattığı yerden Yoongi'nin bacağını dürtükleyerek onu uyandırmaya çalıştı. "Uyan." Ağrıyan başı yüzünden gözlerini açamazken içten içe sızlandı. O soğukta saatlerce oturmamalıydı.
"Jimin?" Yoongi mırıldanarak gözlerini açarken birbirine bağlamış olduğu kollarını çözdü. Yaslandığı yerden güçlükle doğruldu ve loş odada Jimin'in yüzünü seçmeye çalıştı.
"Neyin var?"
Kafasını battaniyenin içine sokan Jimin'i görmek güçtü. Ağrısı var gibi görünüyordu.
"Şu camın perdesini kapayabilir misin?"
Başını sallayarak ayaklandı ve odanın içerisinde açık olan perdeyi çekiştirerek kapattı. Loş olan oda iyice karanlıklaşırken Jimin başını battaniyesinin içinden çıkarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
algofobi | yoonmin
Fiksi PenggemarBabasının kirli ellerinden kurtardı onu. -Fobi serisi 2. Kitap -Birinci kitapla alakası yoktur. Serinin birinci kitabı Sosyofobi | Yoonmin'i, @nwalkalone wattpad hesabında bulabilirsiniz.