32: the birth of the night

1.7K 151 75
                                    

"Uzun zamandır görmediğin ailenden birinin yaşadığını öğrendin Yoongi," kaçılabilecek en güzel yer olan odalarında, kendilerini yorganın altına saklayarak uykuya dalmadan önce yapılan sohbetlerin içinde bulduktan bir beş dakika sonrasındaydık. Soğuyan ve bir türlü ısıtamadıkları evlerinin üşüttüğü bedenlerini ısıtmanın tek yolu vardı ki, o da iki çift koldan geçiyordu. "Onunla konuşman gerekenleri konuşmadan öylece sırt çevirmek seni mutlu edecek mi?"

Dün gece zar zor atlattıkları mevzu saatlerdir dillerinden düşmüyordu ki, uyumaya çalışmayı bile engelleyen soru işaretleri vardı zihinlerinde. "Ailemden yaşayan tek kişi sensin Jimin, seninle güzel bir başlangıca adım attık ve ben bunu hiçkimsenin aptal cümleleriyle bozmak istemiyorum." Ağızından çıkan cümleleri Jimin'in saç tutamlarına çarptığında, göğüs kafesinde küçük bir sıcaklık hissetti. "Artık korkmuyorum demiyorum elbet, büyük de konuşmayacağım ama beni senden koparacağını sezdiğim hiçbir şeye yaklaşamam."

Sözlerinin etkisiyle belini sarmalayan bir çift kol sıkıntılara büyük yelpazesini sallarken Yoongi karşılık olarak kollarının arasına sokulan bedenin saçlarının arasına tatlı bir buse kondurdu.

"Bu evi bu kadar çok sevmesek, inan bana gözümü bile kırpmadan onlardan çok uzağa götürürdüm bizi." Jimin'in derin nefesi Yoongi'nin göğüsüne çarptı. "Tam toparlandık derken yeni bir faciayla burun buruna geliyoruz. Ben seninle bir sabah uyandığımızda hiçbir şey için endişelenmeden bir gün geçirmek istiyorum."

Göğüsüne yaslanan bedenin yanağına yerleştirdi elini. Hafifçe geri çekilerek göz kontağı kurdu ve gülümsemeden hemen önce baş parmağıyla küçük bir tur attı yanağında. "O halde bugün deniyoruz bunu. Bundan çok fazla ders çıkarabileceğimizden eminim." gözlerinin içi gülen Yoongi büyük bir inançla Jimin'e fısıldarken, yarın için yaptığı küçük planı ona anlatmaya koyuldu.

"Yarın haftanın son günü, fazlasıyla miskin olalım ve kötü konuları dilimizin ucuna dahi almayalım." Jimin yanağını okşayan parmak sayesinde gözlerini kapadığında, Yoongi onu tekrar eski konumuna döndürerek göğüsüne yasladı.

"Dünyada yalnızca ikimiz varmış gibi, sadece bizim için özel bir gün."

**

Ne kadar konuşulursa konuşulsun konunun ardında bıraktığı tedirginlikler bırakmıyorken zihnini, Yoongi'nin elinden gelen tek şey Jimin'in kollarına sığınmak oluyordu. Geçmişindeki parçalar ufak ufak yerine otururken bunu atlatmaya çalışmak bir hayli zor oluyordu onun için. Yine de gerçekten mantıklı kararlar verebildiğinde ferahlıyordu can sızısı. Abisinin onu terk ettiği bu yaşamın sonunda kavuşabildiği bedene sarılıyordu. Hiçbir bilgisi olmadan yeni doğan bir bebek gibi geldiği bu evde öğrenmişti sevmeyi. Erkek kadın farkı yaratmaksızın aşkı ilk tattığı adamın yanında bulmuştu kendini.

Sıradan bir hayat düşündü aniden. Okula gidip geldiğini, serseri ve ergen bir erkek gibi yaşadığını. Her gece haylazlık yaparak evden kaçtığını. Sıradan bir insana tutulduğunu, seviştiğini, terk edildiğini, bunları dert etmeksizin yaşadığını düşündü. Gözüne serilen leş düşüncelerin hangisi Park Jimin'i karşısına çıkarırdı? Senelerce bilmediği bir tramvayla, her saat başı çektiği acılarla yaşadıktan sonra bir sıcak suya muhtaç olan bedenini sarmalayan bu bedenin kalbinin temizliğini nasıl hissedebilirdi? Nasıl âşık olabilirdi ki bu denli.

Sıcaklığın, sevginin ne demek olduğunu bildiği için minnet dolu hissediyordu.

Ne bir öfke hissediyordu artık, ne de bir nefret.

Sadece seviyordu. Nefret ve öfkenin yakınına dahi yaklaştırmadığı adamı. Yalnızca onu.

Dün birlikte kararlaştırmış oldukları miskinlik gününün öğlen vakitlerindeydiler. Fazlasıyla geç uyuduklarından ötürü henüz uyanmamış olan Jimin'i seyre dalmıştı Yoongi. Düşüncelerinin sonu yüzündeki tatlı tebessümüyle sonlanırken sevdasıyla tutuşan parmak uçları, dudakları aralık bir şekilde derince uyuyan bedenin yüzünde gezinmeye başladı. Aklında onlarca söz uçuşurken, bugün Jimin'le birlikte yapmak istediklerini canlandırdı kafasında.

algofobi | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin