20k için minnettarım. hâlâ okuyan ve desteklerini esirgemeyen tüm okurlarıma sevgiler.
okul öncesi, motive olsun bakalım. okula gidecek herkes için şimdiden başarılar dilerim.
—
Yeterince aksattıklarını düşündükleri iş yerindeki üçüncü haftalarıydı. Şu son günlerde büroya yeni bir teklif gelmiş ve bütün herkes başını tam anlamıyla işe gömmüştü. Geceye kadar çalışıyorlardı ve boş vakit bulmak kesinlikle her biri için yer altından çıkan madenler kadar değerliydi.
Yoongi'nin başı sürekli düşerken, kendini silkeliyor ve uyanık kalmaya çalışarak kendisini dürtüyordu.
Jimin ise uyumamaya alışık olduğundan ötürü direnebiliyor, ve üzerlerine yüklenen işin altında kalmamaya çalışarak Yoongi'nin düzenlemiş olduğu içerikleri Fransızca'ya çeviriyordu.
İş yerinde fazla kişi olduğu söylenemezdi. Fransızca, İspanyolca ve Japonca çevirmenleri işlerine devam ediyor, işini bitiren ise arkasına dâhi bakmadan evlerine gidiyordu.
"Yemin ederim," dedi yorgun sesiyle birlikte yavaş parmakları klavyenin üzerisinde gezinirken. "okuduğumdan hiçbir şey anlamıyorum."
Jimin gülerken Yoongi'nin masasının üzerindeki boş kahve bardaklarını işaret etti. "O kahveler neye yaradı tartışılır."
Yoongi döner sandalyeye kendisini vererek, bacaklarını masaya koydu ve vücudunu esneterek gerinmeye benzer sesler çıkardı. "Bu ayın izinlerini kullandığımız için mi canımıza okudular bu kadar bilmiyorum ama," ellerini gözlerinin önüne getirdi. "Sanırım parmaklarımı hissetmiyorum."
Jimin gülerken bir yandan çevirmek zorunda olduğu çevirisine devam ediyor, hiçbir vakti ziyan etmemek için çabalıyordu. "Hadi Yoongi, bir an önce yapalım ki eve dönelim."
Sandalyenin üzerinde resmen uyukluyordu. "Beş dakika daha Jimin-shi." Jimin'in ismini uzunca telafuz ederken, Jimin oturduğu yerden kalkarak Yoongi'nin masasının önüne geldi. "Kaytarıyor musun sen," Başını arkaya atmış gözleri kapalı bedenin yüzünü incelerken kahkahasına engel olmaya çalıştı.
"Azıcık kestireyim, beni uyandırırsın."
Tekerlekli sandalyenin kalın kenarlığına kalçasını yaslayarak, yüzünü Yoongi'nin yüzüne yaklaştırarak onu dudaklarından öptü.
Ayıltmayı planlıyordu, yerine daha çok sinmesi de nereden çıkmıştı.
"Hey!" Yoongi'nin çenesinden tutarak uyuklayan bedenin başını iki yana doğru salladı. İş yerinde (ara sıra) kullandıkları saygı ifadesini kullanıp onu öpmesi ortama komik bir hava katarken, Yoongi herhangi bir tepki vermeden uykusuna devam ediyordu.
"Ah pekâlâ," dedi hafifçe doğrulurken. Kollarını büyük bir oyunculukla birbirine bağlayarak konuştu. "Ben de styajer'den yardım isterim." Cümlesinin ardından aralanan gözlerle, istifini bozmadı.
İşte böyle oltama gelirsin.
Yoongi sandalyesinde doğrulurken, Jimin çoktan yapıya yürümeye başlamıştı. "Nereye hemen,"
Kapı koluna koyduğu elini çekmeden başını Yoongi'ye çevirdi. "Sen yorgun değil miydin, dinlen biraz daha. Ben de yardım isteyeceğim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
algofobi | yoonmin
FanfictionBabasının kirli ellerinden kurtardı onu. -Fobi serisi 2. Kitap -Birinci kitapla alakası yoktur. Serinin birinci kitabı Sosyofobi | Yoonmin'i, @nwalkalone wattpad hesabında bulabilirsiniz.