XVII

279 33 221
                                    

On dakikadır yürümekte olduğumuz koridorda, ölüm sessizliği hakimdi.

Bileklerime takılmış kelepçeler içimdeki kaşıma duygusunu uyandırmışken, derin bir nefes verip, kafa dağıtmak amacıyla Aaron'a döndüm. Ona yönelmiş olan bakışlarımı kısa sürede fark edip, bakışlarıyla konuşamayacağımızı belirttiğinde onay verip ilerlediğimiz koridoru incelemeye başladım. Undyne ve benim tıkıldığım yer ile şuan gördüğüm yerler arasında çok büyük farklar olmakla birlikte, burada daha fazla kişi vardı. Daha büyük parmaklıklar, daha geniş alan, ve en önemlisi: ışık.

En azından etrafımdakileri görmek için gözlerimin karanlığa alışmasına gerek kalmayacaktı.

Ayrıca, yeni bir oda arkadaşım olmuştu: Aaron. Siyah dağınık saçları suratının üzerine kusursuzca dağılırken dudaklarının kenarından ayrılmayan yamuk gülümsemesi günlük hayatta çoğu kızın ve erkeğin gönlünü çalabilecek iki tehlikesi alaşımdı. Tek kusuru gözlerinin altında iyice belirginleşmeye başlamış olan göz altlarıydı ki, ona serseri tarzı bir hava kattığından bazılarının daha da çok hoşuna gideceğinden emindim.

Hücremizin önüne geldiğimizde, içeride bir kişinin daha olduğunu fark edip, kaşlarımı çattım. Hapishane hücrelerinde üçer kişi kalındığını bilmiyordum doğrusu.

"Herkes sıraya!  Kontrol yapılacak! "

Kulağımın dibindeki askerin bağırması ile olduğum yerde sıçramış ve ağzımdan ufak bir inilti kaçırmıştım. Askerlerin ve yeni hücre arkadaşlarımın garip bakışları üzerine yüzüm pancara dönerken, kontrol için kollarımı kaldırdım. Askerlerden biri gelip her santimimi rahatsız edici bir şekilde tararken, gözlerimi kapatmadan edememiştim. Aklıma beni köşeye sıkıştıran o iki canavar geliyordu.

Bütün vücudumun korku içinde titremesi ile daha da sıkı yumdum gözlerimi. Ağlamak istemiyordum, ama boğazıma oturan o yumru her saniye daha da büyüyor gibiydi.

"02 numaralı suçlu temiz, " beni tarayan asker, yüzündeki sert imajı değiştirmeden konuşmaya devam etti.

"Hücrede 41 ve 15 numaralı suçlularla birlikte kalacaksın. Vücut ölçülerine uygun kıyafetler hücrenin içinde. Buradaki genel kuralları sana 41 ve 15 anlatacaktır, lakin tek bir şeyi anlamanı istiyorum." Gittikçe yaklaşırken nefesi tutmuş, endişe ve merak içinde beklemeye başlamıştım. Asker, gözlerini gözlerimden ayırmadan tok bir ses tonuyla fısıldadı.

"Her saniye gözler üzerinde olacak. Tek bir yanlış hareketin sonucunda o güzel başın boynundan ayrılmış olur."

Yutkundum. Sözlerindeki ciddiyet tüylerimin diken diken olmasına sebep olurken, yapabildiğim tek şey kafamı sallamak olmuştu.

"Güzel. Herkes nöbet yerlerine marş!"

Askerin söylediklerinin etkisini hala üzerimden atamamışken, sakin bir şekilde hücreme girdim. Hücrenin içindeki sessizlik, insanı sağır edecek türdendi.

Askerler gidene kadar.

"Vay be, demek 02 sensin! Bu şerefi hangi suçuna borçlusun tatlım?" Turuncu saçlı bir kadın, kolunu omzuma atıp neşeyle şakırken anlamadığımı belirtircesine suratına baktım. Birkaç saniyelik bakışmamızın ardından gelen 'şlap' sesi, elini alnına vuruşundan gelmişti.

"Ah tabii, üzgünüm. Ben Osiris, 15 olan! İşte bu da Aar-"

"Ben kendimi tanıtabilirim tatlım, yine de başarısız çaban için seni kutlarım. Ben Aaron, ve sen de o minik el sıkışmamızdan öğrendiğim kadarıyla Frisk olmalısın. Ah, seninle tanışmak büyük bir onur."

abandoned memories | undertaleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin