"Merhaba dünyalı mı? Ne oluyor lan benimle dalga mı geçiyorlar" Ali şüphe ile adama bakmaya başladı tabi bunları dışından söylememişti. Sonra tekrar etrafına bakmaya başladı. İlk gözlerini açtığında da garip gelmişti zaten. Burdaki insanların hepsi uzun boyluydu ve sağ kaşlarının üzerinde Belli başlı numaralar yazıyordu. Dikkatli baktığında önündeki adamın kaşının üzerinde TN700013 yazıyordu. Diğer kişilerede baktığında onlarda TN7000 ile başlıyordu ama sonraki 3 hane farklıydı. Hepsinde aynı hane sayısı kadar numaralar vardı. Vücutları üzerlerindeki üniformadan dolayı tam belli olmamakla beraber normal gözüküyorlardı ne çok zayıf nede çok kaslı yada şişmandılar.
Etrafa iyice baktığında buradakiler in hepsi erkekti, kadın gözükmüyordu etrafta. Kendi aralarında birşeyler konuşanlar vardı ama dillerini anlamıyorlardı. çok garip bir konuşmaları vardı daha önce böyle bir dil duymamıştı. Çevredeki herşey metal rengindeydi yani herşey metalden yapılmış gibiydi. İlginç olan etraftaki hiç birşey normal değildi. Sandalye olduğunu düşündüğü şeyler sanki havada uçuyordu ayakları yok gibi gözüküyordu. Daha dikkatli baktığında etraftaki hiç birşey yer ile temas etmemekteydi hepsi havada süzülüyordu. Sanki filmlerde görmüş olduğu bir uzay aracının içindeydi.
- Merhaba dünyalı mı çok komik espiri anlayışınız varmış bunu çok sevdim. Öteki dünyaya gelen insanlara hep böylemi davranıyorsunuz.
Adam şaşkın bir şekilde Ali'ye bakmaktaydı.
- Ne demek istiyorsun anlamadım.
- Daha yeni öldüm ve benimle sanki uzaylıymışım gibi dalga geçiyorsun rahatlatmaya mı çalışıyorsun bilmiyorum ama şuan hiçte rahat değilim burası neresi sorgulanacağım yer mi?
- Kafan karışmış galiba sen ölmedin ama biz yetişmeseydik ölecektin. Merhaba ben bu geminin kaptanı Erylant öncelikle yarana bakmamıza izin ver.
Bir an yarasını unutmuş olan Ali elini bıçak yaralarına götürdü okul tişörtü sırılsıklam olmuştu heryeri kandı daha fazla dayanamadı ve bayıldı. İki kişi gelip onu yerden aldılar sonra içerisi laboratuvarı andıran bir yere getirdiler. Bir kadın Ali'nin başında elinde eldivenler ile yaralarına bakıyordu. Bu kadında diğerleri gibi 2 metreden uzun gözüküyordu. Üzerinde mavi bir üniforma vardı göğüs kısmında üç tane yuvarlak gezegen gözüküyordu onun üstünde de Tryyant yazıyordu bu logo göğsünün sağ kısmındaydı. Aynı şekilde sol kısmında da bir uzay aracının bulunduğu bir logo bulunmaktaydı o logonun üzerinde de P.T.O harfleri bulunmaktaydı. Bir kaç saatlik işlemin ardından Ali'nin yaraları özel bir sıvı ile temizlendikten sonra özel bir robot yardımıyla yaraları dikildi. Daha sonra onu girişinde anlaşılmayan bir dil ile yazının yazıldığı odaya götürdüler. Ali hala uyuyordu bayıldığından beri ilaç ile onu uyutuyorlardı. 1 saatte bu odada durduktan sonra normal bir odaya götürdüler.
Bir süre sonra Ali gözlerini açtı. Kendisini çok yorgun hissediyordu. Etrafına baktığında kimse yoktu. Sonra aklına yaraları geldi şuan hiçbir acı hissetmiyordu. Yaralarına bakmak için kafasını kaldırdığında üzerinde hiçbir kıyafet olmadığını gördü etrafta üstünü örtebileceği bir bezde yoktu. Sonra gözleri inanamazlık ile şok bir ifade ile karnına bakıyordu. Hiç bir yara yoktu. sanki hiç var olmamış gibi yok olmuştu. Elleriyle kontrol etti hiç acıda yoktu. Sonra öldüğü aklına geldi bunun olmasının normal olacağını düşündü. Sonra kapıya doğru yürümeye başladı.
- Hey kimse yok mu. Üstüme giymem için birşeyler verin böyle gezemem utanıyorum.
Tam o sırada kapıdan çok çirkin bir adam girdi. Aynı fantastik dörtlüdeki taş adama benziyordu. Ali irkildi iki adım geriye doğru yürüdü.
- Çok ses yaptıysam özür dilerim efendim.
- Merhaba dünyalı uyandın demek, nasıl hissediyorsun şimdi daha iyimisin?
- Evet efendim teşekkür ederim.
Ali çok korkmuş bir şekilde adama bakıyordu. Adam karşısında gülüyor gibi bir ifadesi vardı ama çok korkunç gözüküyordu. Adamda bunun farkında olacak ki ona elini uzattı.
- Dünyada ki gibi selamlaşalım o zaman ben Piron bu gemide sahadaki öncülerdenim.
- Anlamadım ne gemisi.
Ali biraz şaşırmıştı neyden bahsettiğini anlamamıştı zaten aksanıda değişikti Türkçe ama değişik bir şekilde konuşuyordu.
- Anlatmadılar galiba sana, sen bizim arkadaşımıza yardım ederken yaralandın. Arkadaşımız yardım çağrısını geç gönderdi bu yüzden zamanında gelemedik ikinizde yaralanmıştınız. Sizi gemiye aldığımızda senin ile konuşmaya çalışırken sen bayılmıştın. Sana yardım ettik, sana zarar vermek istemiyoruz. Arkadaşımıza yardım ettin çok teşekkür ederiz.
- Nasıl yani şimdi ben ölmedim mi? Ne gemisinden bahsediyorsun. Sizler kimsiniz?
Bunları sordu ve sonra yaşadıklarını tekrar düşündü dayanamadı ve tekrar bayıldı.
![](https://img.wattpad.com/cover/152508627-288-k519569.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜCE FUTBOLCU
FantasíaKahramanımız 17 yaşında bir lise öğrencisi. Kendisi bu hayata şanssız başladı ve öylede devam etmekteydi. Annesini henüz yeni doğmuşken kaybetmişti. Babası ile gecekonduda yaşamaktaydı. Babası Ali'yi fazla sevmemekteydi eşinin ölüm sebebinin O olduğ...