Ligde 5 hafta hızlı bir şekilde geçti. Pendikspor bu beş haftada 3 galibiyet 1 beraberlik 1 mağlubiyet almışlardı. Türkiye kupası maçında'da Turgutluspor'u 2-1 ile geçerek bir üst tura çıkmışlardı. Ali maçlarda az süre alıyordu ikinci yarılarda oyuna giriyordu kendini yeterince gösteremiyordu. Aslında maçlarını hatasız oynuyordu ama ilk 11deki futbolcularda sezona iyi başladıkları için Fikret Akdemir kadroyu bozmak istemiyordu. Ali defansif orta saha olarak oynuyordu, hücum yada savunmadaki oyuncular gibi iki üç maçta kendini gösteremezdi ancak istikrarlı bir oyun ona formayı verebilirdi. Ali kendine verilen şansları iyi değerlendiriyordu en sonunda istediği o fırsatın geleceğini biliyordu.
Yarın 30 Eylül Pazartesi günüydü, Boğaziçi üniversitesinde yeni öğretim yılı başlıyordu. Ali ilk sene hazırlık okuyacaktı, Boğaziçi Üniversitesinde dersler ingilizceydi. Aslında hazırlık yılını okumasına gerek yoktu ingilizce sınavına girip direkt 1. sınıftan başlayabilirdi yada kendim çalışmak istiyorum deyip online dersler ile devam edebilirdi. Bilerek eylüldeki ingilizce yeterlilik sınavında kötü sonuç yaparak orta düzeyin başlangıç aşamasındaki bir yeterliliğe sahip sınıfa düşmüştü. Üniversitenin keyfini çıkarmak istiyordu. Çünkü kendi okuyacağı yerleşke olan kandilli kampüsü çok sakin olacaktı ilk seneden biraz okuma heyecanını yaşamak istedi. Yarın ilk ders günüydü kuzey kampüsüne gitmesi gerekiyordu. Kuzey kampüsü İstanbul'un Avrupa yakasında kalıyordu. Haftanın 4 günüde ders vardı. Dersler sabah dokuzda başlayıp öğlen 13:15'te bitiyordu. Sadece çarşamba günü 13:15-15:15 arasında ekstra bir ders vardı.
Ertesi gün kampüse gitti. Kampüste heryer yeşillikti binalarda da avrupa mimarisi görünmekteydi. Ali burayı çok sevmişti biraz etrafı gezmişti sonra dersin verildiği amfiye gitti. Etraftaki kızlar ona bakıp gülüyorlardı. Ali bugün siyah bir pantolon giymişti üstünde de kırmızı bir tişört vardı. Tişörtün kol ve göğüs kısmında siyah desenlerle yapılmış dövme şekli vardı. Kırmızı spor ayakkabısı ile oldukça uyumlu gözüküyordu. Kaslı vücudu tişörtünden belli oluyordu. Siyah dalgalı saçlarını sağına doğru tarayarak oldukça yakışıklı görünüyordu. Yeni öğrenciler etraflarına şaşkın şaşkın bakarak geziniyorlardı. Tabi eski öğrenciler için derslerde başlamıştı onlarda kampüsteydiler. Bu sırada 77D numaralı amfinin 20 metre uzağında 4 kız birbirleriyle konuşuyorlardı.
Bu kızlardan birisi kısa siyah saçlı göbeğini açık bırakacak şekilde gömleğini önden bağlamış kot şort giymiş çok güzel bir kız olan Selen'di. Sağında duran onunla beraber etrafa ilgiyle bakan siyah kıvırcık saçları ve bronz teni ile yazın sahillerde herkesin gözlerini ayıramadığı Lara. Solunda grubun en zekisi olan siyah saçı beyaz teni ve mavi gözleri ile melek gibi görünen Burcu. Onların arkasında telefonuyla ilgilenen sarı saçları ve yeşil gözleriyle Türkiye'de nadir bulunan güzelliklerden Zeynep duruyordu. Türkiye'de ayrı ayrı güzellik yarışmalarına girseler rahatlıkla dereceye girecek dört kız bir arada bir sınıfa bakıyorlardı.
- Zeynep hadi mızıkçılık yapma sadece bir kaç hafta oynayacağız bu oyunu.
- Yapma Selen erkek arkadaşım var biliyorsun duyarsa nasıl açıklarım ona.
- "Nerden duyacak ki mezun oldu." Selen onu ikna etmeye çalışıyordu.
- "Hadi Zeynep sadece bir oyun hem benimde sevgilim var korkacak bişey yok sadece bizim azamızda olacak." Lara'da Zeynep'i ikna etmeye çalışıyordu.
- "Ben söyledim Zeynep yoksa bende yokum." Burcu, Zeynep'in kabul etmesi durumunda bu oyuna dahil olacağını söyledi.
- Yaptığımız şey çok yanlış, başkalarının onurlarıyla oynuyoruz artık bu oyunları bırakmak istiyorum.
- " Zeynep biliyorsun ki biz yapmasak bile bu yeni gelenler bir kaç hafta sonra bizlere çıkma teklif etmeye başlayacaklar hiç olmazsa böyle yaparsak diğerleri bize bulaşamayacaklar." Selen erkeklerin bu inatçı tekliflerinden sıkılmıştı yeni bir dönem ile tekrar başlamadan önce bu oyun ile diğerlerini korkutabileceklerini düşünüyordu.
- Hadi Zeynep sadece bir kaç hafta sürecek merak etme.
- Zeynep sen varsan bende varım ona göre kararını ver.
- Peki yapacağım ama bu son olsun insanlar ile uğraşmayalım artık. Tekrar anlat ne yapacağız şimdi?
- Bak şimdi bu yeni hazırlık öğrencilerinden 4 tane erkek seçeceğiz herbirimiz için bir tane. Sonra bunları kendimize aşık edeceğiz, kölemiz olacaklar köpek gibi peşimizde gezecekler tap bizim için yanıp tutuştukları vakit herkesin içinde bu aptalları rencide ederek terk edeceğiz.
- Peki bu kişileri nasıl seçeceğiz?
- Çok kolay herkes bir rakam söylesin.
- " O zaman ben üç diyorum." dedi Zeynep.
- Tamam Burcu sen?
- Benimkide 7 olsun.
- Sen Alara?
- 9 uğurlu rakamım.
- Bende 4 diyorum. Şimdi sınıfa giren erkekleri sayalım. Sınıfa 3. giren erkeği Zeynep, 4. erkeği ben, Burcu sen yedinciyi Alara sende dokuzuncuyu kendine aşık etmeye çalışacaksın.
- "Wow bu seferki oyun çok zor olacak desene sevdim bu konsepti." Alara alkışlıyordu insanlar ile oynamayı seviyordu bu oyunda oldukça riskli ve heyecanlıydı çünkü istedikleri kişiyi seçemeyeceklerdi.
- Bu arada ilk erkek girdi, yakışıklı değil ama idare ederdi.
- "Bu oyun eğlenceli olacak gibi görünüyor." Zeynep'in ilgisini çekmeye başlamıştı.
Sadece Burcu yorum yapmamıştı yüzü ifadesiz bir şekilde sınıf kapısına bakıyordu. Bu arada 3. erkek sınıfa girmişti, bu kişi sıradan bir tipti ama kıyafetleri oldukça kaliteli gözüküyordu.
- "Zeynep seninki girdi, şanslısın yine zengin birine denk geldin." Alara kıkırdıyordu.
Kızlar kendi aralarında şakalaşırlarken oldukça iri yarı bir erkek sınıfa girdi. Bunu gören kızlar kahkaha atmaya başladılar Selen derin bir ahh çekti morali bozuldu. Sınıfa öğrenciler hızla gelmeye başladılar beş altı derken sırada Burcu'nun avını bekliyorlardı. Bu sırada yanlarına biri geldi ve "77D sınıfı nerede" diye sordu. Kızlar şaşkın bir şekilde birbirlerine baktılar. Bu soruyu soran kişi kendilerini çok etkilemişti çünkü karşılarındaki çocuk çok yakışıklıydı. Alara ilerideki sınıfı gösterdi o çocuk teşekkür etti ve gitti. Kapıdan giren yedinci erkekti.
- Burcu bu nasıl bir şanstır inanamıyorum, Türkiye'de böyle yakışıklı erkekler sadece televizyonda olur sanıyordum.
- Gel elimi tut Burcu şansın bana geçsin.
Alara'nın sırasıydı ve beklediği çocukta gelmişti ortalamanın üstünde yakışıklı sayılacak bir kişi denk gelmişti. Alara derin bir nefes aldı Burcu'ya sarıldı şansından ona verdiği için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜCE FUTBOLCU
FantastikKahramanımız 17 yaşında bir lise öğrencisi. Kendisi bu hayata şanssız başladı ve öylede devam etmekteydi. Annesini henüz yeni doğmuşken kaybetmişti. Babası ile gecekonduda yaşamaktaydı. Babası Ali'yi fazla sevmemekteydi eşinin ölüm sebebinin O olduğ...