Bölüm 27: Kendini Kabul Ettirme Savaşı 2!!

823 49 4
                                    

         Ali uzun süre sonra ilk defa birşeyi yaparken zorlanmıştı. Düşüncesini sahaya yansıtamıyordu. Düşündüğü şeylere vücudu zamanında tepki veremiyordu. Bir yorgunluk çökmeye başlamıştı hem zihni hemde vücudu bu yorguluğa karşı yaptığı savaşı kaybetmeye başlamıştı. İlk yarının son dakikalarında topsuz alanda yere yığıldı kaldı.  Herkes çok korkmuştu kalp krizi geçiriyor olabilirdi, dilini yutmuşta olabilirdi. Hemen herkes oraya koşmaya başladı sağlıkçılar Ali'yi incelediler. Hiç birşey yok gibiydi birkaç dakika daha baktıktan sonra;

        - Hocam önemli birşeyi yok sadece bayılmış.

         - Durup dururken neden bayıldı, hastaneye götürün sağlık taraması yapın.

         - Tamam hocam.

         Ali'nin hastanedeki sağlık taramasında yorgunluktan bayıldığı vücudunun bazı yerlerinde morarmalar olduğu bu yüzden acı çektiği düşünülerek 2 gün rapor yazıldı. Ali gece hastanede kaldı ertesi sabah tesislerdeki odasına gitti. Fikret Hoca 2 gün boyunca hiçbiryere çıkmamasını oda da dinlenmesini istemişti. Ali çok acı çekiyor vücudundaki morluklar tekrar ortaya çıkmıştı ama bu sefer farklı olarak vücudundaki ve kafasındaki ağrı gün boyunca devam ediyordu hiç dinmemişti. Acılara dayanamayan Ali tekrardan bayılmıştı. Gece saat ikide bir kişi Ali'nin odasına girmişti. Ali'nin vücudundan ter, tükürük, idrar ve kan örnekleri almıştı. Bu örnekleri elindeki tablet benzeri aletin alt tarafındaki şarj benzeri bölümlerdeki tüplere bırakıp aletin içine ittirdi. Bu kişi Ali'yi her gece Doren isimli Tryyantlı uzaylıydı.

         Bugünde rutin bir şekilde ziyaretini yapıyordu. Test sonuçları çıktığında telaşlanmıştı hemen gemiye sonuçları göndermişti. Gemidekilerde bu sonuçları görünce Ali'yi hemen gemiye ışınlamışlardı. Ali'de gerçekleşen olay şuydu. Uzaylılar hergün Ali'nin kontrollü bir şekilde gelişmesini sağlıyorlardı,  ama bugün Ali bir anda vücut kasları gelişmiş ve  beynindeki gelişme bir günde %20 seviyesine gelmişti. İncelemelerden sonra bu durumu tetikleyen bir olay olduğu anlaşılmıştı. Kullandıkları ilacın etkisi hala devam ediyordu, ilacın yetersizliğinden kaynaklanan bir durum değildi. 2 saatlik incelemeden sonra Ali'yi yine yatağına ışınladılar. Ertesi sabah Ali uyandı ama kendini bir göçükten çıkmış gibi hissediyordu. Vücudundaki morluklar hala duruyordu. Morlukları kapadacak şekilde bir kot pantolon ve bir gömlek giyerek yemek yemeye gitti. Tekrar dönüp yatağına yattı. Yorgun olduğu için derin bir uykuya yattı.

         Sabaha doğru saat dörtte kalktı. Vücudundaki morluklar gitmişti ama ağrıları duruyordu. iki gün boyunca hareketsiz yatınca vücudu egzersiz yaparken sesler çıkarıyordu. Bugün sabah antrenmanına katılacaktı. Antrenmana çıktığında diğer oyuncular acıma ifadesiyle ona bakıyorlardı. Onlara göre Ali ağır antrenmana dayanamadı ve iki kale maçtada kötü oynayınca dayanamayıp bayılmıştı. Onun artık şansının olmadığını düşünmeye başlamışlardı hatta bazı istemeyen kişiler antrenmanda ona zorluk çıkarmak istiyorlardı. Antrenman başladığında 3 kişi yine ona yanlışlıkla çapıyormuş gibi yapıyorlar, pas atarken yanlış atıyorlar. Ali'nin onlara attığı pasları kaçırarak kötü pas atıyor gibi gösteriyorlardı. Ali olanların farkındaydı ama sanki sinirleri alınmış gibi hiç tepki vermiyordu hatta antrenman başladığından beri aynı soğuk yüz ifadesiyle duruyordu.

         Akşamki antrenmanda yine karma takım ile maç yapıyorlardı. Bu kez hoca onu mevkiinde oynatıyordu. Orta sahanın göbeğindeki yerini alıyordu kendini bugün daha rahat hissediyordu. Maç başladığında takımdakiler yine ona pas atmamaya başlamışlardı. Ali kendi mücadelesi ile kazandığı topları uzun toplar ile direkt forvetlere aktarıyordu. Ona pas atmadıkları için Ali'de onlara pas atmıyor sadece forvetlere pas atıyordu. Takım arkadaşları başlarda Ali'ye pas atmadığı için içlerinden söyleniyorlardı. Zaman ilerledikçe bu tepki dışa vurmaya başladı artık sesli bir şekilde tepkilerini söylüyorlardı. Ali onları duymazdan geliyor orta sahada hiç durmadan bir ileri bir geri koşuyordu. Karşı takımdaki oyuncular Ali'nin arkadaşlarına pas vermediğini görünce onlarda Ali'ye tepki göstermeye başladılar ona faul yapmaya bile başlamışlardı.

         Ali onların tepkisine birşey demesede zaman ileledikçe sinirini bozmaya başlamışlardı. Onlar pas vermeyince birşey olmuyor ama o pas vermeyince bütün takım tepki gösteriyor. Kenardan izleyen hocalar olayların bu hale geleceğini maçın gidişatından anlamışlardı. İkinci yarı oynanıyordu Ali sanki 21'e karşı tek oynuyordu. Kimse ona top atmadığı için kendi topunu almaya çalışıyordu. Topu aldımı hemen adamları çalımlayıp kaleyi gördümü mesafe farketmeksizin şutunu çekiyordu. İşin ilginç yanı ne zaman kaleye şut atsa kaleci topları çok zorlanarak çıkartıyordu. Diğerleri arkadaşlarının artistik kurtarışlar ile hava attığını düşünüyorlardı. Ama kaleci için oldukça zor bir durumdu bu. Fikret, Ali'nin her denemesinde kaleye daha iyi ve daha hızlı şut attığının farketmişti. En sonunda hoca Ali'nin yerine başka birini oyuna aldı.

         - Ali aferin kendini ezdirmedin her zaman böyle ol. Onlara taviz verseydin onların bir kuklası olacaktın. Bu arada dinlenmek sana yaramış çok iyi oynadın çoğunlukla ikili mücadeleye girdiğin her pozisyonu kazandın. Top ile driplingin iyi uzaktan çok iyi şutlar atıyorsun. Tek sıkıntın takım ile henüz anlaşamaman.

         - Övgünüz için çok teşekkür ederim Fikret Hocam.

         - Tamam şimdi git duşunu al. Yarına iyi dinlem Sakaryaspor ile hazırlık maçımız var sanada şans vereceğim.

         - Gerçekten mi hocam çok sağolun kendimi size ve takım arkadaşlarıma göstereceğim.

         - Hadi bakalım yüzümü kara çıkarma.

         Ali heyecanlı bir şekilde soyunma odasına gitti yarınki maç belkide takım ile ilişkileri  iyileştirmek için fırsat olacaktı. Diğer oyuncular yarınki maçı duyduklarında geçen senenin as oyuncularından birkaç kişinin morali bozuldu. Bu sene kamptaki hazırlık döneminde form tutamamışlardı hazırlık maçlarında kötü oynamışlardı. Yarınki maçtada kötü oynarlarsa formayı kaybetme olasılıkları vardı. Hoca onların yerine başka birini deneyebilirdi. Yedek oyunculardan biri kendini gösterecek olursa bu o mevkiide oynayan as oyuncu için sıkıntı olurdu. Oyuncular gelecek sezon için ne yapabileceklerini düşünüyorlardı kendilerini fiziksel olarak hazırlıyorlardı ama zihinsel açıdanda hazırlanmakta çok önemliydi. Bunu iyi bilen takım antrenörü takımdaki oyuncular için psikolog ile zihinsel hazırlığıda hızlandırmaya çalışıyordu. Yarınki maç çok önemliydi çünkü kendilerini gösteren oyuncular ilk hafta büyük ihtimalle oyunda yer alacaktı ilk 11 yada sonradan dahil olarak mutlaka oynayacaklardı.

YÜCE FUTBOLCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin