YÜCE FUTBOLCU

Bölüm 47: Zorlu Bir Maç!!

Sekiz haftadır galip gelen, nağmalup lider Manisa FK'nde Pendikspor çalışmaları başlamıştı. Rakipleri her ne kadar son haftalarda sürpriz bir yükseliş yaşamış olsada onları fazla tedirgin etmiyordu. Yenilgisiz liderliğinde vermiş olduğu bir özgüven ile psikolojik üstünlüğün kendilerinde olduğunu biliyorlardı. Futbolcular ne kadar kendilerinden emin olsalarda İsmail Ertekin Pendikspor için önlemini almaya devam ediyordu. İki takımda aynı sistem ile oynadığı için orta sahaların öne çıkacağı bir maçtı. İsmail Ertekin galibiyet için yapmaları gereken şeyin daha fazla koşmak, baskı kurmak, onları bölgelerinde hapsetmek ve toplu bir şekilde hücum etmek olarak belirlemişti adam adama savunma yapmayı sevmeyen İsmail Ertekin alan savunması yaptıracaktı takımına. Her ne kadar oyuncularına güvensede Pendikspor'daki, Ali Koz onu tedirgin etmişti teke tekte adam geçerek oyundan adam düşürmesi ve duran toplardaki başarısı onu durdurmak için bazı önlemler almayı düşünmüştü. Başta hiç sevmediği markaj altına almayı düşünmüştü ama ona ikili markaj uygulayan Afyonspor'un başarısızlığını görünce kendi oyununu oynamaya devam etmeye karar verdi. Genç bir futbolcu olduğu için çabuk sinirleneceğini düşünüyordu bu yüzdende onu maç sırasında sinirlendirerek oyundan düşürmeye karar verdi. Oyuncuları ile yaptığı toplantıda 34 numaraya sürekli laf atmalarını fiziksel olarak sürekli rahatsız etmelerini istedi. Bu planın işe yarayacağını düşünüyordu. Maçın ilk dakikalarında gol bulurlarsa daha iyi olacağını düşündüğü içinde oyuncularına ilk 15 dakikada olabildiğince baskı kurup bir gol yada goller bulmaya çalışmalarını istedi. Erken bir gol daha rahat bir futbol oynamaları için fırsat olabilirdi.

Pendikspor cephesi ise rakibe ilk puan kaybını yaşatmak istiyordu. Rakibin maçlarda fark yaratan özelliği hızlı bir orta sahaları olması beklerin hücuma destek vermesi ve çok iyi pas yapmaları. Fikret Akdemir oyuncularından rakibin hücuma çıkmalarını engellemelerini istedi burda kanat oyuncularına çok iş düşecekti. Rakibin pas trafiğini kesmek onlar için bir avantaj sağlayacaktı bunun içinde alan savunmasında pas atması muhtemel kişiler ile arasında bir oyuncusunun bulunmasını istedi orta saha ve forvetler sürekli pres yaparak rahat pas yapmalarını engelleyecekti. Rakip bir sistem takımıydı birebirde adam geçerek onları tehdit edecek futbolcuları yoktu. Fikret Akdemir'in şanslı olduğu yer burasıydı Ali Koz ve takımın on numarası (ayrıca kaptan) Ömer Can Sokullu birebirde adam geçmede iyiydiler. Ömer Can dikine top oynamayı seviyordu geniş açık alanda rakiplerini çalımlama özelliği vardı ama kalabalık bir alana girdiğinde çalım yapmayı sevmezdi top kaybının takım için tehlikeli sonuçlar doğuracağını bildiği için genellikle riske girmez pas atardı. Ali Koz ise her türlü çalım denemesini yapıyordu kalabalık savunmaya tek başına girmekten çekinmezdi. Pasları Ömer Can gibi iyiydi hızı ile mesafeler arası onun için sorun olmuyordu, Topu kaybetse bile rakibin peşinden koşup baskı yaparak takımının tekrar topu kazanmasına yardım ederdi. Bu maçta Pendikspor için bu iki futbolcu kilit oyuncu olacaktı. Fikret Akdemir formasyonda biraz değişikliğe giderek 3-4-1-2 şeklinde takımını sahaya sürecekti Ömer Can forvete daha yakın oynatarak gizli forvet olarak deneyecekti.

Cumartesi günü gelmişti her iki takımda maça hazırlardı çarşamba günü oynanan maçların ardından perşembe günü Manisa'ya gelen iki takım içinde yorucu bir maraton oluyordu. İki takımda soyunma odasında maça hazırlanıyordu. Bu sırada Ali'nin videolarını paylaşarak insanların dikkatini Ali'ye çeken @BlackKing söz verdiği gibi canlı yayın için maçın başlamasını beklediğini söyledi. Bir kaç takipçisi onunla beraber maçı izlemek için bekliyordu. Ali'nin videolarını izleyip etkilenen bu grup maçı canlı izleyip kendi gözleri ile şahit olmak istemişlerdi.

İki takımda sahaya çıkmıştı, top ve kale seçilmişti. Santra vuruşu ile maça Manisa başlayacaktı. Hakem düdüğünü çaldı maç başladı. Manisalı futbolcular hızlı paslaşmalar ile rakip sahaya girdiler küçük üçgenler kurup paslaşıyorlardı birden sağ kanattan koşan arkadaşını gören 8 numaralı futbolcu rakip sahanın ortalarından kale çizgisine doğru ara pas attı. Hızlı bir şekilde koşan 27 numaralı futbolcu topu dışarı çıkmadan kontrol etmeyi başarıyor. Kale çizgisine yakın bir şekilde topu sürerek ceza sahasına giriyor arkadaşına pas atmak için hazırlanırken yerden kayarak gelen Mehmet Çınar topu auta atıyor ama 27 numaralı futbolcuda sağ ayağının bileğini tutarak kendini yere atıyordu. Yan hakem bayrağını kaldırarak faul olduğunu söylüyordu orta hakem düdüğünü çalıyor ve penaltı noktasını gösteriyordu. Sonra elini cebine götürüyor Mehmet Çınar'ın yanına gelip ve kırmızı kartını gösteriyordu. 27 numaralı futbolcunun yanına gidip ciddi bişey varım diye baktı. Sağlık görevlilerini sahaya çağırmıştı busırada Pendiksporlu futbolcular pozisyona itiraz ediyorlardı sadece topa müdahale olduğunu rakibe temas dahi edilmediği yönünde şikayet ediyorlardı. Var uygulaması bu gibi küçük liglerde uygulanmıyordu bu yüzden hakem kararından vazgeçecek gibi görünmüyordu. Bu itirazlar sonucunda Süheyl Çetin ve Mahmut Caner'de sarı kart görmüşlerdi. Penaltı hazırlığı yapılırken Fikret Akdemir'in bütün planları bu pozisyon ile alt üst olmuştu. Yedeklerden bir defans ve bir orta saha ısınmaya yollamıştı. Ömer'i bu arada yanına çağırıp orta sahanın göbeğine dönmesini Ali'ninde kanata geçmesini söyledi. Ali bu karardan memnun değildi alışık olmadığı bir pozisyondu her nr kadar sol açık oynayacak olsada savunmada da sol bek olarak yardıma gitmesi gerekiyordu hocası en son onu bek olarak denediğinde ise bayılmıştı bunu tekrar hatırlayınca ağzına ekşi bir tad geldi. Manisa FK'nün penaltı vuruşunu 9 numaralı forvet kullandı ve golü hanelerine yazdılar. Statda büyük bir coşku vardı henüz birinci dakikada kazanılan penaltı ile Manisa 1-0 öne geçmişti. Penaltı her nekadar birinci dakikada kazanılmış olsada itirazlar ve gerilimin yükselmesiyle dördüncü dakikada kullanılmıştı. Pendikspor için zorlu dakikalar başlıyordu maçın başında hem bir gol yemişler hemde bir kişi eksik oynuyorlardı.