Dersler bitti eve gitmeden önce okulun yemekhanesine yemek için gittiler. Dört arkadaşlar birbirleriyle şakalaşarak yemeklerini yediler daha sonra herkes ayrıldı Ali kampüsün durağında minibüs bekliyordu. Burcu'nun durağa doğru geldiğini gördü hemen kafasını çevirdi onu görmemiş gibi davrandı. Burcu, Ali'yi takip ediyordu durakta tesadüfen karşılaşmış gibi davranacaktı. Durağa geldiğinde hemen Ali'ye doğru yürüdü.
- Merhaba, Ne tesadüf değil mi tekrar karşılaştık.
- "Merhaba, evet küçük bir tesadüf." Ali, Burcu'nun gözlerine baktı biraz korku birazda utangaçlık gördü istemeden yaptığı her halinden belliydi bunu. Ama sırf arkadaşları için yapıyordu buda onun iyi bir arkadaş olduğunu gösteriyordu. Ali artık sıkılmıştı oyun oynamak istemiyordu. Burcu'ya baktı ve " Seninle özel bişey konuşabilir miyim?"
- "Tamam, ne konuşacaksın." Burcu böyle bişey beklemiyordu şaşırmıştı. Zeynep'in haklı olduğunu düşünmeye başlamıştı kantinde sadece havalı davranıyormuş gibi görünmeye çalışmıştı.
- "İlerideki bank müsait orada konuşalım." Ali bunu söyledi ve karşı tarafın tepkisini beklemeden banka yürümeye başladı. Burcu biraz afallamıştı ama yinede onu takip etti.
- "Benden ne istiyorsun?" Ali direkt sorusunu sormuştu.
- Senden ne isteye bilirimki, iki defa karşılaştık diye senden hoşlandığımı mı düşündün?
- Ben dürüst olacağım sana, gözlerindeki korku ve heyecanı görüyorum ne amaçla benim peşimdesin dürüst ol lütfen anlatırsan seni affedebilirim ve düzgün bir şekilde arkadaş olabiliriz.
- "Ne saçmalıyorsun sen, hem senden ne gizleyecekmişim ki kim oluyorsun sen bunları nereden çıkarıyorsun? Seninle arkadaş olmak isteyen kimki." Burcu ne olduğunu anlamamıştı, bu çocuğun neden böyle konuştuğunu anlayamıyordu ama paniklemeye başlamıştı.
- Anlaşıldı oyuna devam edeceksin gibi görünüyor her neyse. Adın Burcu'ydu değil mi, lütfen bir daha karşıma çıkma arkadaşlarınada söyle bizi rahat bırakın bu saçma oyununuza son verin herşeyi biliyoruz birdaha böyle oyunlar yaparken konuştuğunuz yerede dikkat edin." Ali acıyormuş gibi bir ifade takındı yüzüne sonra kalktı gitti.
Burcu şimdi herşeyi anlamıştı, karşı taraf başından beri onların oyunu biliyordu ve hiç farkına varmamışlardı. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı korkusu gerçek olmuştu, oyun oynadığını anlamıştı ve başından beri biliyordu ama aptal gibi oynamaya devam etmişti.
- "Burcu niye ağlıyorsun?" Diğerleri uzaktan onları izliyordu, Ali ayrılınca Burcu'nun yanına gelmişlerdi.
- Ne olacak Ali ve diğerleri başından beri herşeyi biliyorlarmış aptal gibi biz hâla onları kandırmaya çalışıyorduk. Size söyledim yapmak istemiyorum diye neden ısrar ettiniz ki?
- Demek bu yüzden bizi reddiyorlardı.
- Bende kendimden şüphe etmeye başlamıştım
- Gerçektende aptalız, mal gibi devam ettik kimbilir arkamızdan nasıl gülüyorlardır.
- Bir daha karşılarına çıkmamamızı istedi, bizi duymuş birisi galiba konuştuğumuz yerlerede dikkat etmemizi istedi.
- Tabi ya şimdi oturdu herşey bize sınıfın yerini soran kişiyi hatırlıyonuz mu?
Dördününde gözleri aydınlandı Ali onlara sınıfın yerini sormuştu sonrada Burcu'nun etkilemeye çalışacağı kişi olmuştu. Ali başından beri onları duymuştu ve diğerlerinide uyarmıştı şimdi herşeyi anlamışlardı biraz utanmış hissetmişlerdi.
Ali, Burcu'nun yanından ayrıldıktan doğrudan eve gitti. Aslında biraz üzgündü güzel bir kıza birdaha kaşısına çıkmamasını söylemişti ama yapacak bişey yoktu ne kadar Burcu'dan hoşlanmış olsada dürüstlük yerine arkadaşları için yalan söylemeye devam etti. Burcu iyi bir arkadaş olabilirdi ama fazlası olmazdı. Kafasından bu olayı silmeye başlamıştı bile. Antrenmanda her zamanki gibi en çok çalışan kişiydi ayrıca takımdakiler bir sabah birde ikindi vakitlerinde antrenman yapıyordu Ali günde tek antrenman yapıyordu ama akşam geç saatlere kadar antrenmanını sürdürüyordu. Bu haftaki rakip Tarsus İdman Yurduyduydu, Ali rakip takımın analizini hocasından dinlemişti ama yinede kendisine verilen notlara bakıyordu rakip takım 3-4-3 taktiği ile oynuyordu Ali bu taktiğe karşı daha önce hiç oynamamıştı ama Fikret Hoca'nın söylemesine göre bu taktikte en önemli nokta orta sahalardı. Orta sahalar hem defansa hemde hücuma destek olmaları gerekiyordu ikisinden birini yapamazlarda ya gol yollarında yetersiz olurlardı yada savunmaları çaresiz kalır gol yerlerdi. Bu taktiği ilk olarak 1920 yıllarda Arsenal kullanmış daha sonrada bir çok hoca bu taktiği kendilerine göre yorumlamışlardı. Günümüzde bu taktikleri kullanan en önemli teknik direktörler Marcelo Bielsa, Jorge Sampaoli ve Pep Guardiola özellikle Guardiola bu taktik ile ilgili bişeyler öğrenmek için Bielsa'nın yanına gidip saatlerce konuşup ders aldığı bilinmektedir. Bielsista adı verilen bu formasyon oldukça iyi bir taktik olup bir çok takımın canını yakmıştır.
Dünya çapında oldukça saygı duyulan Arjantinli menajer Marcelo Bielsa bu formasyonu 1990'lı yılların başında Newell's Old Boys takımında kullandı. Takımını Arjantin Ligi Şampiyonluğuna ve 1992'de Brezilya ekibi Sao Paulo'ya penaltılarda kaybettikleri Copa Libertadores Finali'ne taşımayı başardı.
Özenli çalışmaları ve neredeyse takıntılı bir şekilde oyun analizleri sonucunda Bielsa, " El Loco" (Çılgın) şeklinde anılmaya başladı. Felsefesini uluslararası seviyede Şili Milli Takımı'nda uygulayarak Şili'ye Jorge Sampaoli tarafından da korunan ve bugün devam eden bir stil, kimlik ve felsefe kazandırdı.
Bielsa, felsefesini dört devre şeklinde tarif eder : daimi odaklanma, hareketlilik, rotasyon ve "repeitizacion" (bir bölümü daha önce prova yapmadan çalmayı tarif eden müzikal bir terim). Bu oyuncuları taktiksel olarak esnek olmaya ve oyun esnasında formasyon değişikliklerine cesaretlendiren oyun anlayışıyla oluşan 3-4-3'ü, Bielsa Athletic Bilbao'da da kullandı.
Bu da , örnek vermek gerekirse , Bielsa'nın ekibinin 2012 Uefa Avrupa Ligi son 16 turunda iki maç sonucunda Manchester United'a karşı 5-3'lük bir üstünlük kurmasını sağladı. Sahanın her yerinde pres uyguladılar ve Premier Lig'in devlerinden olan United'a karşı takım olarak hücum etmeyi başardılar.
Bu formasyonun avantajları;
Öndeki üç hücum oyuncusu takımın topu öne oynaması veya rakip savunmanın arkasına oynaması için opsiyon sağlar.
3 hücum oyuncusu beklerin ve stoperlerin öne çıkması için veya hücuma yönelik orta saha oyuncularının hücuma katılabilmesi için rakip savunmayı oyalar.
Çizgi halinde dizilen orta saha düzeninde kenar orta saha oyuncuları, elmas şeklinde dizilen orta saha düzeninde de merkez forvetin sağ ve solundaki kenar hücumcuları tarafından oyuna genişlik kazandırılır.
Toplu oyunda rakip sahada boşluk yaratmak ve kullanmak için saha içinde oyuncular arasında rotasyonu, yani görev dağılımlarında değişimi destekler. Topun kaybedilmesi durumunda defansif güven sağlar.
Özellikle merkezden yapılacak hücumlara karşı güçlü savunma vadeder.
Bu gibi avantajları olmasına rağmen bu formasyonun sınırlamalarıda vardı;
Geri üçlü rakibin kanat hücumlarına veya hücum yönünün sıkça değiştirilmesine karşı zayıf kalabilir.
Hücumda üç oyuncuyla oynayan rakiplere karşı defansif destek veya kademe sağlayacak boşta bir oyuncu bulunmaması sebebiyle sıkıntılar yaşanabilir.
İki merkez orta saha oyuncusunun da hücum bölgesinde bulunması durumunda kontrataklara karşı elverişli duruma gelinebilir.
Kenarlarda oynayan oyuncuların (hücumcular ya da orta saha oyuncuları) savunmaya gelmemesi ve yardım etmemesi durumunda kanatlarda büyük boşluklar verilebilir.
Bu sınırlamaları bilen takım, formasyonun eksiklikleri için yarın çalışmaya başlayacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜCE FUTBOLCU
FantasiaKahramanımız 17 yaşında bir lise öğrencisi. Kendisi bu hayata şanssız başladı ve öylede devam etmekteydi. Annesini henüz yeni doğmuşken kaybetmişti. Babası ile gecekonduda yaşamaktaydı. Babası Ali'yi fazla sevmemekteydi eşinin ölüm sebebinin O olduğ...