Bölüm 13.
İrem Alacahan.
"Tabii çıkabilirsiniz. Fakat bir kaç gün oyun oynamak yok. Dinleneceksin."
Rüzgar başını sallayıp Demir'e döndü. "Baba.. Gidelim hadi."
Demir'e baba demesi.. En önemlisi bu kelimeyi gerçek babasına bahşetmesi tarifi imkansız bir mutluluktu.
Demir'in gözleri bir ton açıldı bu kelime üzerine. Karanlık gitti harelerinden.
Rüzgar hayranlıkla bakarken babasına, Demir eğilip oğlunu kucağına aldı.
Doktor yanıma yaklaştı. "Bolca uyusun İrem Hanım. Dinlenmesi çok önemli."
Hafifçe başımı salladım. "Peki. Çok sağolun."
Hastahaneden çıktığımızda bir kaç adam yaklaştı yanımıza, yanımızda durup biz arabaya binene kadar beklediler.
Demir arabayı çalıştırdığında ona döndüm. Aklımı okumuşçasına "Güvenliğimiz için." dedi.
Rüzgar kollarını birbirine doladığında Demir'in arka koltuktaki ceketine uzanıp üzerine bıraktım.
Burnunu ceketin yakasına dayayıp ufak pembe dudakları kıvrılırken sarıldı babasının ceketine sıkıca.
"Babam çok güzel kokuyor anne.."
Demir hafifçe güldü. Elimi uzatıp Rüzgar'ın saçlarını arkaya attım.
"İstersen uyuyabilirsin.."
Başını sallayıp yumdu gözlerini. Önüme döndüp arkama yaslandım. Demir arabayı hızla kullanırken merak ettim. Nereye gidiyorduk?
Dudaklarımı ıslatıp sordum ona.
"Nereye gidiyoruz?"
Kısa bir anlığına bana döndü. "Dağ evine gidiyoruz."
İçimi kıvıran o garip duygu kalbimin gümbürtüsünü kulaklarıma taşıdı.
Boynu bana dönerken gözleri gözlerime saplı kaldı.
O ev.
Fazla manidardı..
Durduğumuzda Rüzgar'ı kucağına alıp eve doğru ilerledi. Kapıyı açtığımda içeri girip üst kata çıktı.
Tekrar aşağı indiğinde yanıma geldi. "Odasına koydum."
Ufak bir mırıltı döküldü dudaklarımdan. Demirse bir kaç adım daha yaklaştı bana.
Başımı kaldırıp yüzüne bakarken sağ eli yanağıma dokundu usulca.
Teninin tenimle teması bastırdığım tüm duygularımı gün yüzüne çıkartırken durmadı.
Gözleri her bir zerremde gezinirken nazikçe okşadı tenimi. Zülüfümü parmağına dolayıp eğdi yüzünü.
Kaşları hafifçe çatılırken sıktı dişlerini.