Bölüm 23.
İrem Alacahan.
"Yemek yemezsen seni zorla seruma bağlayacağım."
Yedi gün.
Yedi gündür bu cehennemdeydim.
Bacaklarıma sardığım kollarımı sıkılaştırdım. Ona bir an olsun bakmazken kapattım gözlerimi.
Gözkapaklarımın içine yapıştırılan bir resimdi Sude'nin güzel yüzü.
Zihnim onunla dolup taşarken acıyla kıvrandım.
"Siktir git."
İçimde kopan fırtınalar acı veriyordu ruhuma.
Zaten yaralı olan ruhuma ölüm darbeleri atılıyordu. Bir insan çocukluğunu nasıl kaybederse öyle kaybetmiştim ben onu.
Sude.
Çocukluğum.
Ruhun hangi cennet bahçesinde salınıyor güzel arkadaşım.
Hafif bir hareket sesi duyunca araladım gözlerimi.
Karşımda oturmuş beni izliyordu.
Bal rengi gözleri boştu.
Bomboş.
"Üzgünüm.."
Bir kelime ne kadar iğrenç olurdu? Bu kelime ne kadar nefret edilesiydi?
Dudaklarımı büzüp tükürdüm ona. "Defol!!"
Bağırmam onu etkilemedi.
Beni izlemeye devam etti.
Sıktım dişlerimi.
"Neden yaptın?"
Sorum üzerine biraz daha yaklaştı bana. "Mecbur kaldım.."
Neye mecbur kaldın?
Bir adamı karısından ayırmaya mı? Yoksa yaşı dolmamış bir bebeğin annesini çalmak mı? Hangisine mecburdu..
İçimde kaynayan öfkeyle bacaklarımı bırakıp ona tekme atmaya başladım.
"Seni öldüreceğim!"
Ayaklarım bedenine çarparken bana engel olmak istedi. Darbelerimin şiddeti artarken geriye devrildi.
Dizlerim üzerine çıkıp boğazını kavradım. "Çıkar beni buradan!"
Elleri ellerimi tutarken sağ elimi kaldırıp vurdum yüzüne. O esnada diğer elimi boynundan sıyırdı.
Elleri ellerimi iterken ayağa kalktı.
"Uslu dur."
Bunu söyledikten sonra dışarı çıktı.
Sinirle tepindim.
Ayağa kalkıp pencereye ilerledim, yavaşça açıp başımı uzattım dışarı.