Bölüm 20.
2 hafta sonra.
İrem Alacahan.
Derin bir nefes doldurdum ciğerlerime. Elimde kalemimi çevirirken son yaşananları düşündüm.
Artık ne Barlas vardı, nede Deniz.
Kazanmıştım.
Başlatılan bu savaşı kazanmıştım.
Bitmişti artık.
Tüm düşmanlarım bitmişti.
Ve Buğra'yı başkan etmek isterken tekrar oturmuştum koltuğuma.
Sahi.
O koltuk yalnızca bana aitti.
Kapıma tekrar çivilenmişti levham.
Ben.
Alacahan Holding Başkanı, İrem Alacahan.
"İrem Hanım, bitirdim."
Azra'nın elindeki çizimleri kontrol edip gülümsedim.
"Ellerimle bir rakip yaratıyorum."
Azra sevinçle gülümsedi. Çıkmasını buyurduğumda toparlanıp dışarı çıktı. Kapımın tıklatılmasıyla seslendim.
"Gel."
Başımı kaldırdığımda Nefes'i gördüm karşımda. Arkama yaslandım.
Ona zarar vermiştim. Boynunda hala izleri vardı, kaşlarım çatıldı hızla.
"Evet?"
Nefes'in gözleri dolarken yaklaştı masama. Üzgündü.
Kısık sesiyle mırıldandı.
"İrem.. Ben buna dayanamıyorum."
Dümdüz onu dinlemeye devam ederken yalvaran gözleriyle baktı bana.
"Biz böyle olmamalıyız.. Sen benim canımsın, ben sana asla ihanet etmem.."
Aslında.
Saçmalamıştım.
Nefes hem kanım, hem arkadaşımdı.
Ayağa kalkıp karşısına geçtim.
Dudaklarımda beliren hafif bir kıvrımla gülümsedi. Bedeni bir öne bir geriye çekilirken açtım kollarımı.
"Gel hadi.."
Hızla sarıldı bana.
"Seni çok özledim kızım ya!"
Kahkaha attım. "Ayrılmış sevgililer gibi konuşma karşımda."
Kıkırdadı.
"Selim! Gel söyleyelim!"
Kaşlarımı gülerek çattığımda Selim tüm dişlerini gösterek daldı içeri.