Yazardan.
VEDA.
Biz demiştik.
Bazı anlar olurdu insanların ömründe devrimler yaratan.
Bazı kelamlar olur, nidalar, eylemler..
Bazı anlar olurdu ademoğlunun ömründe, herşeyi sonlandıran, demiştik.
Şimdi.
O anlardan birisi gelip çatmıştı cihana. Karanlık bulutlar çökmüştü gökkubbeye.
Yılan dilli kadın bilemişti pençelerini saldırmak üzere. İntikam şerbetini akıtmıştı damarlarına.
Sarhoşu olmuştu.
Kadın bir adım attı karşısına.
Nefreti gözünü döndürmüş bu siyah saçlı kadın yeminliydi.
Can yakacaktı.
Aşık olduğu adam ve evladı uğruna herkesi heba edecekti.
Geçmişi ve geleceği..
"Gösteri başlasın o zaman."
Sözleri anında sokuldu korkularına.
İrem ve babası aynı anda kaldırdı çenesini. Dik durdu düşmanı karşısında.
Baktılar birbirlerine acıyla.
Gök gürledi usulca.
Sordu onlara..
Acı çekmektemi o buğulanmış safir gözler?
Gökyüzü karardı bu cevapla, utandı.
Yıllar boyu sahip oldukları güçle kasırgalar yaratan iki Alacahan yoktu gökkubbenin altında.
Hayatları boyunca ilk defa bu denli çaresizdiler.
Murat gözlerini Mahizar'a dikti. Kaybetmek istemeyen bir kadın alev saçardı etrafına.
Yanacağını bile bile yakmak isterdi.
Murat Alacahan çattı kaşlarını.
"Ne istiyorsun?"
Sorunun cevabı artık kesindi. Önceleri yalnızca Murat'ı isteyen bu kadın şimdi can istiyordu.
Mahizar'ın dudak kıvrımı tehlikeyle kıvrıldı. "Canınızı istiyorum.."
Demir'in kaşları anında çatıldı. Tam Mahizar'a bir adım atmıştı ki bağırdı kadın.
"Dur!"
İrem zihninden bin düşünce geçirirken Mahizar kahkaha attı.
"Kıpırdama oğlum.. Senin zarar görmeni istemem."
Haklıydı.
Görmeyecekti.
Peki bu zarar fiziksel mi yoksa ruhsal mıydı?