Le Bleu L'ami - Bölüm 3

569 44 27
                                    

İyi okumalar!

Jungkook'un Gözünden

"Jeon Jungkook. Bakar mısın biraz?" Tepemde dikilen çocukları yavaşça süzüp konuşmalarını bekledim; fakat ben ağzımı açmadan konuşmamaya yeminli gibiydiler.

"Sesin niye çıkmıyor? Sesini duymak istiyoruz." Dediğine anlam veremediğimden tekrardan konuşmasını beklemiştim. Bir kaç dakika bekledikten sonra birbirlerine bakıp kaş göz işaretiyle konuşmaya başlamışlardı. "Bizim kızlarımıza nasıl zorla kendini sevdiriyorsun? Tehdit için mi konuşuyorsun bir tek, hm? Neyinden etkileniyorlar senin?"

Karşımda ki aptalın olayını anladığımda sırıttım ve omuz silktim. "Bilmem." Uyuz kapmış olacak ki yakalarıma asılmış ve aptal konuşmalarına bağırarak devam etmişti.

Jimin'in Gözünden

"Oh, iyi ter attım bugün!"

Sahadan çıkmış arka bahçeye doğru ilerliyordum. Acil çıkış kapısının sınıfa daha yakın olduğunu kavradığım günden bu yana oradan çıkıyordum yukarı.

"Yeter! Gözüme çok batıyorsun ve ben buna tahammül edemiyorum." Bağırış seslerini duyar duymaz, seslerin geldiği yere doğru koşmaya başlamıştım. Kavgadan birisini kurtarmaya, kahramanlıkla ilgili animeler izlediğimde başlamıştım.

All Might! O çocuğu kurtaracağım!

Yumruklarımı sıkarken kendime gülmüştüm.

"Başka erkeklerin kız arkadaşlarıyla flört ediyorsun." Önümdekilerin kim olduğuna baktığında olduğum yere çivilendim.

Bu Jeon bana çok şey borçlu.

"Konuşsana orospu çocuğu!" Hızla adımlarımı oraya attığımda çocuk ellerini Jeon'un yakasından çekmişti. Tam çocuklara bir şey diyeceğim sırada Jeon söze girmişti.

"Benim asla öyle bir niyetim olmadı. Onlar benimle flört etmek için sıraya giriyorlar, onlarla ilgilenmiyorum." Jeon'un dedikleriyle çocuk iyice köpürmeye ve hırıltılar çıkarmaya başlamıştı. "Sen ne hakla.." yumruğunu, Jeon'un suratına indireceği sırada tutmuştum. "Kimsin?"

"2. Sınıftan, softbol kulübünde ki çocuk bu." Arkada ki çocuk bana fırsat vermeden cevaplamıştı. "Üstelik yıldız oyuncuyum." Göz kırparak yumruğunu ittirdiğimde sinirle gözlerini kaçırmıştı. "Sizi burada dayak manyağı yapabilirim. Kendime güvenim tam. Ne düşünüyorsunuz? Buradan gidecek misiniz yoksa dayak mı yiyeceksiniz?" Çocuklar birbirlerini dürttüklerinde arkalarını dönüp hızlıca ilerlemeye başlamışlardı. Zaferle gülümserken az önce yumruğunu tuttuğum çocuk arkasını dönmüştü.

"Bu burada bitmedi Jeon Jungkook." Cümlesini bitirip hızla yoluna devam ettiğinde Jeon'a döndüm. Hiçbir şeyden etkilenmemiş gibi görünüyordu. "Neden kendini savunmadın?"

"Senden yardım isteyen olmadı." Bir kaç dakika boş boş yüzüne bakmış ardından sağ tarafta ki ağacın dibine çökmüştüm. Dersi ekiyorduk ve eminim bir kerecikten bir zarar gelmezdi. Soruma cevap vermek yerine artistlik tasladığında gözlerimi devirdim. "Baksana, sen kızlardan hoşlanıyor musun?"

"Hayır!" Hızlıca bana doğru bir adım atıp bağırdığında oturuşumu düzelttim. Neden bağırıp duruyordu anlamıyordum. "Herkesin iddia ettiği gibi onun bunun kızıyla flört edip durmuyorum." Sanki rüzgârda sinirlenmiş gibi şiddetini kısa süreliğine arttırmıştı. "Kızlardan nefret ediyorum. Gördüğüm zaman iğreniyorum." Derin bir nefes almış ve yanıma çökmüştü. "Yanıma gelen bütün kızlar sadece sinir ediyor." Cümlesi biter bitmez başını tutup sık nefesler aldığında endişeyle ayaklanmıştım. "B-burada dur!" Hızlıca girişin oradaki otomata koşmuş ve ona iyi geleceğini düşündüğüm bir çay alarak geri yanına fırlamıştım.

"İyi misin? Çay aldım, ister misin?" Bir şey demeden hızla kafasını çevirdiğinde derin bir nefes verdim.

Ne bekliyordum ki? Uyuz.

"Anemi hastasıyım. Kan bir anda beynime sıçrıyor. Ve ara sıra başım dönüyor böyle." Kafamı sallayıp yanına oturmuştum. "Anladım, kusura bakma." Çayı, belki daha sonra içmek ister diye hemen yanına bırakmıştım.

"Geçenlerde çok kötü bir şey oldu." Eliyle alnını ovaladı. "Gerçekten iğrençler." Sanırım hakkında bilmediğim tonlarca şey vardı. Ağzımı açacağım sırada kulüpteki Seung'ın bağırışını duydum. "Jimin! Derse girmediysen kulübe gel! Bir kaç kişi var ve antrenman yapacağız, kaçırma."

Jeon yerden kalkıp Seung'a baktı. "Seni çağırıyorlar, gitsen iyi olur." Kafamı sallayıp doğruldum ve yavaşça ilerlemeye başladım. "Baksana Jeon." Arkamı dönüp gülümsedim. "Sınıf arkadaşıyız neticede, bundan sonra daha sık konuşmak istiyorum seninle. Üzüldüğünü biliyorum ama, benimle daha sık konuşabilirsin." Ardından arkamı dönüp el sallayarak uzaklaştım. Onunla konuşmak çok iyi bir deneyimdi! Mutluydum.

Le Bleu L'ami \ KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin