"Rüzgâr çok güzel değil mi?" Jeon'un öve öve bitiremediğim yazlığının yakınında ki tepede beraberdik. "Burası çok güzel, sende uzansana Jungkook." Kollarımı başımın altında sıkıştırıp kısık gözlerimle gökyüzünü incelemeye devam ettim. "Burası mı?" Jeon duygularımdan emin olmak istercesine sormuştu sanki. "Evet, tam pikniğe gelmelik." Bir kaç dakika süren sessizlik sonunda, sessizliği bozan Jungkook olmuştu. "Jimin, okulu asmamız sorun olmaz mı?"
"Bir şey olmaz. Şu anda benim için seninle zaman geçirmek daha önemli. Arkadaşız sonuçta, değil mi?" İçimde ki rahatsızlıkla kollarımı kafamın altından çekip karnımın üzerine koymuştum. Daha iyi hissetmek için gözlerimi kapattığım sıra yüzüme çarpan nefes ile gözlerimi açmak zorunda kalmıştım. Jungkook yüzüme doğru eğilmişti ki, bu durumdan endişe duyup hızlıca doğrulmuştum.
Bir süre sessizce yüzüme baktıktan sonra konuşmaya başlamıştı. "Bütün insanlardan nefret ediyordum. Kızlardan da erkeklerden de. Güvenebileceğim tek bir kişi bile yoktu; fakat..." Yavaşça ayağa kalktı. "Fakat sonra, hayatımda ilk kez birine aşık oldum." Eli saçlarında, gözleri etrafta gezindikten sonra bana baktı. "Arkadaşım olduğun için teşekkürler, gidiyorum." Arkasını dönüp yazlığa doğru ilerlediği sırada çalan telefonumla ben de ayaklanmıştım. Hoseok arıyordu.
Telefonu açar açmaz Hoseok'un nerede olduğumla ilgili bağırışlarından rahatsız olup telefonu kulağımdan uzaklaştırmıştım. "Her şey yolunda Hoseok, biz-"
"Biz mi! Jeon ile birliktesin değil mi?! Okul baya karıştı, dün eve dönmemişsin! Herkese söyleyeceğim bunu Jimin: Jimin, Jungkook ile takılmaya başladığından beri çok tuhaflaştı diyeceğim! Bırak artık şu çocuğu ya." Dedikleri Jiyong'a söylediklerimi tekrardan beynimde döndürmüş ve yumruklarımı sıkmama neden olmuştu.
"Eve falan dönmüyorum! Uğraşmayın bizimle!" Bütün nefesim tükenecek şekilde bağırdıktan sonra telefonu yüzüne kapatmıştım. Neden böyle yapıyorlardı anlayamıyordum, ben iyiydim.
Belli olmayan geleceğimden endişe duyuyordum.
Burada sonsuza dek kalamazdık.
Başımın ağrımasını bahane ederek yazlığa doğru ilerlemeye başladım. Üstelik Jungkook'u da merak ediyordum, neler olmuştu öyle?
Sorguladıkça kalbim büyük bir hızla çarpıyordu. Hızlıca eve koşup zile sinir bozucu bir şekilde abandım; fakat açan olmamıştı. Yeniden beni görmezden geldiğini düşünüp kırılırken cebimden anahtarı çıkartıp yuvasında çevirerek içeri girdim. "Jungkook?" Eve hâkim olan büyük bir sessizlik vardo ve bu korkmama neden olmuştu. "Evde değil misin?" Adımlarımı mutfaktan sonra salona yönlendirmiştim.
Cidden evde değildi, sanırım bunu doğrulayan bir şeyde bulmuştum. Televizyonun hemen yanına iliştirilmiş kağıda baktım. "Ah bana haber vermiş olsa gerek." İstemsizce gülümseyerek kağıdı aldım.
'Özür dilerim.'
Bir süre gülümsemem yüzümden silinmesede olabilecekleri düşünür düşünmez vücudumda ki bütün kan çekilmişti. Jungkook evde yoktu ve giderken özür dilediği bir not bırakmıştı. Düşüncelerimin iyi bir sonuca ulaşması imkansızdı. Hızlıca evden çıkıp koşmaya başladım. Her zaman olduğu gibi bilindik yerlere bakıyordum. Yakın ve tanıdığım köşelerde arıyordum Jeon'u.
Gözyaşlarım içimde haykırdığım cümleler yüzünden yanaklarıma hücum etmişti.
Karanlığın yok olacağı ve...
Birlikte hiçbir şey olmamış gibi güleceğimiz...
O günün geleceği anı hayal ediyorum.
Neden Jungkook? Neden?!
Evlerine ters düşen caddenin yakınında ki parkta endişe verici bir kalabalık vardı. Bir süre durup gözyaşlarımın dinmesini bekledim; fakat insanların ambulansla ilgili telaşından ve bağırışmalardan dolayı gittikçe daha kötü oluyordum.
Kulaklarımı kapatıp aşmak üzere kalabalığa karıştım, dünyam ağır çekime alınmıştı âdeta. Herkes yavaş bir şekilde, telaşla koşuştururken ağacın dibinde soluk bedeni ile uzanan Jungkook'u izliyordum. Yemyeşil çimlere ve pürüssüz, beyaz ve damarlarının belli olduğu koluna bulaşan kanlar gözümün kararmasına neden oluyordu.
Bir kaç adım attıktan sonra yer ayaklarımın altından kaymış ve bedenimi sertçe asfaltla buluşturmuştu.
Cevabını bilemediğim o soru hâlâ çınlayan kulaklarımda yankılanıyordu.
Neden?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Le Bleu L'ami \ KookMin
FanfictionSeni arayıp bulmak istiyorum... Yanında olmak istiyorum... Kalbindeki karanlık yok olup gidene kadar... Ve sonsuza dek...