Yine kısa ve garip bir bölüm... iyi okumalar!!
Okula girene kadar en az yüz kişiyle selamlaşmıştım. Bazen çok kişi tanımak sıkıcı olabiliyordu. Derin bir nefes verip merdivenlere doğru yöneldim. Yugyeom en üst basamakta oturuyordu.
"G-günaydın..." Bir basamak bile çıkmadım, çıkamadım. Bakışlarını bana çevirmesi vücudumu yakmıştı ve ben neden böyle hissettiğime anlam yükleyememiştim. "Günaydın," mimiklerinde en küçük bir oynama olmadan konuşmasını garipsemiştim. "Bir dakika konuşabilir miyiz Jimin?" Sorusu içimi tedirgin ederken sonucu bir an önce öğrenebilmek adına kafamı olumlu anlamda salladım. Ben onaylar onaylamaz ayağa kalkıp yanıma inmişti. Bir kaç dakika boyunca yere bakıp sessizliğini korudu.
"Ne oldu?" Bunu dememi bekliyor gibi yarım ağız gülümseyip başını kaldırdı. "Fazla uzun olmasa da seninle konuşmama izin verdiğin için teşekkür ederim Jimin." Kaşlarımı çattım.
Ne demekti bu?
Gergince kahkaha attım. "Ne demek istiyorsun anlamad-" sesini bir tık yükselterek sözümü böldü. "Artık gerek yok," Arkasını dönüp ilerlerken elini salladı. "Kendini benimle konuşmaya zorlamana gerek yok." Gözden kaybolmadan önce ardından anlamadığımı söylemiş ve durması için ismini bağırmıştım; fakat hiçbir şeye yaramamıştı.
Bir kaç dakika orada durmuş ve neler olduğunu sorgulamıştım. İlk defa biri benim hakkımda güzel düşüncelerde bulunmuşken... şimdi böyle olması...
Kırılmıştım.
☆☆☆☆
Okuldan sonra sınıfta kalmayı tercih etmiştim. Kımıldayacak gücü kendimde bulamıyordum. Ellerimi sıradan sarkıtmış, başımı sıraya gömmüş iyi olmayı bekliyordum. Belki yalnız olmuş olsaydım daha çabuk toparlardım; ama yalnız değildim. Ne dersem diyeyim Jeon gitmeyi kabul görmemişti.
Hava sağanak yağışlıydı. Geri nasıl döneceğimizi bilmiyordum ve doğruyu söylemek gerekirse umursamıyordum da.
"Çok şiddetli yağıyor değil mi?" Jeon'un bilmem kaçıncı sorusunu da umursamamış ve yine susmayı tercih etmiştim. "Jimin, bir şey mi oldu?" Derin bir nefes aldım, gözlerimin dolmaması için dua etmiş ve konuşmaya girmiştim.
"Bilmiyorum." Kıpırdandım. "Nerede hata yaptığımı gerçekten bilmiyorum." Sesimin titremesine engel olamamıştım. "Neden bahsettiğimi anlamadığını biliyorum, kusura bakma; ama gerçekten üzgünüm şuan da." Biraz bekledim. "Bir insanın benden uzak durmak istemesi gerçekten üzüyor beni." Sessiz sınıfta Jeon'un adım sesleri yükselirken gözlerimi açıp kafamı hafifçe kaldırdım. Elini saçlarımda gezdirdiğinde gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.
"Gerçekten çok şanslıyım, okulun en yakışıklı çocuğu saçımı okşuyor." Gülümseyip yüzüne baktım ve ellerimi kendime çektim. "Neden bahsediyorsun?"
Biraz moralim bozuk; ama yine de elimden geleni yapacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Le Bleu L'ami \ KookMin
FanficSeni arayıp bulmak istiyorum... Yanında olmak istiyorum... Kalbindeki karanlık yok olup gidene kadar... Ve sonsuza dek...