Le Bleu L'ami - Bölüm 8

405 42 10
                                    

Jungkook'un ne kadar tuhaf veya hassas biri olduğunu bilmiyorum. Geçmişte ne kadar üzücü şeyler yaşadığını da bilmiyorum.

"Jungkook?" Çalıların arasında ki ağacın dibine çökmüş oturuyordu. "Buradaydın demek. Duyduğuma göre, beni savunmaya çalışmışsın. Teşekkür ederim, sen gerçekten harika bir insansın." Hızlıca yanına oturduğumda kafamı ağaca yaslayıp gökyüzünü işaret ettim. "Hava ne güzel değil mi?" Ardından Jungkook'a döndüğümde gökyüzüne değilde çalılara baktığını fark ettim. Bir süre ellerimle oynayıp sessizce oturmuştum; fakat eninde sonunda bu aramızda ki hava kötü hissettirmişti. "Bak Jungkook. Senden hoşlandığım için seninle vakit geçiriyorum ben. Ve bunun..." Derin bir nefes alıp bakışlarımı ona doğrulttum. "Birileriyle muhabbet kurmakla falan alakası yok." Jungkook'tan ses çıkmadığında emekleyerek önüne geldim. Beklediğim şey kesinlikle dolu gözler değildi. Derin bir nefes alıp, ellerimi de kullanarak yüzümü garip bir şekile soktum.

"Badaa! Bana bak! Gülümsesene Jungkook!" Kafasını iyice eğdiğinde dirseğimle dizini dürttüm. "Gülümse! Gülümse!" Bir kaç kıkırtı sesi geldiğinde halimi bozmadan durdum. Ardından kafasını kaldırıp bana bakmıştı.

Yaş akan gözleri gülümsemesi yüzünden kısılmıştı.

Ve ben emindim ki, gözlerimden akan yaşın sebebi yanaklarından süzülen yaş değil, gülümsemesiydi.

"Çok yumuşak başlısın, çok aptalsın ayrıca bazen de çok kalın kafalısın." Gülümsemesini yüzünden silerken eski yerime geri kaydım. "Ama hiç senin kadar ilginç birisiyle tanışmamıştım." Dedikleri beni mutlu ederken güldüm. "Bu sözlerini iltifat olarak mı kabul etsem bilemedim Kookie."

"İltifattı." Şaşkınlıkla gülmemi kesmiş ve ona dönmüştüm. "Gerçekten mi?" Her zaman olduğu gibi cevap vermediğinde gülümsemiş ve ona bakmıştım. "Yine... yine suskunlaştın." Bana doğru döndüğünde benden çıktığına inanamadığım bir iltifatta bulunmuştum. "Çok sevimlisin." Zil çaldığında derin bir nefes almıştım. Oturduğum yerden doğrulacağım sırada bileğimden tutmuş ve beni kendine doğru yaklaştırmıştı. "Ş-şey bu dersi ekebileceğimi sanmıyorum ve bana kalırsa sen de ekmemelis-" Henüz panik içinde kurduğum cümlemi bitirememişken Jeon yanağımdan tutmuş ve beklemediğim bir anda sıcak ve yumuşak dudaklarını benim dudaklarımla birleştirmişti.

Sebep olduğu tek şey tüm vücudumun cayır cayır yanmasıydı.

Geri çekildiğinde yüzüme bakmadan ayağa kalkmış ve ilerlemeye başlamıştı. "Hadi, sınıfa gidelim." Göremeyeceğini bilsem de kafamı olumlu anlamda sallamıştım. Hâlâ olduğun yerde beklerken elimi dudağıma koymuş ve olanları tartmaya çalışıyordum.

Daha ne olduğunu bile anlayamadan...

Henüz adını bile bilmediğim duygular içinde boğulmuştum bir anda...

Le Bleu L'ami \ KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin