Le Bleu L'ami - Bölüm 7

436 40 26
                                    

Bir kaç gündür takip edildiğimizi hissediyordum ve bu gittikçe rahatsız edici olmaya başlamıştı. Durup arkamı kontrol ettiğimde Jeon'un dikkatini çekmiştim. "Ne oldu?" Etrafıma bakmayı sürdürürken omuz silktim. "Ben," Elim tekrardan ensemi bulduğunda derin bir nefes verdim. "Bir süredir izlendiğimizi hissediyorum. Yani, öyle geliyor."

Gerçekten geriliyordum.

Elimi ensemden çekip Jeon'a döndüm ve gülümsedim. "Senin hayranların olabilir." Kafasını olumsuz anlamda sallayıp okula girdiğinde son kez etrafı kontrol edip Jeon'a yetişmek için koştum. "Jimin, belki de senin hayranındır." Durup bana baktığında yine gerilmiş ve yine elimi enseme atmıştım.

"Ben mi?! Yok canım! İmkanı yok!" Sesimi yükselttiğim de fazla tepki verdiğimi fark ederek gergince gülümsemiştim. "Neden ki?" Sorusuyla bir kaç dakika beklemiş ardından yürümeye başlamıştım. "Ben o kadarda yakışıklı biri değilim." Bana yetiştiğinde bakışlarımı yere diktim. Ne diyeceğini merak ediyordum açıkcası.

"Yetenekli ve enerjiksin. Üstelik tatlı bir yüzün var. Bir insan neden seninle çıkmak istemesin ki?" Dedikleriyle kısa bir süre nefesimi tutmuştum. Fazlasıyla heyecanlanmıştım çünkü Jeon tarafından şu sıralar fazla övgü alıyordum ki; pek alışkın olduğum söylenemezdi.

"Ama birini bu şekilde takip etmek çok yanlış!" Çemkirdiğimde kaşlarını çatmıştı. "Evet ama...-"

'2. Sınıflardan Park Jimin. Lütfen derhal öğrenci ofisine gelin.'

Neden yapıldığını bilmediğim anons yüzünden yüzümü garip bir şekile sokmuştum. "Ah, ne oldu acaba. Hemen dönerim." Kafasını salladığında öğrenci ofisine doğru ilerledim.

Jungkook'un Gözünden

Tuvalete gireceğim sırada Jimin hakkında konuşan bir kaç kişiyi duymamla durmuş ve duvara yaslanarak içeriyi dinlemeye başlamıştım. "Bir süredir Jimin bizimle takılmıyor."

"Sürekli şu Jeon Jungkook denen çocuğun dibinde," kafamı yavaşça uzatıp içeri baktığımda bizim sınıfta ki çocuk gözüme çarptı. Jimin'i karaokeye çağıran çocuktu. Derin bir nefes alıp beni görmelerine karşı onlara bakmayı kestim. "Onunla neden takılıyor anlamıyorum, iğrenç bir kişiliği var."

"Yani bence Jimin fazla nazik biri. Asla yalnız bırakmaya gelmeyecek insanlardan değil mi?" Kaşlarımı çatıp dinlemeye devam etmiştim. "Yani ne yaptığı ortada." Farklı bir ses geldiğinde tekrar gizlice içeriye baktım. Yine bizim sınıftandı, Jimin'i daha önce bu yeşil kafalı çocukla takılırken hiç görmemiştim. "Jimin'in arkadaşı olmayan Jungkook'a yakın davranmasının..." Ortaya atacağı sebebi merakla beklerken nefes alış-verişlerimin hızı artmıştı. "...asıl sebebi kızlarla muhabbet ortamına girebilmek." Dediği şeyle gözlerimi sinirden pörtletmiş ve geriye çekilmiştim. "Ahaha ne? Yok canım!" Yumruklarımı sıkıp içeri girmiş ve ilk olarak yeşil kafaya vurmuştum. "Jimin hakkında ne dedin sen az önce?" Çocuk elmacık kemiğini tutarken geriye doğru bir kaç adım atmıştı. "Jimin'in arkasından kötü konuşmayın."

Jimin'in Gözünden

Beş dakikalık konuyu yarım saat boyunca konuşan öğretmenlerden nefret ettiğimi daha önce birine söylemiş miydim bilmiyorum; ama karşıma çıkan ilk kişiye söyleyebilirdim şuan da.

"Kapa çeneni! Tiksiniyorum senden!" Tam sınıfa doğru ilerlerken kapının önünde toplanan kalabalık ve içeriden yükselen hakaretler dikkatimi oraya vermemi sağlamıştı.

Hadi ama... ne kadar kavga meraklısı insan vardı bu okulda?

Yanımdan geçen bir kaç kızın bağırışları yüzünden kalp krizi geçirecektim. Jeon Jungkook ve erkekler ordusu mu? Hızlıca kalabalığı aşıp tuvalete girdim.

"Az önce iğrenç şeyler söyleyen sensin. Benim de buna sinirlerim bozuldu." Jeon her zaman ki gibi duygularını yüzüne yansıtmadan konuşuyordu. Taehyung üzerine yürüyecekken Hoseok onu tutmuştu. "Ne? Kendini ne sanıyorsun lan sen? Başkasının işine karışmasana." Jeon bir şey demediğinde Taehyung hiç beklemeden devam etti. "Seni hiç anlamıyorum, kendini çok yükseklerde görüyorsun galiba." Kaşlarımı çatıp Taehyung'u durdurmak için ağzımı açacağım sırada devam etmişti. "Jimin ile gerçekten arkadaş olduğunu falan mı sanıyorsun sen?" Bu dediğinin üzerine herkesin bakışları beni bulmuştu. Yutkunup Taehyung'a doğru yürümeye başladım. Cidden ne oluyordu burada bilmiyordum; fakat sonu hiç de iyi bitmeyecek gibiydi. "Taeh-"

"Sen Jimin için ağır bir yükten fazlası değilsin!" Elinden geldiğince gür bir şekilde bağırdığında Jungkook'a baktım. Sinirden titriyordu. "Ne alâkası var ya? Taehyung!" Taehyung'a dönüp bağırdığım da paniklemiş ve terli ellerini pantolonuna sürmüştü. "Jungk-" Jungkook'a döndüğüm sırada bir şey dememe fırsat vermeden tuvaletten çıkmıştı. Bir süre arkasından baktıktan sonra tekrar önüme döndüm.

"Ee... Jimin... bizim ona kötü davrandığımızı falan düşünme," ağlamamak için dişlerimi sıkıyordum. "O yine çok tuhaf laflar ediyordu." Taehyung'un dediklerini daha fazla dinlemek istemiyordum. "Ne dediniz ona?!" Avazım çıktığı kadar bağırdığımda Hoseok ve Taehyung gözlerini pörtletmişti. Daha sonra bakışlarım yüzünü yıkayan Yoongi'ye kaymıştı. Beni umursamadan yanımdan geçerken gözüm elmacık kemiğine çarpmıştı.

Onu Jungkook mu yaptı?

Bir şey demelerini beklemeden koşarak uzaklaştım.

Jungkook'u bulmalıydım.

Le Bleu L'ami \ KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin