Le Bleu L'ami - Bölüm 6

452 41 22
                                    

"Jungkook!" Çantamı alıp ayaklandığım sırada, dün, Jeon'un iltifatı yüzünden utancımdan hiçbir şey demediğimi hatırlamıştım. "Dün yaramı sardığın için teşekkürler. Şuan da hiç acımıyor!" Gülümseyerek karşılık vermesini beklerken sadece başını sallamıştı. "Bugün kulüp toplanmıyor birlikte dönelim mi? Sana krep ısmarlamak istiyorum." Tekrar kafasını salladığında beynimin içinde havai fişek patlatıyordum.

"Ee Jimin, bir planın var mı?" Hoseok ben sınıftan çıkacakken seslenmişti. "Evet. Jungkook ile birlikte dönüyoruz." Hoseok kaşlarını çatıp telefonunu işaret etti. "Taehyung ile birlikte karaokeye gitmeyi düşünüyorduk. Ve senin de yanımızda olmanı isteriz." Tam da günüydü Hoseok! Gitmek istiyorum desem binbir türlü bahane üretecek olan kişiler planımın olduğu gün üzerime geliyordu. Muhteşem. "Ah, kusura bakma.." Mahçupca gülümsedim.

"Bir süredir Jungkook ile aranız çok iyi bakıyorum." Kaşlarımı çatarak dediğini onayladım. Son zamanlarda daha da yakın olduğumuzu hissediyordum. İlerleyen günlerde bu yakınlığın artacağına dair bahse girebilirdim. "Kötü bir şey mi ki bu?"

"Ben olsam asla anlaşamazdım, onu iyi biriymiş gibi göstermenden bıktım." Dedikleriyle şoka girerken eskiden Jeon hakkında düşündüklerimi aklıma getirdim. O zamanlar tek yaptığım kesinlikle bilip bilmeden konuşmaktı. "Öyle konuşma. O kötü biri değil ki?" Sınıftan çıkacağım sırada dönüp gülümsedim. Aramın Jeon ile iyi olması arkadaşlığımızı zedelemezdi umarım. Sonuçta Hoseok ve Taehyung ile ilkokuldan beri dosttuk. "Bir ara karaokeye gideriz. Şimdi gitmeliyim."

Sınıftan çıkar çıkmaz durmak zorunda kalmıştım. Jeon.

Ah...

"Benimle takıldığın için arkadaşların sana kötü gözle bakıyor." Elimde ki krepi ısırırken cümlesiyle tam çiğnemeden yutmuştum. Pek sorun etmiyormuş gibi duruyor ve krepini yiyordu. Jeon'un yüzünden duyguları okumak zordu. "Duydun.. mu?" Sesini çıkarmadan krepini yemeğe devam ettiğinde derin bir nefes aldım. "Özür dilerim. Onlar seni henüz anlamıyor." Bir kaç dakika boyunca süren sessizliği tekrardan bozan ben olmuştum. "Seninle doğru düzgün konuşsalar...-"

"Sonsuza dek tek bir arkadaşım olsa bana yeter." Sözümü bitiremeden açıklama yaptığında göz devirdim. "Ama senin bir sürü arkadaşın var ve saçma sapan bir dedikodu başlarsa...-"

"Haha! Öyle şeyler söyleme lütfen." Dedikodular umrumda bile değildi ve bunu göstermek için gülmüş ve içimden rahat olmasını ummuştum. Oturduğum yerden kalkıp ona dönmüştüm. "Keşke herkes senin iyi yönlerini görebilseydi," onun da yerinden kalktığını görünce yavaşça yürümeye başladım. "Çünkü o zaman eminim ki...-"

"Beni senin anlaman yeter." Cümlesiyle gülüşümü soldurmuş ve olduğum yerde beklemiştim. Bir kaç dakika sonra tekrar lafa girince elimde ki krepi sıkarak ona doğru dönmüştüm. "Senden başkasına ihtiyacım yok Jimin." Ardından arkasını dönüp ilerlemeye başladığında zorda olsa yutkunmuştum.

"Ju..jungkook?" Arkasından seslenmeme rağmen dönmemiş ve yürümeye devam etmişti. Benden fazlasıyla uzaklaşmış olmasına rağmen yerimden kıpırdamayı reddetmiştim. Sanki az önce, ilişkimizde tam manasıyla çığır açacak bir şey söylemişti sanki.

Bazen Jungkook'un söylediği bir kaç kelime bile...

Çok derin anlamlar içeriyor.

Le Bleu L'ami \ KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin