Le Bleu L'ami - Bölüm 23

296 24 7
                                    

Annem sayesinde evde olmadığımı işiten tüm dostlarım; yani herkes endişeliydi. Telefonumun ekranına son kez bakıp yapay çiçeklerle dolu olan masaya bıraktım. Jungkook elinde ki yeşil çay ile camın dibine çökmüş dışarıyı seyrediyordu. Seri ve gürültülü bir şekilde yere oturduğumda ikilemeye düşmeden bana dönmüştü. Gülümsedim.

"Teşekkürler." Bardağı dudaklarının arasına götürürken kaşını kaldırdı. "Kıyafetler ve duş için." Uzun gelen eşofman ve askılı bir tişört ile kötü bir izlenim yarattığıma emindim. Eşofmanın paçalarını katlarken konuşmaya devam ettim, bakışları hâlâ üzerimde gibiydi. Öyle hissediyordum. "Kurtadın bugün beni. Yanımda cüzdanım ve telefonum dışında bir şey yoktu." Cevap gelmediğinde çekinmeden devam ettim, her zamanki gibi...

"Ee, sakinleştin mi biraz?" Katlama işim bittiğinde kafamı geriye yatırıp uykulu gözlerimi Jungkook'a diktim. Sakince çayını içiyor ve tek kelime etmiyordu. Sinir bozucu olsada ona karşı isyan etmeye korkuyordum. En azından şimdilik. Kafamı yan tarafta ki televizyona çevirdim. "Televizyon izleyelim mi?" Minik ahşap ünitenin üzerinde ki kumandayı aldım ve televizyonu açtım. "Kendi evim gibi davranıyorum, değil mi?" Hafifçe kıkırdadığım sıra Jeon beklemediğim bir hareket yapmıştı.

"Sadece böyle dursak?" Alnını omuzuma yaslayıp boş bardağı itebildiği kadar ileriye itti. "Olur mu?" Mırıldanarak söylediğinde televizyonu kapatıp kumandayı yanıma koydum. Sesinden anladığım üzere uykusu vardı, ki benimde öyleydi. Sakince kafamı sallayıp gözlerimi kapattım. O ne isterse dedim içimden, o ne isterse onu yapacağım.

Seni arayıp bulmak istiyorum...

Yanında olmak istiyorum...

Kalbindeki karanlık yok olup gidene kadar...

Ve sonsuza dek...

Sessizce aklıma gelen ilk şarkıyı mırıldanıp kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim.

•••

Sanırım şu an dünyanın en keyifli anlarından biriydi.

Kuş ve çatal sesleri, enfes yemekler ve şef Jungkook. Düşüncemle gülümseyerek tabağımdakileri yemeğe devam ettim. "Nefis olmuş, tam bir dahisin gerçekten." Göz kırpıp önüme döndüğümde düz bir ifadeyle cevapladı. "Bu gayet basit bir yemek." Dedikleriyle alnıma boncuk boncuk terler doluşmuştu. Bakışlarımı, her zamanki gibi, düz bir ifadeyle bana bakan Jungkook'a çevirdim. "Basit mi?!" Sesim dehşete kapıldığımı belli etmişti.

Ama ben daha yumurta kıramıyordum!

"Her neyse," daha fazla ezilmemek adına konuştum. "Çok lezzetli, harika. Yemek yapmayı biliyorsun cidden." Ağzına atmak üzere olduğu lokmayı bırakıp geriye yaslandı ve rahatsız edecek şekilde beni izlemeye koyuldu.

Ah! Cidden!

Utançla ellerim yüzünden titreyen çubuklarımdan ağzıma bir kaç parça lokma atmaya çalışıyordum.

Bir insan ancak bu kadar rezil olabilirdi zaten!



Le Bleu L'ami \ KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin