.
.
.
.
17.09.2005"... Umarım hepiniz için başarılı ve faydalı bir yıl olur."
Aslında dakikalardır süren ancak bize saatler gibi gelen sıkıcı konuşma, müdürün kürsüden inmesiyle son bulmuştu.
Konuşmanın son bulmasıyla da öğrenciler teker teker sınıflara doluyordu ya da dolması gerekiyordu. Zira, bu kendini bilmez okul arkadaşlarım, sanki eğitim görmeye çok meraklılarmış gibi koşarak sınıflarına çıkıyorlardı.
Bunların arasında sınıf arkadaşlarımın da olmuş olması beni zerre ilgilendirmiyordu. Hatta sınıf arkadaşlarımın kim olduklarını bile bilmiyordum.
Ben -çevremdekilerin tabiriyle- sessiz, sakin, sadece çizim yapan, kendini belli etmeyen bir çalışkan, ağzı var dili yok, asosyal, içine kapanık, silik bir bireydim. Peki bundan banane?
Beni kendi kafalarında nasıl kurdukları, nasıl gördükleri, benim hakkımdaki düşünceleri ilgimi çekmiyordu. Sınıfın sessiz, asosyal, silik tiplisi olmaktan gocunmuyordum. Arkadaşımın olup olmaması umrumda değildi. Sonuçta onlar kaybediyordu.
Yedinci sınıfa geçmiştim ve bu okuldan kurtulmam için sadece iki senem vardı. Tamam, belki bu süre benim için zordu ama umarım 'göz açıp kapayıncaya kadar' olayını bir kez olsun yaşardım.
Artık ben de sınıftaki cam tarafının en köşesinde bulunan yerime geçtikten bir süre sonra ders zili çalmıştı. Zilin çalmasıyla beraber elimdeki kalemimi sırama bıraktığımda, çizmekte olduğum resimde göz gezdirdim. Günden güne bu konuda geliştiğimi gözlemlemek, iyi hissettiriyordu.
Saniyeler sonrasında yan tarafımda karaltı hissettiğimde kafamı o yöne çevirdim. Benden biraz uzun olan, kahverengi saçlı, gözleri saçlarının biraz daha koyu tonunda bir çocuk, sıramın önünde duruyordu.
"Merhaba..."
Durdum, ya şimdi erken hormonluk belirtisi gösterip ergen gibi davranıp tersleyecektim ya asi bir genç gibi davranıp cevap vermeyecektim ya da soğuk bir 'merhaba' diyerek yanıma oturmasına izin verecektim.
Ama bunların hiçbiri, 'gerçek ben' i yansıtmıyordu.
Benden uzun süre cevap gelmeyince söze başlama gereği duymuştu sanırım.
"Ben bu sene geldim bu okula. Adım Seokjin, Kim Seokjin. Yanına oturabilir miyim?"
"Tamam, olur." dememle oturması bir olmuştu.
Bir dakika, ben az önce dediği şeyi olduğu gibi kabul mu etmiştim? Ama bu haksızlık! Onun kalın ve parlak dudakları dikkatimi dağıtmıştı.Yanıma oturduktan sonra hiç konuşmadık, çizimime devam ettim.
"Güzel çiziyorsun." saniyeler sonrasında aramızda oluşan sessizlik bozulduğunda cevap verme gereği duymuştum.
"Çünkü ben çiziyorum." Ve lafımın ardından duyulan kahkaha sesleri. Komik bir şey söylememiştim ki, neden kahkaha atarak gülüyordu?
"Tanrım, sanırım diğer yarımı buldum." Sonrasında kahkahaları dindi ve yüzünde küçük bir gülümseme yer edindi.
Bu gülümseme sayesinde kalın dudakları yüzüne yayılmış, yanakları gülümsemenin etkisiyle tombullaşmıştı. Küçücük gamzeleri vardı. Ama kesinlikle içimde, iki kilometre uzaklıktan bile yumuşak olduğuna yemin edebileceğim yanakları okşama arzusu oluşmadı, kesinlikle.
"Ben Taehyung, Kim Taehyung."
<><><><><><><><><><><><><><><><><><>
MERHABA!
Bölümü güncelledim. Okuduğumda o kadar çok gözüm kaydı ki slfnmsndösnf Yani ilk bölümden beri okuyup son attığım bölüme kadar gelebildiyseniz bordo berelisinizdir skfgnsönflwmfl
Kitabı yeni okumaya başlayacaklar için düzeltme ihtiyacı duydum. Böyle bölümler yazdığıma inanamıyorum, resmen ölüm nedeni dkcmsknfls
Her neyse,
SİZİ SEVİYORUM VE SİZİ MORLUYORUM
💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
formidable | taejin
Fanfiction[Tamamlandı] Taehyung ve Seokjin ortaokuldan beri arkadaştı. Taehyung, en çok Jin Hyung'unu çizmeyi sevdiğini fark ettiğinde bir şeyi daha fark etti. Çocuk kalbine sığdırdığı aşkından bir gün uzaklaşmak zorunda kalacağını bilemezdi. -Burada benimle...