Bölüm 23

694 73 29
                                    

| Veda Öpücüğü|

Kalbimdeki acı büyüyordu. Kalbimden taşıp tüm vücudumu sarmaya başlamıştı. Haftalar öncesinde vücudumu saran şey sevgilimin güvenli kollarıydı halbu ki. Çok istedim, çok kez istedim kül olmayı. Bu dünyadan silinmek istedim. Sevdiğim kişinin aklından da kalbinden de silinmek istedim. Beni seven herkesin, beni unutmasını istedim. Onlara gösterdiğim tek şey acı ve hayal kırıklığıydı.

Henüz iki gün öncesine kadar konuşmasam da görebiliyordum Seokjin'in yüzünü. Okul çıkışını evine gitmiyordum, öğle teneffüsünde yanında olmuyordum, bana ders anlatmıyordu, beraber kütüphanede takılmıyorduk, boş derslerde beraber basketbol oynamıyorduk. Ama en azından yüzünü görebiliyordum; gülen, mutsuz ya da durgun yüzünü. Sıraların arasından geçerken verdiği nefesi hissedebiliyordum yüzümde. Ama bunlar iki gün öncesine kadardı.

Sınıfını değiştirdi, benim yüzümden. Benim yüzümü görmemek için en yakın arkadaşlarından ayrılmak zorunda kaldı. Artık aşık olduğum bedenden tamamen ayrıldığımı fark ettim. Onun sesinden, kokusundan, yüzünden, bedeninden mahrum kaldım. O çoktan her şeyi bitirmişti.

Henüz yeni yeni farkına varıyorum gerçeklerin. O, olan biten her şeyi öğrenmiş olmasa da sonlarını öğrenmişti.

Kabul etmedim o kızla birlikte olmayı. O gerizekalı herifin sunduğu iki seçeneği de kabul etmedim, o kızın elini bile tutmadım. Ama kız, en yakın arkadaşlarına benimle bir gece geçirdiği yalanını anlattı. Haliyle tüm okul bu yalanı öğrendi ve bu saçmalığa inandı.

Kendimi haklı çıkarabileceğim bir kanıt, delil ya da sebep yoktu. Okulun koridorlarlarında 'Ben hala Seokjin'e aşığım' diyemezdim. Bu iğrenç yalanın Seokjin'i ne kadar üzdüğünü kimse bilemezdi. O bana her baktığında, bu yalanı hatırlayacaktı. Bana her baktığında, uğradığı ihaneti iliklerine kadar hissedecekti. Biliyordum, kalbi ağrıyordu.

Bu yüzden sınıfını değiştirdi, benim yüzümden. Bu basit bir şey gibi durabilirdi. Ama benim için, sonum için konulan noktaydı. Sanırım bir şeylerin vakti geldi de geçiyordu.

Bu yolu seçmemin asıl nedeni onun mutlu olmasıydı. Benim mutlu olup olmamam bir şey değiştirmiyordu. Artık onun mutlu olduğu kısma geçmemiz gerekiyordu.

******

"Alo."

"Taehyung? Sende hala numaramız var mı ya?"

"Neden olmasın ki Jimin?"

"Belki seninle konuşmak istemediğimiz için sen de bizimle konuşmazsın diye düşünmüştüm."

Bu ağır gelmişti bana. Jin'e olan sevgimi, Jin'den önce o biliyordu. Şimdi telefonun ucunda tutarsızca savurduğu bu sözler kalbimi acıtmıştı.

"Sen de mi inanıyorsun şu lanet yalana?  Sen de mi terk ettin beni, Jin Hyung'tan ayrıldığım için?"

"Taehyung, senden asla bu yüzden uzaklaşmadım. Bizden uzaklaşan sendin. Seokjin Hyung'tan ayrıldıktan sonra ufak bir diyaloğa bile girmedin! O lanet yalana inanmıyorum. Sen benim arkadaşımsın Taehyung, böyle bir şey yapmayacağını biliyorum. Ama olayların bu noktaya gelmesine izin veren sensin. Bizi dağıtan sensin Tae."

formidable | taejin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin