Selam! Uzun sürenin ardından sizleri bu satırlarda görmek çoksel. İyi okumalar! ♡
***
"Benimki daha büyük."
"Hiçte bile. Görmüyor musun, benimki daha büyük." dedi Taehyung ve başını koyduğu dizden doğrulup diğerine döndü.
"Bebeğim asıl sen göremiyorsun galiba ama benim seçtiğim yıldız daha çok parlıyor." diyip iki eliyle Seokjin'in yanaklarını kavradı ve yüzünü seçtiği yıldıza doğru çevirdi.
"Bebeğim, gördün mü?"
Seokjin kıkırdamaya başladı, Taehyung'un sinirlense bile kendisine sinirli gözükmemeye çalışarak davranması hoşuna gidiyordu, küçüğü daha sevimli oluyordu öyle.
Yavaşça yanaklarında duran elleri kavradı elleriyle. Elleri arasında duran ellerin avuçlarına minik öpücükler bıraktı ve ellerinden ayırmadan kucağına düşürdü.
"Meleğim, senin gözlerinde gördüğüm yıldızlar daha parlak. Eğer parlaklığa bakacaksak benimki daha büyük."
Taehyung'un yıldızları büyüdü, Seokjin'in büyüyen yıldızları gören gülümseyişi.
Saniyeler sonra Taehyung, utandığını hissetmiş olacak ki başını tekrar diğerinin dizine yatırdı. Seokjin'in sol elini tutup mavi saçlarına bıraktı.
"Saçlarımı okşamayacaksan neden yumuşak tutmak için o kadar para harcıyorum ki?" Seokjin elinin altında duran yumuşak mavi yumağı okşamaya başladı. Aralarında sessizlik oluşurken küçüğünün iç çekişiyle kafasını dizinde duran başı görecek kadar eğdi.
"N'oldu?"
"Hiç, hiçbir şey."
"İç çektiğini duydum." Taehyung gülümsedi.
"Hala imkansız geliyor burada olmak, üstelik seninle." Seokjin eğik kafasını dikleştirdi ve tekrar önüne bakmaya başladı küçüğünü dinlerken. "En çok da seninle burada olmak imkansız geliyor. Küçükken.. bu anları hayal etmeye bile utanırdım."
"Neden ki?" dedi Seokjin, elleriyle hala yunuşak saçları okşarken.
"Jin.. sen hep benim için zordun. En yakın arkadaşımdın, erkektin ve kızlardan hoşlanıyordun. Yani erkeksin hala da şey anlamında yani, zor olmanın nedenleri arasındaydı." Seokjin kıkırdamaya başladı.
"Meleğim, aynı nedenler senin için de geçerliydi. Ama ben, senden hoşlanana kadar taeseksüel olduğumu bilmiyordum mesela."
"Ne?" diyip gülmeye başladı Taehyung.
"Evet. Hatta sen de jinseksüelsin."
İkisinin devam eden gülüşmeleri yavaş yavaş gecenin karanlığında kayboldu. Tekrar araları sessizleştiğinde bu sefer Taehyung bozdu sessizliği.
"Gece olunca daha güzelmiş Eyfel Kulesi."
"Üzücü olmalı onun için."
"Ne? Neden ki?"
"Sen her zaman güzelsin, kıskanıyordur şimdi seni."
Taehyung yaslandığı dizden doğruldu. Ancak diğerinin düzensiz parmakları hala mavilerinde geziniyordu.
"Bakıyorum da romantiklik sarmış seni birden. Havasından mı suyundan mı bilmiyorum ama Paris iyi geldi sana."
Seokjin bir şey demedi, sadece izlemekle yetindi küçüğünü. Ellerinden biri mavilerden ayrılıp Taehyung'un kucağında tuttuğu ellerini sardı. Diğer eli biraz önlere geldi ve Taehyung'un alnını kapatan tutamları ayırıp alnın açık kalmasını sağladı. Ağır bir şekilde yaklaştı diğerine. Küçüğünün yüzüne ulaştığında derin bir öpücük bıraktı açık alnına. Ayrıldığında gittikçe sıcaklaşan alından, oturduğu banktan doğrulup ayaklandı ve olduğu yerde beklemeye başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
formidable | taejin
Fanfiction[Tamamlandı] Taehyung ve Seokjin ortaokuldan beri arkadaştı. Taehyung, en çok Jin Hyung'unu çizmeyi sevdiğini fark ettiğinde bir şeyi daha fark etti. Çocuk kalbine sığdırdığı aşkından bir gün uzaklaşmak zorunda kalacağını bilemezdi. -Burada benimle...