Bölüm 5

1.8K 178 29
                                        

Unutamıyorum o günü. İlk gün ki gibi her anı aklımda. Yıllar geçse de unutmayacağıma eminim.

Beden eğitimi dersindeydik. Öğretmenimiz, okul bahçesinde koşarak tur atmamızı söylemişti. Yapıyorduk da, koşuyorduk. Yanımda Jimin, arkamda Jin Hyung ve Jungkook.

Birden ne olduğunu anlamadan yerde bulmuştum kendimi. Koşarken nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde ayağım burkuldu ve yeri boyladım. Düşerken yere sürtündüğüm için eşofmanım yırtılmıştı ve diz kapağım kanıyordu. Ama daha kötüsü anlımı düşünce rogar kapağına vurmuştum, sert bir şekilde. Denge sağlamak için ellerimi düşerken öne sabitlemiştim bu yüzden avuç içlerimde kanıyordu.

Bayıldı bayılacak gibiydim. Sonra ağrıdığı için kanıyan elimi anlıma götürdüm. Anlımın kanadığını anlamıştım. Sonrası ise baygınlık. Şimdi diyeceksiniz ki neden bu kadar önemli de unutamıyorsun?

Yavaş yavaş ayılırken başımda gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş Jin Hyung'u gördüm. Ağlıyordu, benim için. Adımı söylüyordu defalarca. Alnım, elim, diz kapağım kanıyordu ama acıyan kalbimdi.
Onu o şekilde görmem...

Hafif kıpırdanınca Jin Hyung bağırmayı kesti ve beni direkt kucağına aldı. O an koşarken farketmiştim. Kolyesi mor renge dönüşmüştü. O halde benim kolyem de mor olmuştu, Taejin moru..

Ölüyordum sanki, tüm ağrılarımı unutmuş gibiydim ama hissediyordum. Koşarak girdiğimiz oda revirdi. Oradaki hemşire beni sedyeye yatırıp yaralarıma pansuman yaparken, Jin sedyenin ilerisindeki sandalyeye oturmuştu. Endişeyle ve korkuyla bakıyordu bana.

Yorgundum. Uyumayı seçmiştim, daha doğrusu uymak zorunda kalmıştım. Geceleri ağlamaktan, düşünmekten uyuyamıyordum. Kolyemin kırmızılığını dert edip uyuyamıyordum. Ama şimdi mordu kolyemin rengi. Hem de olması gereken mor. Yanımdaydı. Odada sadece biz vardık, huzurluydum. Rahatça uyuyabilirdim.

~Seokjin~

Çok endişelenmiştim, korkmuştum. Alnı fena bir şekilde zedelenmişti. Hissettiği acıyı iliklerime kadar hissetmiştim. Onu o halde görünce dünyam kararmıştı resmen. Ne yapıyordu bu çocuk bana? Neden onun en küçük acısında bile bu kadar kötü oluyordum?

Kucağıma alıp revire getirmiştim apar topar. Çok acı çekiyordu, ben daha çok çekiyordum. Pansuman yapılırken bana hiç bakmamıştı. Belki de acı çektiğini görmemi istememişti, ben acısını hissederken. Ama sürekli kolyesine bakıyordu. Hiç çıkarmadığı kolyesine. Nasıl bu kadar sağlam ve yeni görünebilirdi bu kolye? Hep takıyordu onu. Dışarıda oyun oynarken bile.

Ben de takıyordum hep. Hatta uyurken bile. Çıkarmaya üşendiğim için değil, çıkarmaya gönlüm el vermediği için. Kim Taehyung, neden kolyemizi sürekli takmamıza rağmen seninki hep yeni?

Kolyeye bakarken gülmsüyordu hep. Derste de öyleydi. Ne zaman dersi dinlemediğini hissedip ona çevirsem bakışlarımı yanılmıyordum. Dinlemiyordu ama hep kolyeye bakıyordu. Bazen de gözlerimiz değiyordu birbirine. O zamanlarda ne yapacağımı bilemeyip kısa bir gülüş bırakır tekrar önüme dönerdim.

Şimdi ise karşımdaki sedyede uyuyordu, mükemmel bir şekilde. Alnına beyaz renkli bandaj takışmasına rağmen yine de tatlıydı ve....... ve de yakışıklıydı. Aishh, ne diyorum ben? Kendime engel olamayıp yanına kadar gittim. Şimdi tam üstten bakıyordum ona kafamı eğmiş bir şekilde. Belki de yeni farketmiştim yüzünün bu denli güzel olduğunu. Kıskanmıştım, hem benden daha yakışıklı olduğu için, hem de bu yakışıklılığı başkalarının benden önce farketme olasılığı için.. Eğer birgün karşıma çıkıp "Jin Hyung ben ileride idol olacağım." derse kesinlikle reddedeceğim. Neden bu kadar güzel ve kusursuz yüze sahipti ki?

Tabi bunları dışımdan düşündüğümü farkedince hemen geri çekildim ve tekrar izlemeye devam ettim ama uzaktan..

~Taehyung~

Uyuyamıyordum. Onun varlığını hissetmek heyecanımı arttırıyordu, heyecan ise uyumama engel oluyordu. En iyisi gözlerimi kapatıp uyumayı beklemekti. Bir süre sonra yüzüme hafif bir gölge düşmüştü. Bu Jin Hyung' dan başkası olamazdı. Uyku numarama devam ettim.

Uzun süre sessizlik oldu, yüzümü inceliyordu, benim yüzümü. Sonra ağzından birkaç kelime düştü ve devamı da geldi. Her zaman ki gibi sesli düşünüyordu.
Ama benden bahsediyordu. Her sözünde kendimle challenge yaşadım resmen. Gülme Tae, gözünü açma Tae, ona sarılmaya çalışma Tae.
Ne demişti o? İdol olmak istersem kabul etmeyecekmiymiş? Beni kıskandığı için mi?
Yok artık, daha neler? Umarım yanlış duymamışımdır. Aslında fena olmazdı idol olmak. Yakışıklıydım, bu bana yeterdi.

Ama şimdi gerçekten uyumalıydım. Yoksa beni izlemesine müsade edemez, heyecandan sürekli yerimde döner dururdum. Uyu Tae, seni izliyen Hyung'un için uyu...

(°©°)

▫️
▫️
▫️

️▫️

<><><><><><><><><><><><><><><><><><><><>

TAEJIN'İ SEVİN. 💜💜
BİR DAHAKİ BÖLÜMDE JİKOOK OLACAK, MERAK ETMEYİN 💙💙💙
Ama ben nasıl 12.sınıfa geçeceğimi bilmiyorum. Ayrıca üniverte hayatını yazmalımıyım onu da bilmiyorum.
Hepinize teşekkürler, ilk hikayem umarım güzel oluyordur (^~^)

🌈🌈🌈

formidable | taejin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin