Büyük büyük öpücükler! Ta daaaa karne hediyeniz! Alkış alkış alkış 👏 👏 👏
***
2013
Kafasını iki yana sallayarak pencereden uzaklaştı. Neden böyle hissediyordu? Buna tahammül edemiyordu. Tam olarak ne olduğunu bilmese de olmaması gerektiğini kavrayabiliyordu. Ancak içindeki dürtüye engel olamıyor ve pencereden izlemekle yetiniyordu bankta oturan arkadaşını.. ve Seokjin'i.
Jimin ve Seokjin ikilisi okulun bankında oturmuş, ilk kez keşfetmiş gibi vazgeçmeden gülüyordu. Jungkook yeni aldığı oyunu oynamak için okula gelmemişti bugünlük. O ise hastalanmamak için dışarı çıkmamıştı. Narin bir bünyeye sahipti, ufak çarpıntıyla bile grip olabilirdi.
Camdan bahçede oturan arkadaşlarına baktıkça varlığını daha da hissettiren bu garip duygudan nefret ediyordu. Neydi bu şimdi? Hastalanıyor muydu? Eğer öyleyse annesi çok fazla kızardı, üstelik sınavlar yaklaşıyordu.
İçindeki bu saçma ve sakin kalmasına engel olan duyguyu söküp atamıyordu bir türlü. Bu şekilde bir yere varamayacağını düşünerek pencereden ayrıldı. Gitmesi gerekiyordu, ondan uzaklaşması gerekiyordu. Onu biriyle yakınlaşmış olarak görse, o görüntüden nefret ediyordu ve de o an ki duygularından.
Alnını kalorifere yaslandı. Zaten yüksek derecede yanan kalorifer, alnını ısıtma işini birkaç dakika içinde halletmişti. İşi bittiğinde koşarak müdür yardımcısının yanına gitti. Yalancı öksürükleriyle müdür yardımcısını hasta olduğuna ikna etmişti. Müdür yardımcısı Taehyung'un annesini aramıştı.
Taehyung annesiyle yaptığı araba yolculuğu boyunca sessizdi. Annesi onun hasta olmadığını fark edebiliyordu, daha doğrusu başka bir derdinin olduğunu. Taehyung ise her zaman ki gibi dışarıyı izliyor ve kendine kızıyordu.
Böyle olmaması gerektiğinin farkındaydı. Bir hataya düştüğünü, hislerinin her şeyi mahvedeceğini görebiliyordu. Eve geldiğinde annesi, ateşini düşürmek için duşa girmesini söyledi.
Taehyung annesinin ona seslenmesiyle duştan çıktığında hala kötü hissediyordu. Her şeyi batırdığını hissedebiliyordu. Düşünceleri onu fazla kaygılandırıyordu, saçını kurularken bile aklını kurcalayan şeyler vardı. Eğer bu saçma duyguyu önceden fark etseydi en baştan müdehale eder ve şu an daha saçma şeyler yaşamazdı. Sıkıntıyla nefes verdiği sırada kapısı çalındı.
Annesi müsait olduğunu duyduğunda odaya girdi. Anneler anlardı çocuklarını. Henüz orta yaşlarında olan kadın da anlayabiliyordu oğlunun kendisinden sakladığı bir sorunu olduğunu. Yavaşça yatağında uzanan oğlunun yanına uzandı.
"Banyoda gereğinden fazla kaldın sanki?"
Taehyung, annesinin yatağa doğru adımlamasıyla yatakta doğruldu ve oturur vaziyete geldi. Annesi Taehyung'un yanına oturduğunda oğlunun banyodan yeni çıktığı için yoğun çilek kokan saçlarını okşadı. Taehyung'un canı sıkkın olduğu zaman onunla iletişim kurmak için önceden bir şeyler yapmak gerkiyordu. Saçı, yanağı, sırtı, beli ve henüz keşfedilmemiş olsa da dudağı okşandığında uysallaşıyordu.
Annesi, elinin altında yavaşça mayışan bedeni biraz daha kendine çekti. Onunla tıpkı beş yaşında bir çocukmuş gibi ilgilenmek istiyordu. Her zamankinden daha ince çıkan sesiyle konuştu kadın.
"Tae, bebeğim, sorun ne? Biliyorsun ki ben annenim ve çocuklar anneleriyle sorunlarını paylaşır." Taehyung mırıltılarla karşılık verdi annesinin ilgisine.
"Biliyorum anne."
"Pekala, sorununun ne olduğunu anlatmak ister misin?" Taehyung'dan bir süre yanıt gelmedi. Annesinin kolları arasında olmak iyi hissettiriyor ve daha da uysallaşıyordu. Annesi onunla beş yaşındaki bir çocuk gibi ilgilenmekte haklıydı, Taehyung o dakikalarda küçük bir çocuktan farksızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
formidable | taejin
Fanfiction[Tamamlandı] Taehyung ve Seokjin ortaokuldan beri arkadaştı. Taehyung, en çok Jin Hyung'unu çizmeyi sevdiğini fark ettiğinde bir şeyi daha fark etti. Çocuk kalbine sığdırdığı aşkından bir gün uzaklaşmak zorunda kalacağını bilemezdi. -Burada benimle...