"Ne dedin sen? Ne dedin sen dedim seni lanet olası ucube!" Diye kükreyerek bağırdı. Montgommery, kale nöbetçisi lanet olası kızının kaçtığı haberini getirince aklını kaçıracak gibi oldu. Haberi getiren nöbetçi asker karşısında neredeyse korkudan nöbet geçiyordu, teninin rengi beyaza kaçmıştı ve kekelemesinin de dükün sinirine pek yararının dokunduğu söylenemezdi.
"O piçle mi kaçtı yoksa?" Diye sordu ve askeri tokatlamamak için kendini zor tuttu. Nasıl bu kadar az güvenlik önlemi almıştı, nasıl olur da dikkat etmezdi küçük orospunun bu kadar sessiz kabullenmesinden anlaması gerekirdi ama o ilk kez uysal davranacağını düşündüğü için aptallık etmişti evet bütün suç kendisinindi.
"Ha-hangi piç e-efendim?" Diye sordu asker geriye doğru sinerek.
"Hangi piç olacak seni kas kafalı tabi ki o İskoç piçi!" Diye tükürükler saçarak bağırdı ve masaya yumruğunu vurdu. Artık sabrı kalmamıştı, Montgommery askerin üzerine doğru yürümeye başladı.
"Hayır efendim İskoçlar ben size haber getirirken a-aşağıdaydı, o da en az sizin kadar sinirli ve aldatılmış görünüyordu. Size bir not bıraktı." Korkuyla üzerini aramaya başladı daha sonra notu elinde sıkıştırdığını farkedip lorduna uzattı.
Montgommery askerin elindeki notu çekip aldı ve aceleyle açtı.
"Oynadığınız oyun boynunuzdaki ilmiği çekebilir, bir sonraki sefere İskoç'a karşı kozunuzu daha akıllıca oynamayı tercih edin. Ve Kralınızın oynadığınız küçük oyunlara duyarsız kalması için dua edin."
Onu tehdit etmişti, bu zaferi küçük bir aldatmacayla kazanacakken küçük şımarık bi kaltak yüzünden bütün planları suya düşmüştü. "Gittiler mi? Ne zaman çıktılar?" Diye sordu başı ağırmaya başladığı için sesi çatallaşmıştı, artık mantıklı düşünememesi de cabasıydı."Yarım saat kadar oldu efendim, leydimizin kaçtığını öğrendiği an size not bırakıp gittiler." Dedi asker, sesine yansıyan korkuyla beraber sindi.
"Çıkabilirsin, James'e onu odama çağırdığımı ilet. Kızın kaçtığından haberi var mı? Bir şey söyledi mi?" James bazen onu ürkütüyordu, adamın duyguları yoktu ve böyle bir adamla iş birliği yapmak Montgommery'i bile ara sıra tedirgin ediyordu.
"Şey efendim aslında pek şaşırdığı ya da sinirlendiği söylenemez, Dedi ki şey yani..." Dedi ve asker seslice yutkundu.
"Ne Dedi lanet olası, birliğimdeki askerler ne ara bu kadar korkak oldu! Konuş artık kahrolası!"
"Dedi ki küçük kuşunun bir pençe savurup direnmeden yatağına girmeyeceğini zaten biliyormuş, o efendim leydimizle oynamaktan keyif alıyor gibi sanki leydimizin kaçtığından haberi vardı." Diyerek tek nefeste hızlıca konuştu.
Lanet olası James yemeğiyle oynayacak diye o kellesinden olacaktı, pisikopat herif şimdi ne yapacaktı onu düşünmesi gerekiyordu.
"Dediğim gibi James'i buraya gönder, arama birlikleri kurulsun o küçük cadı başkalarının eline geçmeden, kral meseleyi öğrenmeden onu bulun ve bana getirin!" Diyerek sesini yükseltti ve sakinleşmek için ellerini şakaklarına dayadı.
**********
Küçük lanet cadı onu nasıl kandırmıştı, gardını düşürmesine nasıl izin vermişti onu eline geçirince Tanrım... Demek sevgilisi onu kaçırmak için plan kurmuş ve bunun için buluşmuşlardı. Oysa Rory kızın yeterince saf olduğunu ve gözlerinde sadece güven isteyen küçük bir kız gördüğünü söyleyebilirdi. Saray'da gördüğü İngiliz şeytanlarından farklı sanmıştı onu ilk olarak burada yanılmıştı ve en çok sinirlendiği şey kendinde bu kadar hayal kırıklığı yaratabilmesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Gelin (TAMAMLANDI)
Historical FictionRory Campbell karısını ve kızını büyük yangında kaybettikten sonra evlenmeyi bir daha asla düşünmemişti. Ancak Kralın emriyle Tanrı cezasını versin bir İngiliz'le evlenmek zorundaydı, kral arkadaşı da olsa onun emirlerine karşı gelecek kadar aptal d...