Bölüm 24 - İtaat

26.2K 1.6K 49
                                    

Arkadaşlar Merhaba

Düğünümüzden bir önceki bölüm bu bir sonraki bölüm düğün bölümü olacak o sebeple böyle ufak ve ateşli bir hediye vermek istedim size. Artık yavaş yavaş hikayenin son kısmına geçiyoruz düğünden birkaç bölüm sonra hikayemiz tamamlanacak ve başka bir İskoç hikayesine başlayacağım.

Ayrıca bu hikayeyi Wattys 2018 Uzun Listesi'nde ilk 600'e sokan sizlere çok teşekkür ederim. 13,751 hikaye arasından seçilmiş 600 Türkçe hikayeden biri de benim hikayem olmuş. Oy veren, yorum yapan ve destek veren herkese ayrı ayrı teşekkür ederim.

Kathleen verdiği karardan neredeyse pişman olmak üzereydi, ne için yola çıktığını unutmuştu. Ait hissetmek, duygularını mantığının önüne koymasına neden olmuştu. Şimdiyse söz vermişti ve Kathleen ne olursa olsun sözünü tutacağını biliyordu.

Şimdi düğün gerçekleşmeden son kez Rory'nin isim bile vermediği kara yağız savaş atını sürüyordu. Tabi ki Rory'den izin almamıştı, gerçi ana kapıdan ikinci kez nasıl çıkacağını bilmiyordu ama gölde yüzmek, yıkanırken düşünmek istiyordu.

Banyo yaparken hizmetliler etrafında dönüp duracaktı. Kalede herkes Kahtleen'den daha heyecanlıydı oysa Kathleen ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Çoğu zaman bacakları korkudan çocuk gibi titriyor ve kaçma isteğini bastırmaya çalışıyordu.

Rory'i iki kez uzaktan görmüştü etrafta dolaşıyor, emirler yağdırıyor ve Tanrı aşkına sürekli gülümsüyordu. Kathleen onu gördükçe panik halinden dolayı pişman oluyor ve üzülüyordu.

Etrafı son kez kolaçan edip peleriniyle saçlarını örttü ve atı dört nala sürmeye başladı. Yalnızlık ona iyi gelecekti. Uzun zamandır Kurt'u görmemişti, Rory onun için askerlerinin yemek bıraktığını söylemişti ama bu Kathleen'in içinin rahatlaması için yeterli olmamıştı. Onu gözleriyle görmek ve iyi olduğuna emin olmak istiyordu. Kimse anlamasa da Kurt onun hayatındaki en iyi şeydi, Kathleen Kurt hayatına girdiğinden beri yalnız değildi. O kadar uzun zaman boyunca yalnızdı ki o hayvan onun ilacı olmuştu, ne değişirse değişsin bu hep böyle kalacaktı.

Gece durmaksızın kabus görmüştü, çocukluğundan beri her gece kabus görürdü ama bu kez bambaşkaydı. Bu kez yerde kanlar içinde gördüğü kendi değildi.

Kabus hep aynı başlıyordu. Ona masal anlatılmasını seviyordu, annesi her zaman anlatacak bir şeyler buluyordu.. Annesinin hasta olduğunu biliyordu ama içinde yükselen sevilme isteğini bastıramıyordu, daha çocuktu. Bir tek o bakışlarda sevgi görüyor ve içindeki canlılığı bununla besliyordu. Annesi onun için kışın açan bir kardelendi, ona daima umut verirdi. Ne zaman kendisini kötü hissetse kendisini

Odasının kapısını kapattığına emindi ama kapısı yarı aralıktı. İçeriden mumun titrek ışığı koridora sızıyordu. Kathleen ses çıkarmamaya çalışarak parmak ucunda odaya koştu ve arkasından kapıyı kapattı. Birden ensesindeki tüm tüyler ürperdi, Kathleen ne olursa olsun bu ölüm sessizliğini ve bu anı içgüdüsel olarak tanırdı. Neredeyse kapıyı açıp tekrar koşmak istiyordu, kalp atışlarını zapt edemiyordu.

Panik her yanını sarmıştı, bu andan kurtuluş olmadığını bilerek yavaşça arkasını döndü.

"İşte böyle benim minik, itaat etmekten bihaber sevgili kızım. Şimdi yakınıma gel ki baban seni yüce Tanrımız adına cezalandırabilsin." sesindeki o ürkütücü titremeyi asla unutamamıştı, kabusları tıpkı dünkü anıları gibiydi.

Kathleen kaçmanın her şeyi daha beter edeceğinin bilincindeydi, zaten kapıyı ardından kapatmıştı. Elindeki son kaçma şansını da böylece kendi elleriyle yok etmişti. Ellerini minik elbisesinin önünde birleştirdi ve yumruk yaptı onların titrediğini görmesini istemiyordu.

Asi Gelin (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin