Ağız sulandıran yeni bölüm geldi. Güzel okumalar. 🌹Kathleen ağzındaki nasırlı elden tiksinerek kafasını sağa sola sallıyor ve James'ten kurtulmaya çalışıyordu. James yavaşça Kathleen'nin boynunu koklamaya ve saçlarına dokunmaya başladı. Kathleen'i görmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki... Tanrı'm kasıklarındaki yanma ağzından bir kükreme eşliğinde çıkabilirdi. Kathleen'nin boyununu biraz daha sıkı kavradı, onun üzerindeki kadınlığı hissedebiliyordu. Kathleen artık onun sevimli ve ilgi çekici sevgilisi değildi, artık şehvet uyandıran bir kadındı. O piç kurusu İskoç'un ona dokunduğu ve onunla seviştiği gerçeğini görmek pek zor sayılmazdı. Artık kokusunda değişik bir tat vardı, çocukluğundan beri Kathleen'i tanırdı. Ona dokunacağı ve onunla sevişeceği günün hayalini kurardı, Kathleen'in tadına ilk kendisinin bakacağını hayal ederdi. Ancak öyle olmamıştı, gerçi pek bir şey kaybetmiş sayılmazdı. Onu alacak ve kalesine götürecekti. Başkasıyla yattığı için ona kendi soyadını tabi ki vermeyecekti ama küçük vahşi kedisi her zaman onunla olacak, istediğinde yatağını ısıtacaktı.
"Debelenmeyi bırak vahşi kedim, debelendikçe beni daha çok azdırıyorsun." Diye mırıldandı ve Kathleen'nin saçlarını eline sardı.
"Şimdi beni dinleyeceksin, sesini çıkarma yoksa iki beceriksiz askeri de öldürürüm." Kathleen'nin gözlerinde geçen endişe pırıltısını yakalayan James konuşmaya devam etti. "Ah evet benim vahşi kedim, merhamet senin tek zayıf noktan. Şimdi ağzını bırakacağım ama bağırırsan yemin ederim, askerlerin hayalarını kurtlara yediririm!" dedi.
Kathleen sinirden sarsılıyordu ama en çok kendine kızıyordu, iç güdüleri ona kalede kalmasını haykırmıştı ama o ne yapmıştı yine kafasının dikine gitmişti! Rory'i son kez görmek istiyordu, ne olursa olsun ona son kez sarılacak ve onunla son kez bir olacaktı. James kavradığı saçını ensesine doğru çekince acıdan gözlerini kıstı, tuhaf bir iç güdüyle bebeğini korumak için ellerini karnında birleştirdi. Bu hareketin James'in dikkatini çekmeyeceğini umdu, bebeği olduğunu öğrenirse ona zarar verebilirdi. Kathleen, Rory'e olan özlemi ve bebeğini korumaya yönelik iç güdüsüyle bir adım geri çekildi ve James'e tiksinerek baktı.
Bana böyle bakman bile aşağılarımı hareketlendiriyor vahşi kedim." Dudaklarını yalama hareketi Kathleen'nin boğazına safra suyunun gelmesine neden oldu, bir şeyler yemiş olsaydı kesinlikle şuracığa çıkarabilirdi.
"Hareketlendirmek istediğim tek yerin o durmuş beynin James ama bunu yapmam belli ki mümkün değil."
"Ahh benimle münakaşa etmeni bile özledim, beni ateşlendiriyorsun küçük kedi. Peki, bunu yapman neden mümkün değilmiş?" diye sordu gözlerindeki muziplik pırıltılarıyla.
"Çünkü beyninin durmuş olduğu ihtimalini eledim seni kas kafa, senin beynin yok. Yoksa bu kadar zamanda etrafımda olmanın yıllardır midemi bulandırdığını anlar, peşimi bırakırdın."
"Seni istiyorum, seni sadece ben hak ediyorum. Artık direnmeyi ve beni aşağılamaya çalışmayı kes baban seni bana verdi, uzun zaman önce. Bedelini de ödedim küçük kedim."
"Ben alıp satabileceğiniz bir mal değilim, babamın da senin de canınız cehenneme. Seni sevmiyorum, senden kesinlikle iğreniyorum. Yatağına girmektense ölmeyi tercih ederim."
James dişlerini neredeyse kıracak kadar sıkıştırdı ve başının üzerindeki yeşil damar atmaya başladı. Ona zarar vermemeliydi, en azından şimdilik planı tıkır tıkır işlerken bir hata yapamazdı. Derin bir nefes alıp gözlerini kapadı ve Kathleen'nin saçını kavradığı yerden daha sıkı çekti.
"Artık hakaretlerini dinlemeye tahammülüm kalmadı Kathleen, ateşle oynama." Dedikten sonra kulağına doğru eğildi. "Şimdi sesini çıkarmadan beni dinle. Rory'i terkedeceksin."
"Ölürüm daha iyi!" dedi refleks olarak Kathleen.
"Senden rica etmiyorum Kathleen, olacağı bildiriyorum. Rory'i terk edeceksin ne zaman terk edeceğini ve nereye geleceğini sana söyleyeceğim. Sonra da seni serbest bırakacağım.""Sen aklını mı kaçırdın, Rory'i terk edeceğimi sana düşündürten ne?"
Kathleen, James'in bir talepte bulunduğunu daha önce hiç görmemişti, hatta burada durup niye konuştukları hakkında hiçbir fikri yoktu. James'in konuşmaktan anladığı tek şey vücut diliydi önce tehdit eder sonra ise taciz ederdi. Şimdi önünde kaçıramayacağı bir fırsat vardı Kathleen'i savunmasız bir şekilde yakalamıştı ve Kathleen onun peşini bırakmayacağını biliyordu. Onu gerçekten serbest bırakıp gitmesine izin verecek miydi? Kathleen, James'in yüzünde cevaplar aramak için gözlerinin içine baktı, tuhaf bir şekilde söylediklerinin doğru olduğunu hissediyordu. Kathleen içinde bir yerlerde rahat bir soluk bıraktı, James onu serbest bırakırsa tabi ki geri dönmeyecekti. Olan biteni Rory'e anlatacaktı ve eğer kaleye saldıracak olurlarsa buna bir çözüm bulacaktı. Karnında bebeği varken, sırf kaleye saldıracaklar diye Rory'nin çocuğunu tehlikeye atamazdı. Buna mutlaka bir çözüm bulunurdu, öyle değil mi?
"Rory'nin küçük bir kızı olduğunu biliyor muydun vahşi kedim?"
Kathleen'nin yüzü şaşkınlıkla çarpıldı, kalp atışları hızlandı ve James'e doğru kafasını kaldırdı.
"Nereye varmaya çalışıyorsun James? Evet, bir kızı varmış bilmediğimi düşünüyorsan yanılıyorsun. Geçmişte evli olduğundan ve kayıplarından haberim var." Kathleen bu konuşmanın gidişatından rahatsız olmaya başladı, Rory'nin başka bir kızı daha mı vardı?
"Sevgili kocanın kızının yaşadığını bilmek istersin diye düşündüm vahşi kedim." James söylediğinden o kadar emin ve o kadar keyifliydi ki Kathleen duyduklarının gerçek olduğunu anlamıştı ama nasıl? Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi, onlar ölmüştü klanın ve kocasının yasını görmüştü. Kathleen'nin suratındaki şaşkınlığı ve kabullenişi gören James onu şaşırtabildiği için daha çok keyif almaya başladı.
"Ne derler bilirsin sevgilim, düşmanımın düşmanı dostumdur. İskoçya'daki tüm klanlar kocanla dost değil, düşmanları da var. Ben de düşman bulmak ve düşman yaratmak konusunda en az baban kadar iyiyim. Birkaç ufak araştırma ve dedikodu sayesinde seni geri kazanmanın yolunu bulmak benim için çocuk oyuncağı oldu. Sahi kaçacağından haberim olduğunu da biliyor muydun küçük kedim? Biraz oynamana izin verecektim ama aptal adamlarıma izini kaybettirmeyi başardın."
Kathleen'nin kulakları uğulduyordu, sevinsin mi üzülsün mü şaşırmıştı. Rory'nin kızı yaşıyordu bu haberi kocasına vermek için içinde duyduğu heyecanı bastıran tek şey James'in nereye varmak istediğiydi.
"Neyse sevgili kocan seni merak etmeden sadede gelelim. Rory'nin yıllar önce öldüğünü düşündüğü kızı elimde ve Kathleen, Kathleen." Diye mırıldandı adını sanki bir ayinmiş gibi. "Sevimli küçük kızın babasına bu kadar çok benzemesi bazen sinirlerimi hoplatıyor, tıpkı onun gözlerine bakıyormuşum gibi. Bazen kendimi tutamayıp onu babanın sana yaptığı gibi, eğitmek istiyorum."
Kathleen sinirden sallanıyor, ellerini yumruk yapmış bir şeyleri parçalama isteğiyle boğuşuyordu. Rory'nin kızını tarif etmişti, söyledikleri doğruydu "tıpkı onun gözlerine bakıyormuşum gibi" demişti.
"Ona dokunursan James, seni parçalarım."
"Tırnaklarını geri çek küçük kedim, dediklerimi yaparsan kız babasına döner."
"Ama nasıl, nasıl olabilir?" Kathleen kendi kendine mırıldanıyor ve işin içinden çıkamıyordu. Nasıl hayatta olabilirdi ki, belki de biri son dakika onu kurtarmış olmalıydı.
"Ah izninle seni aydınlatayım sevgilim." Diye mırıldandı James ve Kathleen'nin artık kaçmaya yeltenmediğini farkedince etrafında dönerek anlatmaya başladı.
"Kocasından nefret eden kadınların yapamayacağı şey yoktur küçük sevgilim. Düşmana sığınmak ve ondan yardım istemek de buna dahil. Sen bana geldikten sonra karısı da Rory'nin kollarına dönecek çünkü ateşli kadın kocasını sana kaptırdıktan sonra pişman oldu.
Şimdi sevgilim dediklerimi iyice anladın diye düşünüyorum, McMillan'lar buradan çok uzak değil, senin için ana yola bırakacağım atla bir günlük mesafe de, yarın akşam bana geleceksin. Rory'de küçük kızına kavuşacak, şimdi anlaşılmayan bir şey yoksa gitmem gerek." Dedi ve arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.Kathleen gözünden akan yaşları temizlemek için artık çaba sarfetmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Gelin (TAMAMLANDI)
Ficção HistóricaRory Campbell karısını ve kızını büyük yangında kaybettikten sonra evlenmeyi bir daha asla düşünmemişti. Ancak Kralın emriyle Tanrı cezasını versin bir İngiliz'le evlenmek zorundaydı, kral arkadaşı da olsa onun emirlerine karşı gelecek kadar aptal d...