Cama çıktı, gökyüzüne baktı, derin derin...
Sonra gözleri gözlerimi buldu.
Beni görmüştü!
Gözleri gözlerimdeydi.
Tesadüfi bir izlenim yaratmak için görmezden gelip sağa sola baktım.
Onu balkondan kestiğimi anlamamalıydı.
Aylar sonra ilk defa bir çılgınlık yapıp odamdan çıkmış, odamın hemen yanındaki salonda olan, yine onun odasına bakan balkonda oturmuştum.
Ve bu çılgınlığımın sonu fark edilmek olmuştu.
Evet,beni farketmesi iyiydi ama yine de tedirgin oluyordum işte.
Duygularını rahat şekilde dışa vuran bir insan değildim.
Ya da insanlar arasında çok fark edilmek isteyen biri değildim işte.
Otobüslerin, sınıfların,bankların, konserlerin en karanlık ve sakin köşesinde olanlardanım hep.
Her zaman insanlar beni uzaktan yargıladı, uzaktan bakıldım, uzaktan konuşuldum. Ama bunu hak ediyordum.
Çoğu zaman umursanmadım.
Ya da umursamamış gibi yaptım.Ah unutmaya çalıştığım ve umursamadığım o kadar çok şey var ki...
Kardeşimin güzel saçları ...
Uzun ve güneşte parlayan sarı saçları...İçimde biryerlerde, o çocuk kardeşini istiyordu hala.
Gelmeyeceğini bile bile...
.............Ve bıkkınca sırama geçtim.
Çantamı çıkarıp arkama aldım.
Sıradaki şarkıya geçerken Tumblr'a girdim.
Biraz bu güzel tonda gezindikten sonra bloguma baktım.
Ve telefonumu tekrar sıramın üzerine koydum.
Sınıfa boş boş bakındıktan sonra yanımda bir insan sıcaklığı hissettim.
Gelen kişi Ömer'di.
"Günaydın."
Dedi.
"Günaydın." Dedim gülmeye çalışarak.
"Gülmeyi beceremiyorsun." Dedi ve kıkırdadı.
Birşey diyemedim ve suratımı her zamanki haline soktum.
Gülmek benim neyime?!
"Y-yani o anlamda demedim, özür dilerim." Dedi. Anlamış olmalıydı.
Anlayışla başımı salladım.
Yerine yerleşti.
"Bugün matematik sınavı var. Yardım etsene ya"
Başımı 'tamam' anlamında salladım.
"Heyt be, yırttım!" Dedi sevinçle.
Saçma sevinç gösterilerine gülüp önüme döndüm.
O sırada içeriye Onur girdi.
Gözleri her zamanki gibi kızarıktı.
Kısa kirpikleri gözlerinin solukluğunu kapatamamıştı.
Dudağındaki uçuklar belirgindi.
Traş olmuştu.
Saçları hala aynı boyuttaydı, ama sakallarını ve saçlarının yanını hafiften kısaltmıştı.
Kimseye bakmadan sırasına geçip oturdu.
Ona bakmaya devam ediyordum.
Sonra aklına bir fikir ışınlanmış gibi arkasına döndü ve göz göze geldik.
Biraz beni süzdükten sonra sıcak bir tebessüm attı.
Ve tekrar önüne döndü.
Bana gülmüştü!
Bana GÜLMÜŞTÜ!
GÜLMÜŞTÜ!
Gül-müş-tü!
Heyecanımı bastırıp tekrar önüme döndüm.
Matematik öğretmeninin gelmesiyle kapüşonumu başımdan indirdim.
Ve herkes gibi ayağa kalktım.
İşte başlıyorduk.
*********"Ya sen cansın can!"
Ömer'in garip dansına yüzümü buruşturarak baktım.
"Allah razı olsun biricik sıra arkadaşım benim.
Koca yürekli kankileytom benim!Ne güzel kopya verdi kankam ya öyle?"
Biz ne ara kanka olmuştuk ki?
Ya da bu kadar samimi?
"Ayyh yeter!"
Hala gülüyordu.
"Tamam, teşekkür ettin, rica ettim. Bitti gitti." Dedim bıkkınca ve oturuş pozisyonumu değiştirdim.
"Teşekkür olarak bir yemeğe ne dersin?"
Kaşlarımı çattım.
"Hayır."
"Amma da soğuksun be kanka!"
Gözlerimi devirdim.
"Ne kankası Ömer?"
Güldü.
"Seni az önce kutsal kankam ilan ettim."
Huzursuzca ofladım.
"Hadi kanka kabul et de yemeğe gidek." Dedi keyifle.
"Hayır."
"Çay?"
"Hayır."
"Pasta?"
"Hayır."
"Oooof sen de." Dedi ve geriye yaslandı.
"Sessiz kişne Ömer, herkes bize bakıyor."
"Baksınlar, be. " Dedi.
Onur sırasında yoktu. Sigara içmeye, ya da lavaboya gitmişti büyük ihtimalle.
Onun da benim gibi insanlarla arası pek yoktu.
Sadece sınıftan birkaçıve Yusuf'la arası iyiydi biraz."Hadi o zaman, ben bir kantine gidip sana birşeyler getireyim de ye." Dedi ve cevap vermemi beklemeden çıkıp gitti.
Ya fazla saftı ya da fazla mal.
Bence her ikisiydi.
Umarım insanlar onun iyi niyetinden yararlanmazdı.
..........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Başkası |Tamamlandı|
Teen FictionAcı çektiğimi bilmesine rağmen neden yardım etmedi? Çünkü kendisi de bu acının içindeydi.