"Burada ne işin var?" Dedi Onur. Sesinden şaşkınlığı belli oluyordu.
"Sizi takip ettim." Dedi saçını arkaya iterken.
Anlamsızca kaşlarımı çattım.
"İyi de neden?"
"Çünkü senin hakkında Onur'a söylemem gereken şeyler var."
Anlamam uzun sürmedi.
Lanet olsun!
Ona çocukluğumdan ve ölen kardeşimden bahsedecekti.
"Melike sakın..."
Ondan korkuyordum.
Elinde çok büyük bir koz vardı.
"Onur,"
"Deniz, neyden bahsediyor?"
"Onur, biliyorum bunu sana söylemem gerekti."
Onur'un gözlerindeki şaşkınlığını görebiliyordum.
**********
Onur bir köşeye yığılmış anlamaya çalışıyordu...
Kardeşimi nasıl öldürebildiğimi düşünüyordu.
Nasıl bu kadar acımasız olduğumu...
Her şey donuklaştı.
Melike'nin bana hakaretleri, tehditkar sesi durdu...
Her şey sustu...
Ve ben yavaşça kapıya doğru döndüm.
Her şey bitmişti... Bende bitmiştim. Kaybetmiştim.
Onur benden nefret edecekti.
Benimle konuşmak bile istemeyecekti.
Her şey bitmişti...
Her şey son bulmuştu. Ben yine ölmüştüm.
Yine öldürülmüştüm.
Melike'nin yanından sessizce geçtim.
Son kez Onur'a baktım.
Tepkisizdi.
Merdivenlerden yavaşça indim.
Ve orayı terkettim.Telefonumu elime aldım.
Deniz:
Ömer,Bekledim...
Ömer:
Efendim karşiimDeniz:
Şey, sadece bil istedim.Deniz:
Sen bana çok iyi geliyorsun.Deniz:
Seni bu aralar aksattığım için üzgünüm.Deniz:
Seni seviyorum.Deniz:
Seni çok seviyorum.Ömer:
Kanki iyi misin sen?Ömer:
Sanki gidermiş gibi konuşuyon?Ömer:
Birşey mi oldu,Ömer:
Onur la kavga mı ettin?Deniz:
Hayır, hiçbir şey olmadı.Deniz:
Sadece içimden geldi.Anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım.
Aynanın karşısına geçtim.
Suçlu olduğumu çok iyi biliyordum.
Katil olduğumu da kabullenmiştim.
Ama bir daha yalnızlığı kabullenemezdim.
Tekrardan yalnız olmak istemiyordum. Yine yalnız kalamazdım. Onur'la eskisinden daha kötü olamazdım.
Onur önceden beni farketmiyordu,
beni görmüyordu bile.
Fakat şimdi...
Bir zamanlar dakikalarca sarıldığı kızı, elleriyle itecekti.
Bana baktığı her an bir canavar görmüş gibi tiksinecekti.
Bir katildim.
Ve katillere böyle davranılmalıydı...Evimizin kilerine gittim ve uzun süredir orada beklettiğim ipi elime aldım.
Ölmek istiyordum.
Çünkü birinin-hele de herkesten çok sevdiğim birinin- daha benden nefret etmesine dayanamazdım.
Buna katlanamazdım.
İpi tavanıma astım.
Birazdan bende buraya asılacaktım.
Sonra korktum.
Fakat nefret edilmek daha da korkutucuydu.
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
Şaka gibiydi.
Birazdan ölecektim.
Her şey huzura kavuşacaktı.
Ve Onur'un benden nefret ettiğini görmeden ölecektim.Ayaklarımın ucuna basarak ipin koca ilmeğine başımı geçirdim.
Tüylerim ürpermişti.
Ölmeyi yakıştıramıyordum.
Ama gerekliydi.
**********
Ömer:
Kanka, iyi misin?Ömer:
Bir şeyler ters gidiyor.Denizcim aranıyor....
Ve operatörün iğrenç sesi...
'Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor, sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakabilirsiniz...'
Bir şeyler ters gidiyordu.
Deniz'e birşeyler olmuştu ve ben bundan emindim.Onur aranıyor...
Birkaç kere çalındıktan sonra açtı.
Konuşmasını beklemeden direkt konuya girdim.
"Onur,Deniz'e ne yaptın?"
Sessizlik.
"Sanki gidiyormuş gibi konuştu."
Derin bir iç çekiş.
"N-ne?"
"O yanında mı?"
"Hayır, nasıl gidiyormuş gibi konuştu?"
"Bilmiyorum." Ağlamamak için kendimi sıkıyordum.
"Veda etti sanki."
"Hasssiktir Ömer, kendine birşey yapacak!"
"N-nasıl yani?"
"Kendine zarar verecek Ömer! Siktir!
Nerede olduğunu söyledi mi?"
Durdum.
"Ömer?"
"Hayır, söylemedi. Telefonlarımı açmıyor."
..........
Sonraki bölüm final
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Başkası |Tamamlandı|
Teen FictionAcı çektiğimi bilmesine rağmen neden yardım etmedi? Çünkü kendisi de bu acının içindeydi.