"Offf kanka ya neden aynı sınıfta değiliz ki?" Huysuzca saçlarını karıştırdı.
"Kopya verirdin ne güzel bana, ben de ilk defa bi dersten yüksek bir not alırdım." Tepkisiz kalıp önümdeki yaralı çocuğa bakmaya devam ettim.
Kahverengi saçları dağınıktı.
Ve her zamanki gibi Melike'yi düşünüyordu.
"Yine daldın, röntgenliyorsun Onur'u."
"Saçmalama. Sadece bakıyorum."
Gülerek geçiştirdi.
Kantinde biraz daha oturup
kahvelerimizi yudumladık.
Zil çaldığında ise Ömer'le kantinden çıkıp sınav olacağım sınıfa yöneldik.
"Onur acaba hangi sınıfta sınav olacak?" Dedi imalı şekilde.
Koridorda insanlara çarpa çarpa yürüyorduk.
"Senin sınıf bura kankiye, benimki de bir üst kat."
Sınıfın önüne vardığımızda Ömer'e içten şekilde gülümsedim.
"D-dur sakın hareket etme?"
Kaşlarımı çattım. Yüzümdeki gülümseme dondu.
"Ne oldu, üzerimde böcek mi var?"
Cevap vermeye gerek duymadan telefonunu çıkardı.
"Bir daha gül."
"Ne?"
Zilin çalmasıyla telefonunu oflayarak cebine soktu.
"Neyse, başka zaman çekerim artık."
Vedalaştıktan sonra sınav olacağım sıraya oturdum.
Ve ardından sınıfa o girdi...
Elindeki kağıda bakıp benim olduğum sıraya baktı.
Sanırım Melike yanıma oturacaktı.
Lanet olsun!
..........
Valla Onur olmasaydı Ömer'le Deniz'i shiplerdim be, çok tatlılar yaw!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Başkası |Tamamlandı|
Teen FictionAcı çektiğimi bilmesine rağmen neden yardım etmedi? Çünkü kendisi de bu acının içindeydi.