Ellerimi birleştirip derin bir nefes alıp esnedim.
Ve paytak adımlarla lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra küveti sıcak su ile doldurup kısa bir duş aldım.
Kıyafetlerimi giydim.Onur:
Günaydın Deniz :)))Deniz:
Günaydın.Onur:
Bugün nasılsın?Deniz:
İdare eder işte.Onur:
Şey, eğer bugün müsaitsen biraz dışarı çıkalım mı?Deniz:
Olur :)))Onur:
Güzel,Onur:
Saat 12 de hazır ol :))))
**********
"Selam!"
"Selam." Gülümsedi ve bana sarıldı. Ve bende ona.
"Nasılsın?"
"İdare eder, sen."
"İyi." Dedim kısaca.
İyi değildim.
Yürümeye başladık.
Siyah bir kot ve siyah bir mont giymişti. İçindeki lacivert sweatin kapüşonu montunun üzerindeydi.
Saçlarını her zamanki gibi özgür bırakmıştı.
Dudağının kenarında birkaç yara dışında sağlıklı görünüyordu.
Acaba sık sık su içiyor muydu?
İlaçlarını düzenli alıyor muydu?
"Dönemin sonuna yaklaşıyoruz." Dedi iç çekerek.
"Melike'nin doğum gününü unutmuşum." Dedi. Sesinin tınısı bana biraz yabancı gelmişti.
"Tartıştık." Umurunda değil gibi mi görünüyordu, yoksa ben mi yanlış anlıyordum.
"Üzüldüm."
Gülümsedi. "Ama ben üzgün değilim." Kaşlarımı çattım.
"Neden?"
"Çünkü," dedi ve omuz silkti "eskisi gibi değil."
Cümlesinin kafamda anlam bulmasını beklerken kaşlarımı çattım. Sonra omuz silkip yerimde kıpırdandım.
Rüzgar sertçe esti ve Onur'un saçlarını savurdu.
"E gidelim o zaman"
Başımı belirli belirsiz sallayıp adımlarına eşlik ettim.
..........
Fena🔥
Yebe atmayı unutan bir yazar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Başkası |Tamamlandı|
Teen FictionAcı çektiğimi bilmesine rağmen neden yardım etmedi? Çünkü kendisi de bu acının içindeydi.