"Ben geldiiiim!" Diye içeriye giriş yaptı Ömer.
Benim ve Onur'un gözleri dahil herkes Ömer'e döndü.
"Biricik bana sınavda kopya veren kankama abur ve cubur getirdim."Elindeki poşetlerle yanıma oturdu.
"Al kankiye bu sana!"
Anlamamış anlamında kaşlarımı çattım.
"Neden bu kelimenin sonuna -iye eki getirdin ki?"
Omuz silkti.
"Prensip meselesi."Bazen fazla saçmalıyordu.
Elindeki poşeti önüme koydu.
"Al, bu senin."
"Ben sana istemiyorum demedim mi?"
"Ama aldım işte."
"Ömer bak, kopya verdim. Ama kanka olmak için değil. Artık beni rahat bıraksan olmaz mı?"
Başıyla onayladı.
"Demek sen de benim kankam olmak istiyorsun."
Bu çocuktan gına gelmişti!
Derin bir nefes alıp Allah'tan sabır diledim.
"Ömer, kalk yanımdan."
Kaşlarını çattı.
"Neden ama kankiye, ne güzel oturuyorduk."
"Ömer..."
Kulağıma eğildi.
"Kankiye bak senin şu son bakışından sonra emin oldum.
Kesin Onur'u seviyorsun."
Gözlerimi kırpıştırdım.
"Y-yok öyle birşey saçmalama."
"Var vaaar.Seni gidi seni."
Dedi. Bu çocuk içimi mi okuyordu?
"Tamam, artık senle gıybet seansı yaparız bol bol kankalar bunlar için var." Dedi.
Bu çocuk harbi sorunluydu. Önümdeki poşeti alıp
Ömer'in suratına fırlattım.
"Gerizekalı." Diye mırıldandım.
**********Bilinmeyen numara:
Selam canım ben amcanım.Deniz:
Kimsin?Bilinmeyen numara:
Biricik kankan şekerim.Deniz:
Ömer?Bilinmeyen numara:
Yoksa başka kankan da mı var?Deniz:
Benim kankam falan değilsin.Bilinmeyen numara:
Demek benden başkaları da var.
Açıkla bana, kimle yatıp kalktın?Deniz:
Ne saçmalıyorsun?Bilinmeyen numara:
Özür dilerim kankacığım, gaza geldim.Deniz:
Bak senin kankan değilim.Bilinmeyen numara:
Yooo sen benim kankamsın tatlı şey!Deniz:
Biraz daha yazarsan engelleyeceğim.Deniz:
Hem sen benim numaramı nereden buldun?Bilinmeyen numara:
İstihbaratım geniş biraz söylemesi ayıpDeniz:
Her neyse işim var.Bilinmeyen numara:
Ne oldu kankiye, Onur'u mu izliyorsun yine?Deniz:
Nereden çıkardın?Bilinmeyen numara:
sadece tahmin ettim.😝😝Deniz:
Geri zekalı 😖😖Bilinmeyen numara:
Demek Onur'u gözetliyorsun.Deniz:
Saçmalama.Deniz:
Öyle birşey yok.Bilinmeyen numara:
Hep öyledir zaten.Deniz:
Yeter.Bilinmeyen numara:
Tamam kankiye.Deniz:
Ne kankiyesi lan geri zekalı mısın sen ne salak bir kelime buNumaraya engel atıp telefonumu cebime attım.
Tekrardan önüme dönüp Onur'u gözetlemeye başladım.
Bir saniye bile sıkılmıyordum. Onu izlemek kadar güzel birşey yoktu.
Ayağa kalktım.
Yarın sınav vardı nasıl olsa, çalışsam iyi olacaktı.
Çalışma masama geçip tarih kitabımı çıkardım.
Derste not tuttuğum için çok da zorlanmayacaktım. Birkaç kere okusam yeterdi.
Biraz test çözdüm ve salona geçtim.
Babaannem dizi izliyordu.
Güzel bir meyve tabağı hazırlasam fena olmazdı.
Mutfağa geçip iki elma, iki muz ve iki portakal yıkayıp tabağa koydum. Çekmeceden aldığım meyve bıçağı ve meyve tabağıyla salona ilerledim.
Babaannemin yanına oturup portakalı soymaya başladım.
Babaannemin yeşil gözleri bana döndü ve yüzündeki gülümsemeyle saçlarımı okşadı.
Biraz derince baktıktan sonra, sanki içindekileri uzun zaman biriktirmiş gibi konuşmaya başladı.
" Kuzum, odandan çıkmıyorsun, arkadaşların olmuyor, biryerlere gitmek istemiyorsun. Biliyorum, küçüklüğünde mutlu değildin, bari şimdi mutlu ol kızım, gez, toz, arkadaşların olsun, dostların olsun. Bir yaşlıyla bu rutubetli evde tıkılı kalma."
Başımı önüme eğdim.
Arkadaşlarımla, ya da insanlarla gezmek beni mutlu etmiyordu.
Evde pineklemek daha cazipti.
" Portakal yer misin?"
Konuyu değiştirmek istediğimi anlayınca olumlu anlamda başını salladı.
Ama yüzü düşüktü.
Meyvelerimizi yedikten sonra meyve kabuklarını çöp kutusuna aktardım ve tabakla bıçağı yıkadım.
"Kızım, evde salça bitmiş, cüzdanımdan para alıp markete gidiver. Bari buna çık."
Cüzdanı masanın üzerindeydi.
İçinden bir miktar para çıkarıp cebime koydum.
"Biraz daha para al, ıvır zıvır alırsın."
Gülümsedim ve başımı olumsuz anlamda salladım.Odamdan telefonumu alıp cebime attım.
Odamadayken Onur'un da hazırlandığını gördüm.
Onunla karşılaşmamak için odamda biraz oyalandım. Çıktığını anlayınca ben de evden çıktım ve markete doğru yürümeye başladım.
Bir dakika, Onur neden arkamdan geliyordu? O çoktandır evinden çıkmamış mıydı?
Telefonu kulağında, biriyle konuşuyordu. Ve sokak işlek olmadığımdan yaklaşık beş adım gerimdeki Onur'un telefon görüşmesini duyabiliyordum.
"Telefonumu unutmuştum."
Çok sakin ve bitkin konuşuyordu.
Sanki istemeyerek gidiyordu gitmesi gereken yere.
"Gelirken çekirdek de alayım mı?"
Telefondaki kişinin sesini duyamıyordum.
"Tamam, parkta görüşürüz."
Telefonunu cebine attı.
Adımları biraz hızlandı.
"Hey, baksana!"
Umarım bana demiyordur.
Kapüşonumun içine daha da gömülerek yürümeye devam ettim.
Ta ki Onur'un eli kolumu kavrayana kadar...
...........Shipper yazarınız birkaç ship yaptı. Sizce kimle kim?
- Ömer/Deniz❤️
- Onur/ Deniz❤️
- Ömer/ Melike❤️
- Ömer/Onur ❤️
Afghjljglllhffkkşlg
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Başkası |Tamamlandı|
Teen FictionAcı çektiğimi bilmesine rağmen neden yardım etmedi? Çünkü kendisi de bu acının içindeydi.