Yaşadığın şehirin ona uzaklığı, aldığın nefeslerin mesafesi, ellerinizin onun ellerine değip değmemesi önemli değildi hiçbir zaman.
Eğer aranızda bir bağ varsa, o bağ dünyanın iki ayrı ucunda bile olsanız sizi birleştirir, sizi yakın tutar ve en önemlisi, o kadar mesafenin hiçbir önemi olmadığını kanıtlar.
Mesafeler aşkı besler, sizi sevdiğiniz kişiye yakın tutar,
sizi ona bağlar.
Ne kadar uzak olursanız olun, ister bir dünya, ister bir gezegen, ister bir galaksi... yine de bağlısınızdır ona. Ve ne kadar uzaksanız, o kadar yakın olursunuz birbirinize...
Ben çok yakındım ona. Karşı kaldırımdaydı, bir ön sıramdaydı, beş adım önümdeydi.
Ama ruhlarımız...
Aramızda bir pencere varken bile ruhlarımız apayrı gezegenlerde, apayrı galaksilerdeydi.
Biz uzaktık.
Ve uzak kalacaktık.'Özlediğim şimdi, çok uzaklarda'
Diyor bir şarkı.
Özlediğim adam çok uzaktaydı.
Ulaşamayacağım, dokunamayacağım kadar uzakta.
Nefesini tenimde duyamayacağım kadar uzakta...
Ellerine dokunsam da tutamayacağım kadar.
Hiç bir zaman sevemeyeceğim kadar.
Ben ona yakın olmaya cesaret edemiyordum, o da zaten farketmiyordu beni.
Bunca yıl, kendimi yalnızlığa alıştırmıştım, onu gizli gizli sevmiştim.
Benden haberi yoktu. Saklamıştım hislerimi ondan. Belli etmemiştim. Hatta görünmez olmuştum. Evet, bu biraz can yakıcıydı ama benim gibi bir ancak bunu hakediyordu. Ruhum can çekişiyordu yıllardır, yıllardır acım beni yiyip bitiriyordu. İçimdeki sancı beni boğuyordu. Fakat ona bakınca az da olsa diniyordu acılarım. En azından nefes alabiliyordum. Kendimi günahsız gibi hissediyordum. Ve sonra, gözlerimi kapattığımda, gerçeklerle yüzleşiyorum tekrardan.
Tekrar tekrar o sahneyi hatırlıyorum. Gözyaşlarım, hatalarım, ihmallerim, babam...
Teker teker hafızamı dolduruyor hepsi.
Sonra tekrar açıyorum gözlerimi, gülüşünü görüyorum, içimi tarifsiz bir koku ve tebessüm yayılıyor. Neler yaptığımı ya da yaşadığımı unutuyorum ve gülüşüyle varolan bir parça cennetimde yaşıyorum.
O hep gülsün istiyorum, dağılmasın neşesi, sadece gülsün ve bu dünya daha da güzelleşsin.
**********
Adımlarımız tutarsızdı, o biraz önde tempolu adımlarla, ben biraz daha arkada geçmişi ve hislerimi sindirerek yürüyordum.
"Geldik mi?"
"Az kaldı."
Biraz daha ilerleyince ilerideki kalın gövdeli ağacı parmağımla işaret ettim.
"İşte orası."
Gözlerindeki heyecan büyüdü ve oraya doğru koşmaya başladı...........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Başkası |Tamamlandı|
Teen FictionAcı çektiğimi bilmesine rağmen neden yardım etmedi? Çünkü kendisi de bu acının içindeydi.