Bu bölüm @HaYHuY777'ye ithaf edilmiştir.
Ceren şaşkınlık içinde "Nereye geliyorsun?" dedi.
Huriye birden duraksadı ve "Nereye gelebilirim? Yanınıza, Mardin'e geliyorum."
-Ceren şok- Bir süre mutluluktan bir şey diyemedi. Daha sonra "İnanmıyorum. Yanlış anlamadım demi? Mardin'de çalışacaksın?"
-Evet, aynen öyle.
-Of be! Çok güzel oldu bu. Eee ne zaman ge- derken Esma onu dürttü, "Ceren komutan görecek hadi." dedi. Ceren "Ben seni arayacağım. Hatta sen bekleme mesaj at." diyerek telefonu kapattı. Çok sevinmişti bu habere. Her şey çok güzel gidiyordu. Hayallerindeki gibi. Yüzündeki gülümsemesini bozmadan Esma'ya döndü.
-Huriye geliyormuş, Mardin'de doktorluk yapacak! dedi.
-Oha, nasıl yani? Buraya, yanımıza mı geliyor?
-Mardin dedim ama Fransa'da ki Mardin yanlış anlama.
-Ahaha. O gelince söyleyeceğim bunları. Hep benimle uğraşıyor diyeceğim.
-Bakkaldan dondurma alsam gönlünü de alabilir miyim küçük kız?
-Bak güzel arkadaşım, bana beş yaş muamalesi yapmayı kes. Senin yüzünden sevincimi de yaşayamıyorum şurada.
-Yaşayalım o zaman. Özledim onu ya.
-Ben de..
Binaya girip önce koğuşlarına sonra duş almaya gittiler. Hızlıca çıkıp üniformalarını giydiler. Saçlarını kurutmaları için çok az bir vakit vardı. Onlarda yarım yamalak kuruttular ve toplayıp çıktılar. Onlar yemekhaneye giderken Oğuz Üstçavuş da onları görüp yanlarına geldi. "Islak saçla dolaşmayın bak hasta olursunuz." Daha sonra ekledi "Ne güzel bir arkadaşım ben ya."
Ceren gülüp "Son cümle olmasaydı gayet iyi bir arkadaştın." dedi.
Yemekhaneye geldiklerinde Yahya Üstçavuş'u orada gördüler. Kahvaltılıklarını alıp masaya geçtiler. Bir süre sonra komutanlar da geldi. Duanın ardından herkes kahvaltıya başladı.
-Bugün önce siz gelmişsiniz Keskin Üstçavuşum, dedi Ceren soru sorar gibi.
-Oğuz'la muhatap olmamak için kaçıyorum Uçar Çavuşum.
Oğuz elindeki çatalı bırakıp arkasına yaslandı. "Bak ya. Oğlum yine ne yaptım?"
-Kanka inan senin nefes alman yetiyor.
-Oksijen israfı diyorsun yani, dedi Esma
-Ceren sana da verelim bir kürek. Bir toprakta sen at üstüme.
Üçü gülmeye başladı. Oğuz ise siniri sinirli kahvaltısını yaptı. Onun bu haline daha çok güldüler. Ve dikkatlerini çeken bir şey olmuştu. Zeytinleri çatalla değil kaşıkla alıyordu. Her şeye rağmen yine ilk bitiren Oğuz ve Esma'ydı. Diğerleri de bitirince kalktılar. Herkes işinin başına koyuldu. Ceren telefonunu açtığında Huriye'den mesaj olduğunu görünce yine içi kıpır kıpır oldu.
Huriye: Pazartesi geliyoruum. Küçük bir ev tutacağım. Çarşamba da işe başlıyorum galiba.
Ceren: Bekliyoruz :))
Ceren çok mutlu olmuştu. Bu mutlulukla işini yapmaya devam etti. 1 saat sonra bir toplantıları vardı. Toplantıya kadar rutin işleri hallettiler. Artık birkaç kağıtla zaman geçirmek değil operasyona gitmek istiyorlardı. Arada erlerle bazı görevlere çıksalar da bu onlara yetmiyordu. Aradan geçen 1 saatin ardından diğerleri ile birlikte içeri girdiler. Komutanın ne diyeceğini hepsi merak ediyordu. Mehmet Binbaşı gelince hepsi ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Badi Bir Araya Gelmemeliydik
Humorİki asker arkadaşın görev yeri aynı yere çıkarsa ne olur? Komutanın dedikodusunu yaparlarken arkalarından komutan gelir mesela. Ya da 20 yaşına gelip de hâlâ bağcığını bağlayamayan Esma, Ceren'e bağlatırken askerler onları görür. Bu onların her gün...