-Neyi? diyerek döndü Esma. Ceren'in elindeki sütü görünce önce şaşırdı sonra gülerek:-Zekice, dedi. Ceren sinirli bir bakış atıp,
-Bu kesin şu yeni uzman çavuşun işi. Ben sorarım ona.
-Yani komik falan ama bunu sana sadece ben yapabilirim. Ben de soracağım ona. Görür o, hem bana neler dedi.
-O an nasıl yediğini görseydin sen de kendine onları derdin.
-Hıı tabi tabi. Ya sen neden bir kez olsun beni savunmuyorsun ya? Küçük Emrah muamelesi görmek neden hep bana kalıyor. Trip yediniz Ceren hanım.
-Ahh.
-Ne oldu?
-Kafam... Attığın trip kafamı yardı.
-İyi olmuş.
Esma ters cümleleri ile ona tribi sürdürürken Ceren de onun gönlünü almaya çalıştı. Aklına gelen son fikiri de denemeye koyuldu.
-Varsın olsun üstümüzden gitmesin keder, siyah beyaz forma bize bir ömür yeter.
Onun bu dediğini duyunca Esma heyecanla ona dönerek, "Senin aşkın uğruna ölmeye değer, Beşiktaş'ım sevmişiz seni."
-Ee, trip modundan çıkış yaptık mı?
-Biliyorsun, kalbime giden yol Beşiktaş'tan geçer. Ve sen Beşiktaşlı olmamana rağmen bunu dedin, gel lan sarılacağım sana.
Gözleri yaşarmış gibi davranarak elini gözüne götürdü Esma. Biraz daha sohbetten sonra yataklarına girdiler. Yarın izin günüydü ve onlar Mardin'i gezmek için erkenden çıkacaklardı. Ertesi günün heyecanıyla uykuya daldılar.
Sabah 7'de çalan alarm ile uyanan Ceren, Esma'nın hala uyanmadığını görünce ona yastık fırlattı. Esma ise...Yataktan düştü.
-NOLUYO!
-Altı üstü yastık fırlattım, ne bu şiddet bu celal?
-Şuna bak şuna sanki yastığı narin cildime nazikçe dokundurmuş.
-Ay, narin cildin yataktan düşünce acımıştır şimdi. Canım yaa.
-Evet acıdı bu yüzden bütün gün kölem olacaksın.
-Çok beklersiiinn!
Yerden kalkan Esma ve kıyafet seçen Ceren hazırlanmaya başladılar. Ne giyeceklerine karar verip hızlıca giyindiler. Saçlarını da hallettikten sonra çantalarını alıp çıktılar. Saat 7 buçuğa geliyordu. Henüz dışarı çıkan birini görmediklerinde ilk kendilerinin çıktığını anladılar. Kapıdaki askerlere "İyi nöbetler." deyip askeriyeden çıktılar. Ceren biraz yürümek istese de Esma'nın acıktım yemek yiyelim sözlerine daha fazla dayanamayarak kahvaltıya gitmeye karar verdi. Biraz aradıktan sonra güzel bir yer buldular ve girdiler. Ne yiyeceklerine karar verip beklemeye başladılar.
-Manzarası da güzelmiş. Şimdi bu manzaraya karşı bir yumurta yenir, böyle ekmeği bana bana. Ya ekmek demişken az koymazlar dimi, yeter bana?
-Olmadı bir fırından ekmek alırız yiye yiye gezersin ne olacak?
-Aynen, doğru dedin.
Garson masaya her bir şey koyuşunda Esma'nın gözleri bayram ediyordu. Her şey masaya konulunca yemeye başladılar. İkisi de burayı çok sevmişti. Her şey çok güzeldi. Birer çay daha söylediler. Sohbet ettiler. Daha sonra hesabı ödeyerek çıktılar. Ceren "Eee ne yapıyoruz?" dediği sırada telefonu çaldı. "Yahya Üstçavuş arıyor, şş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Badi Bir Araya Gelmemeliydik
Humorİki asker arkadaşın görev yeri aynı yere çıkarsa ne olur? Komutanın dedikodusunu yaparlarken arkalarından komutan gelir mesela. Ya da 20 yaşına gelip de hâlâ bağcığını bağlayamayan Esma, Ceren'e bağlatırken askerler onları görür. Bu onların her gün...