Sabah ilk işleri içtimanın ardından spor olmuştu yine. Ancak bugün bir tuhaflık vardı. Sporu ahlaya ıhlaya değil heheyt be diyerek yapmışlardı. Enerjiklerdi bugün. Dünkü güzel anılardan sonra bugün üzgün olmaları imkansızdı zaten. Tek kötü yanı Yahya'nın vurulması olmuştu. 1 hafta izin vermişlerdi ancak o "Ben ne yapacağım yatacak yerim de yok zaten." diyerek askeriyede dolanmayı tercih etmişti. Bu en çok Oğuz'un işine gelmişti. Biricik sevgili badisi gözünün önünde oluyordu. Spor bitince soluğu onun yanında almış birlikte kahvaltıya gitmişlerdi. Ceren ve Esma ikisini görünce sinirle yanlarına gittiler.
-Sizi arıyoruz her yerde neredesiniz?
-Önünüzdeyiz ya görmüyor musun?
-Görmüyorum Oğuz, sen aslında yoksun.
Esma önce şaşırdı sonra gülmeye başladı.
-Bunlar hep felsefe dersinden sonra oldu. Bir hocamız vardı kadın her gelişinde limon düşünün diyip giderdi.
-O kadını hiç sevmiyordum ya. Tüm enerjimi alıyordu.
-Bak şimdi ben de sevmedim.
-Sus Oğuz.
-Konuşsak suç konuşmasak suç.
-Nasılsın Yahya?
Yahya onları keyifle izliyordu. Hiç vurulmuş gibi değildi aksine hala sapasağlam görünüyordu.
-İyiyim. Ama şu Oğuz da olmasa-
-Ben olmasam iyi olamazdın dimi? Biliyorum, ben de seni seviyorum.
Oğuz bunu dedikten sonra Yahya'nın üstüne atlayıp kafasını omuzlarına sürtmeye başladı.
-Aahh! Yavaş ol hayvan
Ceren Oğuz'u ondan çekerken Esma da kafasına bir tane vurdu. Akıllanacak gibi değildi bu. Ama iyiydi de bir yandan. Sonuçta herkes biraz delidir. Ama Oğuz'un dozu fazla kaçmış.
Kahvaltıdan sonra herkes işinin başına dönerken Yahya kantinin önünde oturuyordu. Onu görenler hemen yanına gelip geçmiş olsun diyordu.
Ceren onu çağıran Kalas Teğmen'in odasına tedirgince giderken girişte asılı şehit resimlerinin önünde durdu. Onur Başçavuş'ta oradaydı. Hazır ola geçti. Durdu bir süre. Daha sonra dolan gözlerini silerek komutanının odasına gitti. Gir sesi ile kapıyı açtı.
-Beni çağırmışsınız komutanım.
-Doğru seni çağırdım. Ama inan kafam dalgın niye çağırdım hatırlamıyorum.
Ceren şaşkınlıkla ona bakarken gülmemek için kendini tuttu. Komutanı bir an ona Yahya ya da Oğuz gibi bir arkadaş olarak görünmüştü. O da bunu anlamış olacak ki boğazını temizledi.
-Yani hatırlayınca çağırırım ben seni tekrar. Çıkabilirsin.
Ceren selam verip çıktı. Koşarak kapıdan uzaklaştı. Yeterince uzaklaşınca ise gülmeye başladı.
-Herkes bir tuhaf.
*
-Ya versene ben de yiyeyim.
-Komutanım ya kantin orada gidin alın.
-Sen komutanına emir mi veriyorsun. Burada emirleri ben veririm.
Esma bisküvi yiyen bir asker görüp hemen yanına gitmiş almaya çalışıyordu. Asker de onun gibi olacak ki vermemekte inat ediyordu.
-Ya kardeşim canını mı istedim? Bir bisküvi istedim ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Badi Bir Araya Gelmemeliydik
Humorİki asker arkadaşın görev yeri aynı yere çıkarsa ne olur? Komutanın dedikodusunu yaparlarken arkalarından komutan gelir mesela. Ya da 20 yaşına gelip de hâlâ bağcığını bağlayamayan Esma, Ceren'e bağlatırken askerler onları görür. Bu onların her gün...