İki asker arkadaşın görev yeri aynı yere çıkarsa ne olur?
Komutanın dedikodusunu yaparlarken arkalarından komutan gelir mesela. Ya da 20 yaşına gelip de hâlâ bağcığını bağlayamayan Esma, Ceren'e bağlatırken askerler onları görür.
Bu onların her gün...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Esma nöbet bitimi yatakhanelere doğru yavaş yavaş yürüyordu. Diğer askerlere selam verip içeri girdi. Aynı hızla merdivenleri çıkıp odasına yöneldi. Hemen üzerini değiştirip özenle dolabına yerleştirdi üniformasını. Daha sonra da yatağa atladı. Gerçekten atlamıştı. Sese uyanan Ceren uykulu gözleriyle etrafa bakıp “Ne oldu ya, tatbikat mı var?” dedi. Esma ona yaklaşıp “Şşş ee ee ee” yapınca uykusuna geri döndü.
Sabah içtima ve spordan sonra Oğuz ve Yahya ile yemekhaneye gidiyorlardı. Yahya elleri cebinde giderken saçlarını düzelten Oğuz’a baktı.
-Lan askeriyede kız yok ne düzeltip duruyorsun şu saçını?
O böyle diyince Esma ve Ceren aynı anda ona döndü. Gözlerini kısıp ona bakarlarken Yahya da cümlesini çevirmeye çalıştı.
-Yani kız yok derken sizi kastetmedim yani kastettim de öyle değil. Hani şimdi-
-Kanka sus bence daha da sinirlendi bunlar şu tiplere bak.
Oğuz eliyle kızları işaret edip gülünce Ceren hızla eline vurdu.
-Az aç ağzını dalağın gözüküyor.
Oğuz kafasını ona yaklaştırıp ağzını kocaman açtı. Ceren onu itip Esma’nın yanına geçti.
-Bunu ne kadar söylemek istemesem de ben bugün Selim’le yiyeceğim.
O böyle diyince Ceren de kafasını salladı. Yemekhaneye gelmiş sıraya geçmişlerdi o sırada.
-Ya kızlar kızmayın ama hem biz hiç ayrı yemedik ki.
-Ne güzel işte ilk olur.
-Ya bıraksana Yahyacığım ne uğraşıyorsun elbet gelecekler.
-Oğuz sen bir sussana ya.
-Biraz da gözlerimiz mi konuşsun?
-Iy salak ya laflara bak. Ben senin dışarda asıldığın kızlar değilim.
Esma yemeğini alıp Ceren’i beklerken etrafa bakındı. Selim karşıda bir askerle oturuyordu. İkisi de oraya yönelirken arkadan Yahya’nın kısık sesleri geliyordu. Onu dinlemeden yürümeye devam ettiler.
