Bölüm 19

1.1K 96 5
                                    

Kızlar da hemen hazır ola geçti. Üçü de çavuşa yardım etmelerini komutanın anlamaması için dua etti. Sanki bir filmin içindeydiler de komutan ağır ağır geliyordu. İyicene yaklaştığında en fazla 27-28 yaşında bir komutan gördüler.

-Bitirdiniz mi işinizi Erdem Çavuşum?

-Bitirdim komutanım.

Serdar komutan kolunu kaldırıp saatine baktı. "Tam zamanında." Daha sonra kafasını Esma ve Ceren'e çevirdi. "Siz?" dedi soru sorar gibi.

-Yeni gelen askeriyeden misiniz?

-Evet komutanım.

-Yani yeni askerlerimsiniz ha?

-Anlamadım komutanım?

-Hakan Üsteğmen Konya'ya gidiyor. Size de bugün açıklanır zaten. Kısacası yeni komutanınız benim. Şimdi anlaşıldı mı?

-Anlaşıldı komutanım.

Oradan çıkınca hemen Yahya ve Oğuz'u aramaya başladılar. Bir an önce bu haberi onlara da söylemek istiyorlardı. Askeriyede bir oraya bir buraya koştururlarken en sonunda Ceren durup telefonun icat edildiğini söyledi.

-Doğru ya lan niye aramıyoruz?

Esma telefonunu çıkarıp Yahya'yı aradı. Çaldı çaldı ancak açan olmadı. Esma sinir krizi geçirip Oğuz'u arayacakken o karşılarından çıktı. Hemen ona doğru koştular. Yanına vardıklarında ellerini dizlerine yaslayıp nefes almaya çalışırken kesik kesik "Oğuz..Komutan...Değiş..Miş.." diyorlardı. 

-Ne diyorsunuz anlamıyorum? Gelin oturalım şuraya.

Kaldırımın kenarına geçip oturdular bir süre. Nefesleri düzene girince konuşmaya başladılar.

-Hakan Üsteğmen gidecekmiş, komutanımız değişmiş.

-Ne? Kimmiş peki?

-Serdar Kalas.

-Güzel soyad. 

-Düşündüm de... Adam bir şey diyor sonra biz de 'Emredersiniz Kalas Üsteğmenim!' diyoruz falan. dedi Esma. Ellerini çenesine koyarak, "Acaba böyle bir şey olursa ne der?" diyip kendi kendine kahkaha attı.

Ceren gözlerini kısıp elini onun omzuna koydu ve, "Bence deneme kardeşim. Aksi takdirde çorbana kalas bile katabilir. Adamdan korkulur." dedi gülerek. Oğuz da sohbete katılarak, "Yeni komutancığım beni sever bence. Sevilmeyecek gibi değilim biliyorsunuz, siz kendi derdinize yanın." dedi.

Bu konu hakkında biraz konuştular kaldırım kenarında. Sonra Yahya'yı da bulup öğle yemeğine gittiler. Serdar Teğmen de oradaydı. Çaktırmadan ona bakıyordu dördü de. Bir süre sonra Esma elektrik çarpmış gibi titreyerek döndü.

-Çok sevgili Oğuz Üstçavuşum beni neden gruptan çıkardığınızı öğrenebilir miyim?

-Ha önemli bir şey değil ya biraz dedikodu yapalım dedim.

Daha sonra ona yaklaştı ve elini ağzının kenarına koydu. "Birkaç güne de Ceren'i çıkarırım."

-Duydum Oğuz!

Esma kınayan bakışlar atarak, "İç savaş çıkarmayalım lütfen, dedikodu günah. Ayrıca o konuşmaları detayıyla öğreneceğimi biliyorsunuzdur umarım..." dedi.

Ceren sinsi bakışlar ile Oğuz'a bakarak, "Ben sana detaylı bir şekilde anlatırım badicim."

"Lan hain. Ulan hain. Sen de o grupta dedikodumu yaptın dimi lan? Hain badi!"

-Oğuz'un eline su dökemem ben.

Yahya Oğuz'un ensesine elini koyarak, "Aradığınız Oğuz'a şuanda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar denemeyiniz, kendisi dayak yemek ile meşgul olacak."

İki Badi Bir Araya GelmemeliydikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin