Ceren'in nöbeti sabaha doğru bitmişti. Yine Esma'yı uyandırmamaya dikkat ederek üzerini değiştirdi ve yattı. Yorgundu ancak uykusu yoktu. Birkaç saat sonra kalkacağı için uyumaya çalıştı. Uyuyamıyordu. Sürekli bir şeyler düşünüyordu. Hayalle gerçek arasındaydı sanki ayırt edemiyor, ne düşündüğünü bile anlayamıyordu. Uyanmalarına yarım saat kala uykuya daldı. Yarım saat sonra Esma uyandı. Arkası dönük uyuyan Ceren'e bakıp:
-Marul hadi kalk, dedi.
Ceren'de tık yoktu. Tekrar seslendi. Bu sefer kıpırdanmaya başladı.
-Ya ben daha yeni uyudum. Sen git ben gelirim sonra, dedi uykulu sesiyle.
-Hee oldu. Komutana da 'onun uykusu varmış sonra gelecekmiş' derim. Kalk beni delirtme.
Ceren söylene söylene kalktı yataktan. İkisi de 5 dakika içerisinde hazırlanıp bahçeye çıktılar. Biraz spor yapacaklardı. Şınav, barfiks, koşu derken iyice yorulan Ceren spordan sonra yere çöküp sırtını duvara yasladı. Esma'da karşısına geçip bağdaş kurdu.
-Ne?
-Ne ne?
-Niye öyle bakıyorsun ne oldu?
-Ha farkında değilim pardon.
-Esma iyi misin?
-Galiba.
Esma su almak için kalkınca Ceren de oturduğu yere iyicene yerleşti. Gözlerini zor açık tutuyordu. Bir süre sonra orada uyuyakaldı.
Esma Oğuz Üstçavuş'u görüp yanına gitmişti. Biraz ayaküstü sohbet ettiler.
-2 gün sonra Ramazan başlıyor ne düşünüyorsun?
-Açım.
Esma'dan başka bir cevap beklenemezdi zaten. Oğuz bu cevabı sevdiğini göstererek çakması için elini havaya kaldırdı. Sohbet ederlerken Oğuz Üstçavuş Ceren'in olmadığını fark edip "Ceren nerede?" diye sordu. Esma onun duvarın dibinde olduğunu unutmuştu.
-Bilmem.
Onu aramak için binanın diğer tarafına baktılar. Oğuz onu görünce durdu.
-Buldum.
Esma kafasını çevirdi. Onu uyuyakalmış görünce aklına bir fikir geldi. "Bekle." diyerek gitti. Döndüğünde elinde su şişesi vardı.
-Bunu yapmaktan emin misin?
-Galibaa EVET!
Ceren'in yanına gidip şişeyi yavaşça açtı ve suyun yarısını yüzüne döktü. Sıçrayarak uyanan Ceren gözlerini silerek ayağa kalktı. "Yüzüme su dökmek ha, sen görürsün." Onun hiçbir şey yapmadan gitmesine şaşıran Esma, "Allah Allah, bağırması gerekiyordu ne oldu ki?" dedi ve üzerini değiştirmek için tedirgince koğuşa gitti. Kıyafetlerini değiştirdikten sonra Ceren'in nereye gittiğini merak edip birkaç yere baktı. Hiçbir yerde göremeyince merak etse de yemekhaneye doğru ilerledi. Onun peşinden birkaç asker, Yahya ve Oğuz Üstçavuş da yemekhaneye girdi.
Her zaman oturdukları yere ilerlerken Ceren'i orada görmeyi planlıyordu. Göremeyince Oğuz ve Yahya Üstçavuş'a dönerek, "Birkaç yere baktım Ceren yoktu, burada da yok. Nereye gitti bu? Valla kendimi güvende hissetmiyorum şuan, kesin kesecek beni." dedi biraz telaşla. Yahya Üstçavuş tek kaşını kaldırarak:
- Ne oldu ki? Yine ne yaptın, dedi gülerek.
Oğuz işaret parmağını havaya kaldırarak, "Bir dakika, hemen anlatıyorum saygıdeğer hayranlarım. Esma Çavuş yine delirdi ve Ceren ile uğraştı. Kafasına su döktü. Ceren şok. Şuan saatli bomba gibi, biz de doğal olarak korkuyoruz." dedi, çok önemli bir konuşma yaparmış gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Badi Bir Araya Gelmemeliydik
Humorİki asker arkadaşın görev yeri aynı yere çıkarsa ne olur? Komutanın dedikodusunu yaparlarken arkalarından komutan gelir mesela. Ya da 20 yaşına gelip de hâlâ bağcığını bağlayamayan Esma, Ceren'e bağlatırken askerler onları görür. Bu onların her gün...