Sen tuhaf bir insansın, Hoseok.
İnsanları gözlemlemeyi sevmem, ya da belki de uğraşamam ama her gün saat 12:03'te o kapıdan giriyorsun, yerine oturmadan önce muhtemelen üniversiteden geldiğin için çantanı yanındaki boş masaya koyup feci soğuğa rağmen giydiğin ince hırkanı sandalyenin arkasına asıyorsun, bir garson seni görüp ilgilenene kadar sen de ya telefonuna bakıyorsun, ya da masadaki iki yıldır hiç değişmemiş olan menüye. Kiminle mesajlaştığını anlamıyorum, bazen mesajlaşmıyorsun. Bazen sadece oturup duvarlardaki posterleri, yaptırmama rağmen soyulmaya başlayan tavan boyasını, önü ölmeye yüz tutmuş saksıları taşıyan pencereleri seyrediyorsun; ben de seni.
Güzel bir adamsın Hoseok. Bunu bir daha birine söyleyeceğimi düşünmüyorum ama sen, güzel bir adamsın. Saçların bazen kıvırcık, bazen düz oluyor. Çok güzel giyiniyorsun ama hep kış mevsimine göre fazla ince. Bir güneş kadar sıcacık olman yetiyor herhalde vücuduna. Yüzün, vücudun, telefona bakarken ekrana ara ara attığın gülüşler, bakışların... seni, benim döküntü dükkanımın tek manzarası yapıyor. Ben de seni izliyorum, bir manzaradan daha ilgili.
Ve hiç bana bakmıyorsun. Benimle konuşmuyorsun, bana gülümsemiyorsun. Sadece o an senin siparişini almakla ilgilenen garsona birkaç saniye gülümseyerek siparişini söylüyor ve masanın manzara gören sandalyesinde -ki bu bana sırt çeviriyor olman demek,- siparişin erken ya da geç gelmesini umursamayarak oturuyorsun. Belki de sana anlattılar, yaptığım kahvelerin aksine ne kadar soğuk bir insan olduğumu. Belki de benden kaçınıyorsun, Hoseok. Ben senin siparişin için sütünü hazırlarken, hep bunu düşünüyorum.
Ve hep aynı şeyi sipariş ediyorsun: Vanilyalı latte. Ben vanilyalı latteden hoşlanmam Hoseok. Çünkü kıvamını tutturması basittir, tutturamazsan da fazladan vanilya koyup tadıyla müşteriyi kandırabilirsin. Tadından da hoşlanmam. Vanilya her zaman benim için aşırı tatlı ve ağır oldu, özellikle de saat hala 12:03 iken. Neden vanilyalı latteyi sevdiğini anlamıyorum, daha çok white chocolate mocha gibi görünüyorsun gözüme.
Ve yine de sadece birkaç gün içinde, senin yüzünden vanilyalı latte yapmaya aşık bir adam haline geliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
barista || yoonseok, sope
Short Storyjung hoseok, her gün saat 12:03'te min yoongi'nin kahve dükkanına gelirdi.