☀️16

1K 162 54
                                    

Beni senden başka hiçbir insan evladı sabahın 7'sinde yatağımdan kaldıramazdı.

Birkaç kere aramışsın, tonla da mesaj atmışsın. Uyurken neredeyse öldüğüm için hiçbirini duymamışım, öyle ki kapımın zilini çaldığında onu bile tatlı bir melodi sanıyorum.

" Günaydın.~ Uyandırdım mı? " diyorsun kapıyı açtığımda. Tanrı aşkına, seni cani herif, karşımda mükemmel suratın ve kıyafetlerin ile bunu söylüyorsun, benim üzerimde ise bol pijamalarım var, yüzüm şişmiş, saçlarım dağınık. Kıkırdıyorsun. " Sorumun cevabını aldım. "

Ben yeni uyandığımda çok huysuz olurmuşum, beni tanıyan herkes öyle der. Seni gördüğümde ise gülümsüyorum. Sen elini saçlarıma daldırıp karıştırıyorsun, en ufak dokunuşunla bile kalbim deliye dönüyor. Elindeki poşette kahvaltı için aldığın şeyler var.

Bir insan benim gibi biriyle kendi isteğiyle kahvaltı etmek için ne kadar büyük bir günah işlemiş olabilir?

Bitki çayı hazırlıyorum, zira evde sadece sert americano var ve sen bundan hoşlanmazsın. Evim çok dağınık değil, ufak bakışlarla süzdüğünü hissedebiliyorum. Liseden kalma basketbol kupalarıma ve film koleksiyonuma uzun uzun bakıyorsun. Kendimi utandıracak bir şey görmemen için dua ediyorum, sen ise kalkmış, liseden arkadaşlarımla olan utanç verici fotoğrafımı bulmuş bana getiriyorsun.

" Lütfen bakma ona. " diyorum hala uykulu sesimle, biraz daha enerjim olsa uzanıp elinden alırdım belki. Öyle kötü bir fotoğraf ki, benden hoşlanıyor olma ihtimalini yerle bir edeceğinden şüphem yok.

" Neden ki? " Sen ise hala iflah olmamış gibi fotoğrafa bakmaya devam ediyorsun. " Çok tatlısın. "

Çok tatlıyım.

Jimin ve Taehyung burada olsalardı, yüzümdeki salak ifadenin fotoğrafını çekip çerçeveletir ve bana kargolarlardı.

Sabah insanı olmadığımı anlamışsındır, o gün ise geceyi seni düşünerek geçirdiğim için sadece birkaç saatlik uykumla karşında oturmuş bitki çayı içmeye çalışıyorum. Yemek yerken çok sevimlisin. Bana kupaları, filmleri soruyorsun; ben ise ufak, kısa cümlelerle yanıt veriyorum. Bir şeyleri yemem için önüme diziyorsun, ben seni izliyorum.

Keşke saçmalamaya başlasan da bir daha tutsam elini.

" ...Yarın gece bir konser varmış. " diyorsun, ayrıntılarını anlatıyorsun ama ben ne yeri biliyorum, ne de çıkacak olan sanatçıyı tanıyorum. Festival havasında olacak diyorsun, güzel olacak. Doğrusunu söylemek gerekirse, son cümlene kadar hiçbir şey dikkatimi çekmiyor. " Beraber gidelim mi? "

O kadar salağım ki, az kalsın yine çayla kendimi yakacaktım. Ama bu artık şaşırmam gereken bir şey değil. Seninle bir festivale gittik, birkaç kere de dışarı çıktık, bu ikimiz için de normal sayılır.

Ben konserlerden nefret ederim.

" ...Olur. "

" O zaman kafeyi kapatıp çıkarız. "

Biz.

" Olur. "

Delirdim ben Hoseok. Delirttin beni. Gün boyunca sen olmasan yüzüne bile bakmayacağım konser için, giyebileceğim kıyafetleri düşünüyorum. Artık neredeyse günümün her dakikası yanımda olman işimi hiç kolaylaştırmıyor.

Sen dersine gittiğin sırada, 12:03'e kadar garsonlarım bana taktik veriyor. Ne giymem gerektiğini, ne demem gerektiğini ve çıkacak olan sanatçının şarkılarını -gençler arasında epey popülermiş- söylüyorlar. Jimin bana deri ceketlerinden birini verecek, Taehyung da saçımı yapmaya gönüllü oluyor. Sen 12:03'te geri geldiğinde ise hiçbir şey olmamış gibi muhabbetimize geri dönüyoruz.

" İlk Adım. " diyor Taehyung. " İlk Adım şarkısı çaldığında onu çek ve öp. Bu artık geleneksel bir şey, insanlar sevdiklerini sırf bunu yapmak için bu konsere götürüyorlar. "

Ben bunu yapabilecek son insanım.

Ama nedense gün boyunca bir kez olsun seni öpme düşüncesini aklımdan çıkaramıyorum.

barista || yoonseok, sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin