☀️22/2

798 114 27
                                    

" Ben tam bir aptalım. "

Yani, yeni doğduğumda ilk duyduğum şey de bu cümle olabilir miydi? Belki de öyleydi. Annem beni pek sevmez, anlarsın. Gerçi böyle bir cümle kursaydı, sanırım inkar edemezdim.

Ama orada ne annem var, ne de " maalesef " yaşadığımı ona söylemek zorunda olan hemşireler.

Daha gözlerimi bile açamadan, midem ve ciğerlerimden boğazıma yükselen acıyla beraber iki büklüm oluyorum ve öksürmeye başlıyorum. Hissettiğim acı tarif edilemez ama neyse ki biraz da olsa aldığım nefesle vücudum ister istemez kendine geliyor ve yerini korkunç bir titremeye bırakıyor. Ben de nerede olduğumu yavaş yavaş hatırlamaya başlıyorum.

Kumsaldayım. Tek gördüğüm şey endişeyle bana bakmakta olan Taehyung ve aptal bir şişme ördek.

" Hyung! "

" Yoongi! Yoongi- iyi misin?! Bana bak- iyi misin? "

Birden sırtımdan beni destekleyen elin sana ait olduğunu anlıyorum, birkaç kere daha öksürdükten sonra güçsüz bir şekilde sırtımın üzerine uzanıyorum ve hırıltılı bir şekilde derince nefes alıyorum. Bana bakıyorsun, o kadar endişelisin ki neredeyse ağlamak üzeresin gibi. Bana uzanıyorsun, iyi olup olmadığımı soruyorsun, sesimin çıkmadığını fark ettiğimde başımı sallıyorum.

Ben sanki orada öldüm.

O gün, o denizde öldüm. Yine de senin kollarında, tam da seni öperken öldüm. En son seni gördüm. Eğer aklımdan geçeni bilseydin, o an orada gözyaşlarına boğulurdun Hoseok, ben de susuyorum.

" Şükürler olsun. " diyorsun, nefes nefese kalmışsın. Bana sarılacak gibi eğiliyorsun ama bir an hala doğru düzgün nefes alamadığımı fark ettiğinde duraksıyorsun, ama keşke sarılsan bana.

" Siktir hyung, ödümüzü kopardın. "

" Emin misin iyi olduğuna? "

" Hastaneyi arayalım mı? "

Başımı zorlukla iki yana sallıyorum ve oturmama yardımcı oluyorsun. Ondan sonrası basit, sanki porselen bir bebekmişim gibi hepiniz bana itaat ediyorsunuz (ki bu kısma bayıldım), ben ise sadece plaj havlusuna oturup yemek yiyorum.

" Yoongi gerçekten çok özür dilerim. " Bu kaçıncı özrün bilmiyorum ama sen de benim yüzümden yanıbaşımda takılı kalmış durumdasın. Bu kadar endişeli olman beni de üzüyor. İç çekiyorum.

" Önemli değil. "

İkna olmamış gibisin.

Yine de günümüz orada bitiyor. Siz duş alıp üzerinizi değiştiriyorsunuz ama hava soğuduğu için benim duş almama izin vermeden direkt üzerimi giymemi söylüyorsun. Epey kısa kalıyoruz orada, en azından çocukların böyle düşündüğünü biliyorum ama benim yüzümden itiraf edemiyorlar. Eve giderken de sadece komik şeyler anlatıp gülüşüyorlar.

Onlar arabadan indiğinde ikimize de tamamen sessizlik hakim oluyor. Ben çok yorgunum, sen de ağzını açsan özür dileyeceğini bildiğin için muhtemelen susuyorsun. Sadece elimi tutuyorsun, parmaklarımızı kenetlemişsin, bu da bana yeter.

barista || yoonseok, sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin