10. Bölüm: "Ben Erza Fernandes..."

634 62 66
                                    

Merhaba! Nassınız?? İyiniz, iyiniz...

Media nassı? İyidir iyidir...

Yeni yp'ye geçenim mi? Gecenim gecenim...

İyi Okumalar~ ! Mı?! Okumalar okumalar...

Jellal Fernandes

"İdam mı?" Korkmuştum. Hep korkardım ölümden, kim korkmaz ki? Ellerimi ovmaya başladım. Burası çok soğuktu.

Hadi mahkumuz da, biz de insanız kardeşim! Biraz insaf Allah aşkına ya...

Benim olduğum hücrede kahverengi saçlı kahverengi gözlü, 17-18 yaşlarında bir kız ve ve sakallarına maşallah dedirten yaşlı bir amca vardı.

Kız sarı kazağının uçlarını çekiştirip kızararak konuştu.

"Adın ne senin Safir Kafa?"

"Adım Safir Kafa değil bundan emin olabilirsin. Ben Jellal."

"Mai." El sıkıştık. Mai sonra yandaki ihtiyarı gösterip konuştu.

"Bu Bob. Ben ondan beş sene sonra geldim buraya, yani geçen hafta."

"Sen buraya neden geldin?"

"Ailemin evini soyup telefondan insanları dolandırdım diyelim. Sen neden buradasın Jellal?"

"Dokuz yaşında bir mafya tarafından zorlanarak bir köydeki çocuk genç yaşlı demeden hepsini öldürdüm. Ama suçlu o, eğer yapmazsam beni de onları da yakacağını söylemişti!"

8 Sene Önce

"B-ben bunu... Yapamam." Rahatsızca deri koltukta kıpırdandım. Bir mafya beni kaçırmış, bir teklif yapıyordu, köyümü yok etmemi istiyordu..!

"Bak velet, ya bu işi yaparsın, ya da..." Birden bir adam sırtında kardeşim Meredy ile geldi.

"Kardeşin, sen ve tüm bir köyü yakarım!"

"Dur! Tamam, elimden geleni..." Adam yanıma yaklaşıp boynumu tuttu ve konuştu.

"Ailen, arkadaşların, tanıkların... Hiçbir şey seni elimden kurtaramaz Fernandes." Boynumu bıraktı ve kucağıma kocaman bir tüfek attı. Sonra da suratıma bir maske.

"Bunları kullan." Onlara durumu anlatıp yapmak zorunda olduğumu söylemeliydim. Ancak o zaman Meredy tehlikeye girerdi..!

Köye geldim. Bir anda beni bir özgüven bastı. Sonra silahı ayarlayıp önüme çıkan bir adamı vurdum. Herkes bana donmuş gözlerle bakıyordu. Hepsi birden hareketlendi ve kaçışmaya başladı. Ben de birden delirdim ve psikopatça kahkahalar atarak rastgele tetiğe basıp kendi etrafımda dönüyordum. Her taraf masum insanların çığlıklarıyla titrerken kahkahalar atıyordum ama birden gözyaşlarım akmaya başladı. Yine de kahkaha atmaya devam ediyordum.

İş bitmişti. Herkes ölmüştü. Benim etrafım, üzerim... Hepsi kan içindeydi.

Birden biri omzuma dokundu. Arkamı döndüm.

"İyi iş evlat. Ancak..." Sırtımı tekmeleyip beni yere düşürdü. "Kardeşini geri vereceğimi sanmıyorum..." Ne demek bu?! O kadar insanı...

Bağırmaya ve yere vurmaya başladım. Bir yandan da ağlıyordum.

Saçlarımı tutup çektim. Sertçe.

Fairy Tail LisesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin