Fairy Tail Lisesi

64. Bölüm: "Tavşanın Falı"

Merhabalar!

Medyamızda ne yazıyor anlayamadım. Halbuki çevirebiliyorum, ara sıra yani ehehe.

Son 2!

Hadi yb'ye geçelim.

İyi Okumalar~

Lucy Heartfilia

"Kızları sırtlara alın!" diye bağırdı Gajeel. Oysa bir sürü kız vardı. Ayı arkamızdan dört ayağıyla koşuyordu.

Natsu beni almıştı. Jellal Laki'yi almıştı. Gajeel Zera-sensei ve Levy'yi almıştı.

Jellal Cana'yı da almaya çalışıyordu ama alabildiği tek şey derin diş izleri oluyordu.

"Gel dedim Cana!" (Jellal)

"Ölsem gelmem! Bak eğer bir daha gel dersen ayıya atarım kendimi!" (Cana)

"Tamam tamam kal orada!" Ayı peşimizden biraz daha kükreyince Natsu'nun beline doladığım bacaklarımı sıkılaştırdım.

"Çok şişkosun Lucy!" (Natsu)

"Sırtımda dayak yersin lan! Hızlan hızlan hızlaaaaaan!" Daha hızlı koşmaya başladı.

"Bekle! Ya diğerleri?!" (Lucy)

"Onlar yakalanır mı sence?" Natsu'ya baktım. Kararlılıkla gülümsüyordu. İçim yine de rahat değildi.

"Biz Fairy Tail'iz! Kuyruğumuzu nereden geldiği bilinmeyen bir ayıya mı kaptıracağız?!"

"Natsu..." Arkadan atlı misali gelen koşma seslerini işitince sakinleştim.

"Şurada bir mağara var!" diyen Laki'nin sesi gittikçe yaklaşıyordu. Sonunda yanımızda belirdiler. Ama Cana yoktu!

"Cana nerede?!" (Lucy)

"Bir dakika ben korkudan bayıldım cidden Cana nerede?!" (Levy)

"Sana çamur yediren bir kız için bu kadar endişelenmen mantıksızca Levy, ayrıca-" (Laki)

"Laki! Deme öyle, bana isterse kızgın yağ içirsin, o benim dostum! Ve bir dost asla yarı yolda bırakılmaz!" Levy böyle deyince Laki konuştu.

"Ayının falına bakıyor diyecektim..." deyince mağara ağzından başımızı uzattık. Ayı bir pençesi çenesinde diğer pençesi Cana'nın elinde ufak bir tedirginlikle Cana'nın tuttuğu eline bakıyordu.

Cana bir elini tepeden yaptığı topuzda gezdirdi ve konuştu.

"Senin kısmetin açılmış, pek yakında..." Elini ovaladı. "Hmmmm ayrıca, senin omuzlarında bir dert var, çök de anlat bakalım..." Ayı çökmeye çalışırken Cana bize dönüp "Her şey yolunda, siz gidin!" diye fısıldadı. Laki konuştu.

"Ben burada kalıp Cana'yı gözlemleyeceğim. En ufak durumda, Zera-sensei, çığlık atarım." (Laki)

"Tamam Laki, hadi gidelim." Zera-sensei tekrar Laki'ye döndü.

"Cana'yı böyle düşünmen çok tatlı, Laki." Kollarını kavuşturdu Laki.

"Onu düşündüğüm falan yok benim. Sadece o ayı Cana'yı yerse hayatımda eksik bir şeyler olacak o kadar..." Sırıttık ve koşmaya başladık.

Ormanın ortalarına kadar koşmuştuk. Yorgunlukla yere çöktük.

"Çocuklar. Sanırım kaybolduk." (Zera) Gökyüzüne baktık. Ağaçlar o kadar uzunlardı ki, görünmüyordu gökyüzü.

"Ne yapacağız sensei?!" (Jellal)

"Bana ne soruyorsun lan safir?" (Zera) Jellal bir ağacın yanında inzivaya çekilirken Levy konuştu.