Chanyeol bir saat önce ancak gözlerini kapayabilmiş ve bir şekilde uykuya dalmayı başarmıştı. Şimdi ise odasının kapısının tıkırtısına açılan gözleri aydınlık odada, odasının ortasında parmak uçlarında yürüyen adamı yakalamıştı.
"Baekhyun.."
Baekhyun gözlerini sıkı sıkıya kapatırken, aslında odaya sessizce girdiğini düşünüyordu. Onu uyandırmak istememişti. Sadece banyoyu kullanacaktı. Tek gözünü aralayıp ona doğru dönerken Chanyeol de dirsekleri üzerine yüklenerek başını kaldırmış ona bakıyordu.
"Uyandırmamaya çalışıyordum."
"Sorun değil." dedi Chanyeol sırıtarak.
"Günaydın. Banyoyu kullanacaktım."
Chanyeol gözünü ovaladığı elini ona doğru havada sallayarak istediği gibi kullanabileceğini belirtirken, Baekhyun onun yeni uyanan görüntüsündeki sakinliği tek göz kırpışında sindirip banyoya döndü.
"İstersen yıkan, ben çıkarım."
Baekhyun bileklerine uzanan pijamasının kenarlarını avucunda sıkarken parmakları üzerinde yaylandı. Chanyeol'un böylesine rahat söylediği ve aslında gerçekten de sıradan olan şeyler onda beklenmedik etkiler yaratıyordu.
"Teşekkürler, okula dönünce hallederim."
Chanyeol kafasını sallarken, Baekhyun da yeniden bir şey söylemesine fırsat vermeden banyoya girdi. Tuvaletini yapıp aynanın karşısında yüzünü yıkadıktan sonra, gece dikkat edemediği banyoya göz gezdirdi.
Koyu renk ışıldayan mermerlerle döşeli büyük bir banyoydu. Kapının arkasında kalan sağ tarafta bir küvet ve duş vardı. Sol tarafta büyük kare bir ayna, iki yanında koyu ceviz birer dolap ve ortasında bir lavabo. Bronz çeşmenin yanında dizilmiş el sabunları, tıraş malzemeleri ve parfümler vardı. Baekhyun bir an tereddüt etse de biraz sonra parmakları uzun parfüm şişelerinden birine doğru uzandı. Kapağını açıp burnuna doğru yaklaştırdığı şişeyi koklarken göz kapakları örtülmüştü.
Birileri Park Chanyeol'un kokusunu alıp bu şişenin içine hapsetmiş gibiydi. Tanıdıktı. O gece yanında yattığından beri, yanındaki yastığa başını koyduğundan beri, tanıdıktı.
Gözlerini aralayıp aynadaki yansımasında kendini gördüğünde elindeki şişeyi hızla kapatıp yerine koydu. Dağılan saçlarını eliyle düzeltip ensesine biraz su çarptı. Yanakları kızarmış gibi hissediyordu ama görünürde bir şey yoktu. Dönüp banyodan çıktı.
Chanyeol yataktan ayaklarını sarkıtmış bir şekilde oturmuş kollarını da dizlerine yaslayıp başını öne düşürmüştü. Düşmüş başını banyosundan çıkan pijamalı Baekhyun'a döndürdüğünde, onu görür görmez yüzüne hemen yerleşmeye çalışan gülümsemesini gizlemek için dudaklarını birbirine bastırdı.
"İyi uyudun mu?"
"Uyudum, teşekkürler."
"Ne kadar çok teşekkür ediyorsun.." dedi Chanyeol ayağa kalkarken, sırıtıyordu.
"Senin evindeyim ve teşekkür etmemi gerektirecek şeyler yapıyorsun."
"Hmm, öyle olsun." dedi Chanyeol banyo kapısına doğru yürürken uzata uzata.
Baekhyun da çıkmak için odanın kapısına doğru ilerlemişti.
"Baekhyun."
Baekhyun ona dönerken, Chanyeol dolabını işaret etti.
"Üzerine giyecek bir şeyler al. Bekle, birlikte inelim."
"Gelirken giydiklerimi giyeceğim."
"Alkol koktuğuna eminim. Sadece istediğin bir tişörtü al, sorun değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Véspero || Chanbaek/Sekai
FanfictionPark Chanyeol, zehirli bir yılandı. Her an kanınıza karışabilirdi. Byun Baekhyun ise pençelerini arkasında saklayan naif bir aslandı. Kim Jongin, yeşil ve grinin uyumuydu. Gözleri donmuş bir orman gibiydi. Oh Sehun ise gün batımı gibi sarıydı. Soğum...