Haftasonu tatilinin üzerinden birkaç gün geçmiş ve Hogwarts'da çoktan bir sonraki haftanın ortasına gelinmişti. Chanyeol ve Junmyeon hafta başında profesörleriyle konuşup derslerde takım için biraz daha anlayışlı olup olamayacaklarını sormuşlardı. Elbette tüm Hogwarts bu maçı almak istiyordu ve elbette izin vermişlerdi. Ödevleri zamanında teslim etmek dışında bir süreliğine bazen bazı derslere katılmayabileceklerdi. Haftada iki gün gündüz, birisi Madam Hooch ile birlikte, bir gün de gece olmak üzere dört günlük bir antrenman programları vardı.
Ayrıca Gryffindor soyunma odasını takıma tahsis etmişlerdi. Diğer takım oyuncuları eşyalarını arka dolaplara taşımış ve okul takımının ön dolaplara yerleşmesi için yer açılmıştı. Jongin'in çalıştığı, Chanyeol'un eski Ateşoku da dahil olmak üzere tüm süpürgeler toplarla beraber küçük odada duruyor ve Baekhyun'un koyduğu bir mühürle sadece takımın alabileceği şekilde muhafaza ediliyordu. Süpürgelerini almak için her seferinde kapıya 'Ateşli' diye fısıldamak hepsine başta garip gelse de Chanyeol'un epey hoşuna gitmişti. O gece Baekhyun kapıyı mühürlerken bir türlü aklına başka bir kelime gelmemişti ve mühürledikten sonra kelimeyi söylediğinde Chanyeol'un dakikalarca kahkaha atmasına neden olmuştu.
Onu böyle gülerken görmek güzeldi, antrenman yaparken görmek değildi. Çünkü Park Chanyeol sahada bir kaplana dönüşüyor ve hata yapan her oyuncunun üzerine süpürgesini sürmemek için kendini zor tutuyordu. Çoğu zaman da Junmyeon'un sahada yankılanan "Önemli değil, devam et'i" ile kendini duraksatıyor ve onunla en çok bu zamanlarda anlaşamıyorlardı. Onun dışında şaşırtıcıydı ama harika bir uyum yakalamışlardı. Junmyeon'un aldığı panoyu odaya asmışlar ve üzerini takım ile ilgili önemli konularla, daha fazla çalışılması gerekenlerle, kişilerin güçlü ve zayıf yanlarının yazdığı küçük notlarla doldurmuşlardı.
Şimdi sahada iki takım halinde maç yaparlarken Chanyeol'un gözü herkesteydi. En ufak bir hatada maçı durduruyor ve her kim ne yapıyorsa kusursuzunu yapmasını istiyordu.
"Sehun eğer o dalıştan Snitch ile çıkmayacaksan dalmamalısın! Rakibin dikkatini dağıtmaya yönelik oyna."
Sehun, rakibi olan adamın sırıtışını ensesinde hissediyor, Ateşoku'na iyice eğilirken ilerdeki Chanyeol'un bağırtısını duymamaya çalışıyordu. Elbette o dalıştan elinde Snitch ile çıkacaktı. Yere yakın bir yerde altın topa uzanıp süpürgesi üzerinde takla atarak elindeki parlak topla birlikte onlara döndüğünde tribünlerdeki tek destekçisi ayakta, onu alkışlıyordu. Junmyeon maçı bitirirken Jongin, o dalışın nasıl gerisinde kaldığına dair küfürler savuruyordu kendine.
"Şanslıydın." dedi onun yanına doğru uçan Sehun'a dönerek.
Sehun eldivenini düzeltirken gülüyordu kendi kendine.
"Yere çok yakındı, daha dikkatli dalmalıydın. Hırslandın."
Sehun tek kaşı havada bakışlarını ona döndürürken Jongin yeri işaret ediyordu.
"Sadece almak için daldın."
"Aldım da.."
"Takılsan yüzünü yere sürtebilirdin.."
"Gerçek maçta da böyle bir pozisyonda kalsam ve yüzümün yanacağını da bilsem yine de dalarım."
Jongin onun bakışlarındaki aleve baktı bir süre. Gerçekten hırslı oynuyordu. Jongin eğer kendi oynayacak olsa maçı alacaklarından ne kadar emin olacaksa, şimdi Sehun oynarken de aynı eminlikle maçı alacaklarını hissediyordu. Yine de kendini böyle gözü kapalı bir şekilde tehlikeli bir durumun içine atma ihtimali onu germişti. Beyaz yüzünü ve terden tel tel alnına yapışmış sarı saçlarını inceledi. Üst dudağını yalayarak süpürgesini geriye döndürürken bir şeyler mırıldanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Véspero || Chanbaek/Sekai
FanficPark Chanyeol, zehirli bir yılandı. Her an kanınıza karışabilirdi. Byun Baekhyun ise pençelerini arkasında saklayan naif bir aslandı. Kim Jongin, yeşil ve grinin uyumuydu. Gözleri donmuş bir orman gibiydi. Oh Sehun ise gün batımı gibi sarıydı. Soğum...