Ertesi gün Chanyeol odalarından çıktığında altında sadece iyi ütülenmiş, siyah düz kumaş pantolonu ve üzerinde de siyah tişörtü vardı. Henüz akşam için hazırladığı kıyafetlerini giymemişti. Elinde kendisinin ve Jongin'in hediyelerinin olduğu paketlerle ortak odaya geçtiğinde, ortak oda bir kişi dışında boş ve sessizdi.
Baekhyun, şöminenin yanında dün gece getirdiği yılbaşı ağacının ışıklarını ayarlıyor gibi görünüyordu. Arkasında kapının açıldığını duyduğunda o tarafa döndü.
"Erkenden hediyelerine mi bakıyordun?"
Chanyeol'un takılması, Baekhyun'un gülmesine neden olurken Chanyeol de onun gülmesinden memnun, o tarafa doğru ilerledi.
"Son kez süslemelere bakıyordum. Döndüğümüzde hazır olması için. Alkolün yanına yiyecek bir şeyler de ayarladım." dedi Baekhyun ortadaki sehpayı göstererek.
Gerçekten masanın üzerinde küçük kâselerin içi çerezler, küçük kurabiyeler ve şekerlemelerle doluydu. Bir köşeye de kaymak birası şişeleri dizilmişti.
"Bizim odada da bir şeyler var. Onları da getireyim. Dün Kyungsoo bırakmıştı."
"Olur." dedi Baekhyun, sonra gözü Chanyeol'un elindeki paketlere kaydı.
"Hediyeleri mi bırakacaktın?"
Karşısındaki Baekhyun'u izleyen Chanyeol, onun sorusuyla bir an afallarken sonradan ne demek istediğini anlayıp kendisi de elindekilere baktı.
"Ah, evet, herkesin buraya bıraktığını gördüm ve bizimkileri de bırakmam gerektiğini düşündüm."
Baekhyun'un yüzünde yine bir gülümseme oluşurken elini ona doğru uzattı. Chanyeol paketleri kendi elinden onunkilere geçirirken, Baekhyun'un sıcak teni ve sıcak eliyle olan bu ufacık temas ona birden o geceyi hatırlatmıştı ve Chanyeol sadece kendisinin bildiği bu olayla bakışlarını kaldırıp Baekhyun'un yüzünü fethederken, Baekhyun bundan habersiz, aldığı paketleri yılbaşı ağacının altına diğerlerinin yanına bırakıyordu.
Epey kalabalık bir hediye paketi yığını vardı, eh dokuz kişi az sayılmazdı. Baekhyun yeniden dikleştiğinde Chanyeol hala ona bakıyordu. Çok derinlerinde bir şeyler anlatmak istiyor gibi görünüyordu ama Baekhyun ne olduğunu anlayamadı ve Chanyeol'un anlayamadığı bakışlarının içine düştüğünü anladığında kafasını iki yana salladı yavaşça.
"Her şey tamam görünüyor. Hazırlanmaya gideceğim." dediğinde kibarca izin ister gibiydi.
"Ben de hazırlanacağım. Aşağıda görüşürüz." dedi Chanyeol gözlerini yeni fethettiği çiçek bahçesinden ayırmak zorunda kalarak.
"Görüşürüz."
Baekhyun onu geçip odasına doğru ilerlediğinde Chanyeol de onun gidişinin ardından gözlerini kapatıp kendi kendine gülümsemişti hafifçe. Ardından arkasını dönüp kendi odasına giderken, ortak oda yeniden sessizliğe bürünmüştü.
Ve yılbaşı ağacının üzerine dökülen ökse otlarını kimse görmemişti..
*
O gece büyük salon tamamen yılbaşı için hazırlanmış görünüyordu. Tanıdık dört masa yerine profesörlerin masasının önüne dik şekilde uzanan daha uzun bir masa eklenmişti. Anlaşılan okulda çok fazla öğrenci kalmamıştı ve profesörler, tüm binaların bir arada yemesi için bir düzenleme yapmıştı. Diğer masalar yok olmuş onların yerini yılbaşı ağaçları ve süslemeler almıştı. Tavan gece mavisi rengine bürünmüş ve sallanan yüzlerce mumla dekor tamamlanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Véspero || Chanbaek/Sekai
FanfictionPark Chanyeol, zehirli bir yılandı. Her an kanınıza karışabilirdi. Byun Baekhyun ise pençelerini arkasında saklayan naif bir aslandı. Kim Jongin, yeşil ve grinin uyumuydu. Gözleri donmuş bir orman gibiydi. Oh Sehun ise gün batımı gibi sarıydı. Soğum...