5 - Sıkıysa Yakala

3.8K 440 228
                                    

Birkaç gün sonra Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinden çıktıklarında Baekhyun öğle yemeği için büyük salona inerken, Sehun işi olduğunu söyleyip ondan ayrılmıştı. Çünkü ders sırasında Slytherin'lerin antrenmanda olacağını duymuştu ve bu fırsatı kaçırmak istemiyordu. Hazır ortalarda kimse yokken geçen günkü odaya girmek istiyordu.
Jongin'in neler yaptığını öğrenmek istiyordu..

Şimdi yedinci kat koridorunda duvarın önünde dikilirken, eli çenesine dayalı, gözleri kısılıydı. Ne dileyeceğini kestirmeye çalışıyordu. Bunun üzerine biraz düşünmüştü ama birden fazla istek hakkı olup olmadığından emin olamadığı için hepsini birden tüketmek istemiyordu. Hem de kapıyı açtırmak için kapsamlı bir şey düşünmesi gerektiğini hissediyordu. Sonra girebilmek için aklından geçen en olasılıksız şeyi geçirdi.

"Kim Jongin'in girdiği odaya girmek istiyorum."

Düz duvarda kapıya benzer tek bir şey bile belirmezken, bu düşündüğünün çok basit olduğunu biliyordu zaten ama işin özünde bunu istediği için yine de şansını denemek istemişti. Biraz daha düşündükten sonra isteğinin kesinlikle bu olduğuna karar verdi, sadece biraz daha detaylandırması vb gerekiyordu.

"Kim Jongin'in yalnızken gizlice girdiği özel odasına girmek ve içeride ne haltlar karıştırdığını öğrenmek istiyorum. Buna ihtiyacım var."

Çenesinin altında birleştirdiği elleri, kapalı gözleriyle birkaç saniye sessizce duvarın önünde dikilirken, duyduğu sesle yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Gözlerini açtığında Jongin'in girdiği kapıyı yeniden karşısında görürken, bu kadar hızlı olmasını beklemiyor ama bu kadar hızlı olduğu için de memnun bir ifadeyle koridora kısacık bir göz atıp, kapıya uzandı. Kapı kolunu yavaşça çevirip içeri girdi.

Burası oldukça gösterişli bir odaydı. Kapıdan girdiğinizde ilk dikkatinizi çeken soldaki büyük yatak oluyordu. Üzeri küçüklü büyüklü yastıklarla doluydu ve yerlere kadar dökülen kalın yeşil örtülerle örtülüydü. Kapının ve yatağın tam karşısında yüksek pencereler vardı. Bu pencerelerin duvarın dışından da görünüp görünmediğine emin olamadı. Çünkü aslında tersinde kalsa da pencereler Karagöl manzaralıydı. Sehun'u tersinde kalan Karagölden de fazla şaşırtan şey ise yüksek pencerelerin sağ ve solunda bulunan ve ağzına kadar kitap dolu olan kitaplıklardı. İki kitaplığın ortasında ve pencerelerin önünde güzel bir çalışma masası vardı. Tavandan masanın üzerine doğru sarkan bir aydınlatma, yerde de eski büyük bir halı duruyordu.

Sehun odanın her detayına bakmaya çalışırken, tehlikeli hiçbir şey görememişti. Aksine burası sıradan bir öğrencinin sıradan bir yatak odası gibi duruyordu. Tabi birazcık büyük ve şatafatlı oluşunu saymazsak.

Pencerelere yaklaşıp manzaraya biraz daha yakından bakmak istedi. Güzel görünüyordu.

"Jongin Bey işini biliyormuş demek.."

Kollarını göğsünde birleştirip aşağıdaki göle bakmaya devam ederken, burada ne yaptığını düşünmüştü birden. Birinin özeline sırf merakından izin almadan dalmıştı. Bir işler çevirdiğini düşündüğü için de pişmandı çünkü yok yere birinin hakkında kötü şeyler düşünmüştü. Sehun, içinde neden burayı bu kadar merak ettiğini bir türlü anlamlandıramazken, bakışlarını kitaplıklara doğru kaydı. Öylesine göz gezdirirken, gördüğü şeyle gözleri büyüyerek kitaplığın önüne gitti. Uzanıp raftaki kitabı çekip alırken, bu kitabın burada olduğuna inanamıyordu. Bu, Sehun'un asla sahip olamadığı ama neredeyse taptığı o kitaptı. Çünkü çok eskiden özel basım üretilmişti ve artık satılmıyordu. Ya da elinde olan bazı kişiler çok yüksek bir değere satmaya çalışıyordu. Gerçekten çok yüksek.

Véspero || Chanbaek/SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin